142. bölüm - Zarflar...

4.2K 301 77
                                    

( Yazar'dan )

( 4 gün sonra )

Artık her şey bitmişti. Hulusinin cenazesi olmuştu. Mevlüt okunmuştu. Bitmeyen tek bir şey vardı. O da İplikçilerin içinde olna sızı idi. Acıları hala taze idi. Serkan hala Emine olayını söylememişti. Çünkü emin değildi. Dedesinin saçmaladığını sanıyordu. Ha bir de hala öldüğünü bilmiyordu. Etrafında tuaf şeyler oluyordu bunun farkındaydı. Aslında tahmin ediyor olanları. E zeki çocuk şimdiye kadar nasıl anlamadı ben ona şaşıyorum. Rüya... Rüya aynı işte. Onda  bir değişiklik yoktu. Biraz belacı bir kız olacak galiba. Evde sağlam bir şey bırakmadı. Tuttuğunu yere fırlatıyordu. Artık evde her şey yüksekte tutuluyordu minik cadımız yüzünden. 

Şimdi İplilikçi köşkünde aile toplanmıştı. Hulusinin avukatları oradaydı. 

Avukat1: Hulusi bey mirası böldü. Herkese bir şey bırak-

Ömer adamı eli ile durdurdu. 

Ö: Daha bu konu için çok erken. İçimizde bu acı varken bunu konuşmak bence hiç doğru değil. Biraz daha bekleyelim. Dedemin olan her şey hala dedemin kalacak. Biz kendimizi hazır hissedince sizi ararız. O zamana kadar da herşeyin tapuları anahtarları sizde kalacak. Size güvenebiliriz değil mi? 

Avukat2: Tabi ki Ömer bey. Biz Hulusi beyin yıllardır avukatlarıyız. Bize güvenebiliriniz. 

Avukat1: Hulusi bey herkese birer zarf bıraktı. Bunları vasiyet açıklanmadan önce size vermemizi söyledi. 

Avukat zarfları çantasından çıkarıp Necmiye uzattı. Necmi sıra ile herkese zarfını verdi. Ömere, Defneye, Sudeye, Nerimana. Avukat(1) diğer avukata baktı ve başını salladı. Avukat(2) kendi çantasını açtı ve başka bir zarf çıkardı. Üstünde Serkanın ismi yazıyordu. 

Avukat2: Serkan bey? 

SE: Efendim? 

Avukat2: Bu sizin. 

SE: Benim mi? 

Ö: Ne alaka? 

Avukat1: Hulusi bey bunu Serkan beyden başkasının açmamasını rica etti. Serkan bey okumayı öğrenince okusun dediler. Ondan başkası bakın buranın altını çizdi Serkan beyden başkası hiç kimse bu zarfı okumasın dedi Hulusi bey. Siz bile Ömer bey ve Defne hanım. 

D: Nasıl yani? 

Ö: Biz niye bakamıyoruz?

Avukat2: Ömer bey Hulusi beyin kesin talimatı var. Serkan bey şimdi okumayı bilmiyorsa büyüdüğünde okumasını söyledi. Serkan beyin bildiği bir şeyin detayları varmış bu zarfın içinde. 

SE: Be-ben mi? Ben bir şey bilmiyorum ya. Ne biliyormuşum ben? Allah Allah ya. Abi nereden çıkartıyorsunuz böyle şeyleri? Neyi ima ediyorsunuz siz? 

D: Oğlum sakin ol. Gel bakayim yanıma. Sakin oğluşum. 

Avukat1: Biz hiç bir şey ima etmiyoruz Serkan bey. Hulusi beyin söylediklerini size söylüyoruz sadece. 

***

( Necmi )

"Oğlum... Sana böyle hitap etmeyeli ne kadar oldu hatırlamıyorum bile. Canım oğlum... Biliyorum seni hep abinle kıyasladım. Seni küçük gördüm. Bunları senin büyümen için yaptım. Kendi işini kendin halletmeyi öğren diye yaptım. Biliyorum... Benden nefret ettin. Senin gibi baba olmaz olsun dedin içinden. Benden kurtulamyı bir çok kez istedin. Ama ben sana kızmadım oğlum. Çünkü sen haklıydın. Ahmeti senden daha çok sevdiğimi düşündün hep. Ama bu öyle değil. Ben ikinizi de aynı sevgi ile aynı şevkat ile büyüttüm. Sadece sana hissettirmedim. Şimdi oğlum... Şimdi sen mükemmel bir adamsın. Böyle olmaya devam et. Ve kendine çok çok dikkat et. 

Seni çok seven baban... "

Necmi kağıdı buruşturdu ve ağlamaya başladı. 

***

( Neriman )

"Neriman... Kızım... Seni hep azarladım. Ama bil ki seni olmayan kızımın yerine koydum. Gözüm gibi bakmaya çalıştım sana. Sen benim oğlumu sevdin, mutlu ettin ona bir evlat bana da bir torun verdin. Çevirdiğin alevereler dalavereler... Biliyorum onlar ailemizin mutluluğu içindi. Ama artık bu işleri bırakıp Sudeye bakmalısın. Onu karşına al ve derdini dinle. 

Baban..."

Ner: Babacığım. 

Diye ağlamaya başladı. 

***

( Defne )

"Defne... Kızım sen bize Allahtan gönderilmiş bir melek gibi girdin hayatımıza. Benim hayatta en değerli şeyimi... Ömerimi hayata döndürdün. Sen bize Ömeri bağışladın. Onun sert duvarlarını yıkıp yumuşattın. Senin sayende barıştık. Biliyorum hatta eminim ki ömür boyunca Ömerden daha mutlu bir adam olmaz şu dünyada. Sakın sakın birbirinizi üzmeyin kızım. Beraber yaşlanın. İnan ki bundan daha güzel bir şey yok. Ben karımı erken kaybettim. Yaşayamadım bu duyguyu. Ama siz yaşayın. Ve lütfen vasiyetimi red etme...

Sana bir çok şey borçlu olan deden..."

***

( Ömer ) 

"Torunum... Oğlum... Ben sana çok çektirdim biliyorum.  Küçük yaşta annenden babandan ayrıldın. Ama buna rağmen çok büyük bir adam oldun. Doğru yoldan şaşmadın. Şimdi senin yürüdüğün yoldan oğlunu yürüt. Kızını yürüt. Sen çok iyi bir baba olacaksın. Benim yaptığım hataları sakın yapma. Beni affettiğini duydum ya... Artık huzurla uyuyabilirim. Artık vicadanım temiz. Serkan saçmalamıyor. Ona kızma. Bana da kızma. Mecburdum... Kendine, karına ve çocuklarına çok iyi bak. İplikçi soyunu devam ettirmek senin elinde. 

Seni çok seven deden..."

***

Serkan zarfı ellerine aldı. Derin nefesler almaya başladı. 

SE: Kazamız mübarek olsun.

Deyip zarfı açtı...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ne dersiniz yb Emine İplikçi olayı ortaya çıkar mı? 

"ELBAR (Sevgilim) +18" in devamı yeni başladı arkadaşlar okumanızı öneririm. "ELBAR (Sevgilim)+18  2"  yazar: elbardelisiyiz 

İstanbulu iyi tanıyan birine ihtiyacım var. Öyle biri varsa özelden mesaj atsın yardımına ihtiyacım var. 

Yorunlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum 

Yeniden Aşk (DefÖm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin