11; dokunma kavgası (?)

66.9K 5.9K 9.3K
                                    

Bir bölüm daha, kontrol edemedim maruz görün!! İyi okumalar, umarım eğlenirsiniz:")

Yer: Seul Sanat Lisesi, F-12 Sınıfı

Tarih: 27.09.2016 14.36

Ölüm fermanımı halka duyurduğum günün öğlen saatlerinde Jungkook hâlâ okula teşrif etmediği için kendimi kurtarılmış zannediyor ve olaysız geçen günüm yüzünden garip hissediyordum. Adımın Kim Taehyung olduğunu bildiğimden beri hayatım hep sol şeritte gidiyordu ve önümden asla çekilmeyen kaplumbağa timsali bir kağnı vardı. Önümdeki engelleri atlamama fırsat bile bırakmıyordu. Korece dersinin insanı baygınlaştıran ve hayat enerjisini sömüren dakikalarında Jungkook Bey'in dediği video işini, hatalı mesaj meselesini ve beni öpüşünü düşünüyordum. Ah, tanrım beni nasıl bir sınava tabii tutmuştun?

Sınıfın kapısı üç kez art arda tıklandı ve içeri biri girdi. Geniş omuzlarıyla gömleğini patlatacak duruma getiren beyefendi öğleden sonraki ikinci dersin ortasına dalmıştı.

"Bay Song," dedi ve gözlerini devirerek ikinci sıradaki yerine doğru ilerledi. "ancak yetişebildim. Derse devam edin."

"Pardon?" dedi korece öğretmenimiz, Kihun Song. Boynundaki damarlar kızarmaya başlamıştı ve her an patlama ihtimali olan bir volkan gibi sınıfın köşesinde dikiliyordu. "İzin istemeden derse girmen yasak, Jungkook."

"Ah," dedi gülerek, Jungkook. Çok kıymetli poposunu sıraya yerleştirip sırtını arkaya dayadığında halinden pek memnun ve rahat görünüyordu. "ismimi biliyorsanız bunun, benim için yasak olmadığını da biliyorsunuzdur, Bay Song."

Sınıfın konuşma oranı sıfırlara düşerken herkes mum gibi olmuş, bir öğretmen ile öğrencinin laf dalaşına odaklanmıştı. Nefesler tutulurken Song hoca derin bir nefes aldı ve iş hayatını tehlikeye atacak olmasına rağmen dudaklarını araladı.

Eh, benim yerime şans korece hocamın yanındaydı.

Çünkü daha cümle kurmasına gerek kalmadan okul zili, sınıfın içinde teneffüsün haberini verdi. Sinirli hareketlerle eşyalarını toplayarak sınıftan çıkan hocaya ters bakışlar atan Jungkook oturuşunu düzeltirken, ona yandan yandan bakmaya devam edersem şaşı olma olasılığım artacağından haftasonu yenisini alarak değiştirdiğim gözlüğümü burnuma daha çok yapıştırdım ve önümde açık olan ödev sayfalarını karıştırmaya başladım.

Ruhumun iflah olmayan tarafı, Jungkook ile ilgili herhangi bir etkileşim beklese de zavallı ve inek tarafım masum masum aşağıdan bana bakıyor, önümdeki notları çalışmamı söylüyordu. Gittikçe okulun en popüler çocuğuna ağzı sulanan kızlara döndüğümü fark edince kendime çeki düzen vermeye karar verdim ama çeki düzen verilmesi gereken yerim, zihnim değildi ki. Ne yaparsa yapsın, o pisliğin gözlerine dalıp giden kalbimdi.

Bu yüzden sırtıma batırılan bir kalem hareketiyle yavaşça arkamı döndüm.

Üzgünüm, Taehyung. Üzgünüm, mutluluğu hak eden masum ruhum. Ben kaostan besleniyorum.

"Senin yağcı geliyor mu bugün?" dedi ve göz kırparak ellerine çenesine koydu. Benden bir cevap beklercesine gözlerime alık alık bakarken çok harika bir cevap için ağzımı açtım.

"Seni ilgilendirmez."

Umursamaz tavırlarım -elbette- onu tatmin etmedi ve önüme döndüğüm gibi sıfır yedi uçlu kalemini omurgama tekrar bastırdı.

Kalemine soktuğum gibi ulaşılmaz bir küfür etmek isterdim fakat nasılsa gerçek olmayacaktı. İnsanın kendini bilmesi de bir şey sayılırdı.

classroom :: vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin