50; yani... hepsi bir rüya mı? (final)

57K 3K 16.5K
                                    

Selam! Bakın kim geldi??

Sizi Classroom'un 6500'ü aşkın ve asla bitmeyecek gibi gelen bölümü olan final bölümüyle başbaşa bırakıyorum.

Medyadaki şarkı; Jungkook'un Taehyung'a yazdığı ve aynı zamanda ona öğrettiği şarkı.

O zaman... Son kez; iyi okumalar! 😇😙

Yer: Kim Dairesi, Seul

Tarih: 19.05.2017 08.08

Karanlık.

Sessizliğin kapıları kapanmış bir şekilde yorganımın altında sersefil bir halde uzanırken odamdaki perdeler sonuna kadar kapanmış, içeriye gün ışığının girmesi engellenmişti. Jungkook, yatağımın yanına yerleştirilen tekli koltukta uyukluyor ve kafasını, elleriyle destekliyordu. Bir adamın uyurken dahi beni mahvetmesi nasıl bir acizlikti? Bir adamın uyurken dahi beni kahretmesi nasıl bir çaresizlikti?

Ne kadar düşünsem de bulamıyordum çözümü. Sınavlarda takır takır yapabildiğim matematik sınavlarından daha zordu; onun gözlerindeki imtihanım. Onun parmak aralarına sıkışmış yaşamım. Onun köprücük kemikleriyle elmacık kemikleri arasına yerleşmiş, minik soluklarım. Onun tenine bıraktığım morlukların izleriydi, günahkâr sızıntılarım. Birlik içindeydi; onun nâmına her yıkılışım. Jeon Jungkook, adına yandığım her ateş ile beraber küllere dönüşürken sorgusuz sualsiz bir arafta sallanıyordum. Sırat köprüsündeki ince ipler, onun bileklerine tutunuyordu ve elbette biliyordum; onun ellerinden kaydığım an artık nefes alamazdım.

Cennet halindeki dünyamın üzerine bir tek cümle ile kaynar sular dökülürken gece boyunca ruhuna hapsolduğum adamın kollarında ağlamıştım. Ben hiçbir zaman yeteri kadar güçlü olamamıştım fakat o gece anlamıştım ki, Jungkook'un sıcaklığından yeşermeseydim aciz bir yaradılış olarak kendimi o küçücük odanın içinde boğuverirdim.

O gece

Babamı, canımdan bir parçamı kaybettiğim gecenin sabahı bulan yakışıksız ışıltılarında kırık bir sesle sordum.

"Babamın annemle ilişkiden ötürü kalp krizi geçirmesi yalandı, değil mi?" diyerek merakıma yenilirken Jungkook'un ıslak gözleri mahçup bir tavırla beni izliyordu.

"Böyle söylememizi baban istedi," diye yanıt verdiğinde bacaklarının üzerinde oturmama rağmen yumruklarımı sıktım ve gözlerimi kocaman açarak suratına baktım. "Kalp yetmezliği son safhasındaydı ve tedavi için kalp nakli gerekiyordu."

"Jungkook, sikeyim..." dediğimde enseme düşmüş parmaklarımı saç köklerimi gezdiriyor, bir yandan narin dokunuşlarla okşuyordu.

"Tüm irtibatlarımı kullandım ama uygun kalp bulunamadı." diye açıkladığında boğazımdan bir hıçkırık kaçmış, kollarına dağılmıştım. Paramparça olmuş ruhumla ona yamanmıştım. Babamın kararı ise saygı duymalı ve acımı sakınmalıydım.

"Özür dilerim, Taehyung." diyen Jungkook'un sesi teslimiyet kokarken beyin mahkememdeki son dava ile cebelleşiyordum. Bilirkişiler başımda toplanmış, karar hakkında cesur görüşler sunuyordu. Ben ise yalnızca sessizce kafamı kaldırmış, acının ne olduğunu, nasıl somutlaşarak boğazlarımı yaktığını bana öğreten adamın irislerinde kendi yangımın infazını gerçekleştiriyordum.

"Özür dilemene gerek yok, Jungkook." dedim, ağlayışlarımın vefalı kalabaklarından sıyrıldığımda. "Babam izin verseydi, ilk söyleyen sen olurdun."

"Biliyorum."

Jungkook'un dudakları yaşlarla dolu bir gülümsemeye ev sahipliği yaparken kafasını aşağı yukarı salladı ve çeneme indirdiği baş parmaklarıyla dudaklarıma dokundu.

classroom :: vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin