41; lanet olası ramenler

50.5K 3.3K 12.1K
                                    

Selaaam! Daha erken atmak isterdim ama uzun yazmak istedim yine ^.^ O yüzden gecikti biraz, bol bol gülmenizi umuyorum ve bölümün sonlarına doğru bana sövmeyin diyerek gidiyorum!😂🙈

Kontrol edemedim, hata bulursanız gülün geçin😔

(Medyadaki şarkıyı mutlaka dinleyin!! 😏)

İyi okumalar, tatlışlar💜

Yer: Kim Dairesi, Seul

Tarih: 18.12.2016 15.14

Jungkook ile birçok anı biriktirdiğimiz küvette bu kez tek başıma yıkanırken köpüklü saçlarımla ve çarpıp durduğum perde ile cebelleşiyordum. Ilık su omuzlarımdan dökülürken artık bir kapısı olmayan banyomuz yüzünden gereğinden fazla üşüyor ve bir an önce temizlenip Jungkook'un geri dönüş partisi için hazırlanmak istiyordum. Beyefendi partinin konseptini bana hâlâ söylememişti fakat aklınca değişik planlar kurduğunu belli etmişti. Dün araba faciamızdan sonra beni eve bıraktığında kulağıma, bugünü çok iyi tasarladığını söylemişti.

Ah, Yüce Tanrım, dudaklarını kulağımda hissedince bile ıslanıyorum.

Her neyse, sonuç olarak henüz nasıl bir kıyafetle gitmem gerektiğini öğrenememiştim ama beni akşam almaya geleceği için daha vaktim var sayılırdı. Ağzımı, götümü -ay pardon, gözümü- yakan köpüklerden kurtulmak umuduyla durulandım ve perdeyi aralayarak evin koridoruna bir bakış attım. Koskoca adam olmuştum ve bilirsiniz, herhangi bir aile üyem ile karşılaşmak istemiyordum.

Kirli sepetinin üzerindeki iç çamaşırıma uzanmak için kolumu uzattığımda vücudumda uzun olan bir yerler olduğu için tanrıya şükretmek ile meşguldüm. Parmak uçlarıma değen kumaş parçasını almak üzereyken küvetin zemininde kalan su birikintisi -şansa bakın ki- ayak tabanlarımı yerinden kaydırdı ve dünyam başıma yıkıldı.

Kasıklarım hızlı bir düşüş ile banyo mermerlerine çarptığında saniyeler içinde vücut sıcaklığım artmış ve daha önce hiç çıkmadığım kadar yüksek bir notaya çıkmıştım.

"Hay, sikeyim!"

Sesim, banyonun açık -yani olmayan- kapısından yol alarak evde yankılandığında bana doğru gelen adım sesleri duydum ve rezilliğimi ört bas etmek için ayaklandım fakat hayatın bana getirileri bu kadar ile sınırlı değildi. Dışarıya sıçrattığım su damlaları yüzünden kayıp ikinci kez yeri boylarken bu sefer, acı hisseden tek yer yanmış bir halde sızlayan kıymetlim olmamıştı; banyo perdesi tüm ihtişamıyla kafama düştüğünde pes olmuş bir şekilde küfretmiştim.

"Ah, perde gibi senin!"

"Oğlum," dedi babam, gür sesiyle. "savaş mı çıktı burada?"

Gözlerimi ona çevirdiğimde yalnız geldiğini fark ettim ve derin bir nefes aldım. Oh, annem gelseydi daha fazla utanırdım. En azından babamla erkek erkeğe o kadar da kötü olmazdı, değil mi? Hı? Bir şey diyin, ya.

"Kayıp düştüm," dedim, gözlerimi devirerek ayağa kalktığımda. Üstüme düşen perdeyi ve sopasını kaldırıp boş küvete attım ve sızlayan bölgelerimi önemsemeyi boşverip çamaşırımı yakaladım. Seni giyeceğim, elimden kaçamazsın.

"Sonra da üzerime perde düştü."

Yeniden babam ile göz göze geldiğimde kasıklarıma bakıyor ve bir şeyler düşünüyor gibi kaşlarını oynatıyordu. İşaret parmağı çenesinde ritim tutarken yutkunduğunu gördüm ve ardından sesini duydum.

"Taehyung," dedi, yanıma yaklaşıp bir elini omzuma koyduğunda. Baba, ne yapıyorsun? Korkuyorum, yahu. "sana bir şey soracağım."

Onu kafamla onaylarken ıslak halime rağmen benimle konuşmaya devam eden adama -evet, babam oluyor kendisi- boncuk boncuk yaptığım gözlerimle baktım.

classroom :: vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin