33; altı golf sopası, bir küvet

78.6K 4.6K 25.5K
                                    

Okurken sıkılmayacağınıza söz veriyor musunuz?😇

Destan gibi bir bölüm, sizlerle efenim.💞

Bölümün şarkıları:

"Lana Del Rey - Cherry

Kristian Kostov - Beautiful Mess"

İyi okumalar🤗

Yer: Kim Dairesi, Seul

Tarih: 20.10.2016 23.30

"Taehyung," dedi babam, odamın ışığını açtığında. "neler oluyor?"

Jungkook'un çıplak ve terli göğsünü ışık hızında iterek yataktan kalktığımda nefes nefese babama bakıyordum. Kapıyı açtığı aralıktan kafasını uzatmış ve gerçekten de -resmen, ailecek sorunluyduk- elinde tuttuğu golf sopasıyla gözlerini kısarak beni ayırt etmeye çalışıyordu.

Tanrım, sen beni şu bok çukurundan kurtar. Yemin ederim bir daha Jungkook'a öyle pis şeyler yapmayacağım.

Off, neyse ben yine söz vermiyim de.

"Oğlum," dedi, babam. Kapıyı arkasından kapamış, tam olarak odama giriş yapmıştı. Elveda hayallerim, elveda hayat ve elveda Jungkook'un kaslı kolları... "rüya mı görüyorum yoksa ben?"

"Bu yataktaki çocuk kim?"

"B-Baba," dedim, fısıldarcasına. "rüya görüyorsun."

"Biz aslında yokuz." derken kulağına kulağına mırıldanıyordum. "Biz aslında birer hayal parçasıyız."

"İyi de oğlum," dediğinde inanmadığına kanâat getirmiştim. Belirgin kaşları çatılmış, iri gözleri Jungkook'un yatakta, kaskatı kesilmiş bedenini izliyordu. "seni ve tanımadığım yarı çıplak bir çocuğu rüyamda niye göreyim?"

"Ben nereden bileyim baba," diye yakındığımda Jungkook'a kaş göz işareti yaparak saklanmasını anlatmaya çalıştım ve gardırobumu gösterdim. Ah, uzun ve geniş sevgilim benim dolabıma nasıl sığacaktı ki?

"Acaba şu poker arkadaşlarını çağırma işini çok mu kafaya taktın?"

"Yok, yok," dedi, kafasını iki yana sallarken. Bir yandan Jungkook'un sessizce hareket etmek için çaba sarf eden silüetini izliyor, kafasında mantık çerçevesine oturtuyormuş gibi duruyordu. "imkanı yok."

"Baba..." diye sızlandığımda Jungkook gözümüzün önünde dolabıma girmeye çalıştı ve içeriye oturabildiğinde birkaç askının düşüş sesi yankılandı. O sırada, babamın yutkunduğunu ve golf sopasını elinde çevirdiğini gördüm.

Ayvayı yemiştik. Hem de çekirdekli!

"Söyle bakayım," dedi, omzuyla omzumu dürterken. "barıştın mı o aznavurla?"

"Barıştım, barıştım baba." diye mırıldandığımda gözleri birden dünyanın çapına yaklaşırcasına açıldı ve bana dönerek golf sopasını yere vurdu. Aha, anlamıştı.

"Barışma merasimi mi yapıyordunuz yoksaa?" derken dilini çıkarmış, saçma bir yüz ifadesiyle göz kırpmıştı.

"Ne münasebet, babacım?" dediğimde eğilip bükülmüş, zorlukla yutkunmuştum. Nasıl kurtulacaktım yahu, bu durumdan? Adam hala rüya zannediyordu, galiba.

"Aç şu dolabı," dedi, elindeki sopayla dolabı gösterirken. "çıkşın dışarı. Benim oğlumla haşna fişne yapmak neymiş göstereyim ona."

"Rüya burası babacım," dedim, tekrar. Son bir şansım varsa, denemekten zarar gelmezdi. "rüya olduğu için ortadan kayboldu ve gitti."

"Ne rüyası yahu?" diyerek kaşlarını çattığında uyandığını belli edercesine enseme tokadı yapıştırdı ve boğazını temizledi. "Kimi kandırıyorsun?"

classroom :: vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin