~35

1.8K 145 12
                                    


   Ders sıkıcıdan da öte bir şekilde bana gıcıklık olsun diye birileri zamanı durdurmuş gibi bir türlü geçmek bilmiyordu. Hoca sınıfa dalış yapmadan önce giren Deniz ve Aslı'yı hatırladım, Deniz bana bakarak kafasıyla selam vermişti. Göz ucuyla Büşra'ya baktım. Hala elinde telefon birilerine mesaj yazıyordu. Dün uyuyakaldığımı  kız resmen sağır sultana bile duyurmuştu! Lanet uykum! Onlara gitmeden önce o uyarıcı ilaçlardan içmeliydim! Gerçi bardak bardak kafaya diktiğim kahvelerden hiçbir yarar görememiştim, ilacın da farklı olacağını sanmıyordum. Kafamı yavaşça bir kaç defa sıraya vurdum. "Ezik, güçsüz ve rezil birisin." diye kendi kendime mırıldandığımda ders dinlemediğimden hocanın hedefi olmamak için bir yandan da dua ediyordum. "Neden ben?"

     "Akher." kulağıma gelen fısıltıyla beraber başımı kaldırıp parlayan gözleriyle bakışlarını bana yöneltmiş olan Büşra'ya baktım. "Uyuyakalmış olmanı birazcık ağzımdan kaçırdığım için üzgünüm." Kafasın iki yana sallarken düşüncelerini toplamaya çalışıyor gibiydi. 

    "Birazcık mı?" diye inlerken insaf etmesi için ona baktım. Gerçi kızın bütün sınıfa söylediği gibi bir izlenime kapılmamıştım ama Mihriban ve Alp bilemese de olurdu.

    "Ya sadece bizim tayfaya ağzımdan kaçırdım merak etme!" Burada kızması gereken benken o kızmış gibiydi. Ara vermeden devam etti. "Ve derse girmeden yeni bir arkadaşın olacağından bahsetmiştim hatırlıyor musun?"

    Beynimde hızla artan soruların merakı gözlerime yansırken aceleyle başımı salladım. "Tenefüste seni biriyle tanıştıracağım. Sen onu zaten tanıyorsun ama pek iyi bir tanışmanız olmamıştı." Kocaman bir şekilde gülümsedi ama gülümsemesi o kadar çok ben sahteyim diye bağırıyordu ki dudaklarının kenarından tutup çeksem yüzünden sıyrılırdı. "Şimdi, onu gördüğünde ona karşı ılımlı yaklaşmanı istiyorum. Geçen sınıfa dalıp yakalarını çekiştiren çocuk var ya, hah o işte. Onu ve sana basket topu atan çocuğu buldum, arkadaş oldum ve sana yeniden sataşmamaları konusunda ikna ettim, senin haklı olduğundan falan bahsettim işte. Yine de işimi garantiye almak için tanışın kaynaşın! Tamam mı?"

    "Büşra! Önüne dön ve dersi dinle!" Hocadan gelen sert ikazla yıldırım gibi önüne dönen Büşra'ya boğazıma dizilen soruların acısıyla baktım. Ne yapmıştı bu kız? Daha doğrusu oğlanı bulup arkadaş olmayı nasıl başarmıştı? Ve ben neden onunla "tanışıp kaynaşmak" zorundaydım? Doğudaki aşiret ağasının eşleri gibiydi doğrusu, koskoca konağın bütün entrikalarını düzenleyip rahatça yürüten hanım ağalarına taş çıkartıyordu.

    İçimden gelen garip bir dürtüyle bakışlarımı çevirip Deniz'e baktığımda gözlerimiz buluştu. Lacivert gözlerinin tesiriyle beynim boşalmış ve hafiflemiş gibiydi. O kadar ki gümbür gümbür atan kalbim dışında vücudumdaki hiçbir organı hissetmiyordum bile. Gözlerimi kaçırıp önüme dönmek aklımın ucundan bile geçmezken o bana gülümseyip hocaya bakmaya başladığında beynimde dönen tek bir soru vardı. "Deniz neden bana bakıyordu?" Onu yakalamıştım değil mi? Onu bana bakarken yakalamıştım ama normalde olması gereken şeyi yapmamıştı, yani suçlu biri gibi gözlerini hemen başka tarafa çevirmek yerine üstüne bir de sebebini anlayamadığım yarım bir gülüş göndermişti bana. Acaba rezillik üzerine rezillik çıkararak onu eğlendirdiğim için mi böyle yapmıştı bana? Bu düşünce beynimde bir kasırgaya neden olup onu yeniden hissetmemi sağladığında aptal aptal Deniz'e bakmak yerine önüme döndüm. Önce lunaparktaki saçma -kıza benzemem- muhabbeti, sonra onlara gidip uyuyakalmam... Hem de ilk defa gittiğim bir evde ve o ev sınıf arkadaşımın evi... Sevdiğim kızın...

    Aklımdakileri savmak için sıranın üzerinde düşmek üzereyken uç kutusuna takılmış olan uçlu kalemi elime alıp ders dinlemeye karar verdim ama dinlemek ne mümkündü? Kalbimin tamamı Deniz'le meşgulken aklımda Büşra'nın karıştırdığı işler vardı. Zoraki bir şekilde birileriyle nasıl muhabbet edebilirdim ki? Normalde bile kimseyle doğru düzgün muhabbet etmezdim ben!

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin