Düzenim bozulduğu için geciken bu bölümü lütfen çokça sevin, yetiştirebilmek için çok uğraştım🙈
İyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum😙💜
Yer: Kim Dairesi, Seul
Tarih: 22.10.2016 09.21
"Dur hanım ya," diyen bir ses, uyku sersemi halimle kulaklarımı tırmalıyordu. "bir fotoğraflarını daha çekeyim, baksana çok tatlılar."
"Seojon!" diye bağıran ses, hem yükselmemek için uğraşıyor hem de sinirle tıslıyordu. "Rahat bırak çocukları!"
"Aman sanki yedik oğluşlarını," diyerek yakınan ses, bozuntuya uğramış mırıltılar çıkarıyordu. "alt tarafı anı kalsın diye iki fotoğraf çektik."
"Hadi çık, çık," dedi, daha ince tınıya sahip olan. "anlamasınlar girdiğimizi."
"Ay bir de çok kurnazlarmış gibi banyoyu kilitlemişler," diye fısıldayan gür sesli, alttan alttan kıkırdıyordu. "babasını hiç tanımıyor bu dingil, bende her kapının yedek anahtarı var."
"Evet, Seojon," dedi, annem. Gözlerimi aralamış, gömüldüğüm kaslı kolların arasında gerçekliğe geçiş yapıyordum. "keşke bir de özel hayata saygın olsa."
"Ne yapayım hanım," diye devam eden babam, susacak gibi durmuyordu. "merak ediyorum. İlk kez gay bir oğlum oluyor."
"Başka çocuğun oluyor sanki, ha?" diye direten annem ise kendini tutamamış, birden ses desibelini arttırmıştı.
Siktir, siktir, siktir, siktir...
Burada ne işleri vardı?
Gözlerimi hızla açıp yanağımı Jungkook'un çıplak göğsünden -evet, başlı başına bir ölüm sebebi- ayırarak kapının girişinde itişen anneme ve babama baktım. Tanrı aşkına, ne halt yiyorlardı orada cidden?
"Ne yapıyorsunuz?" diye dudaklarımı oynattığımda babam ukala bir tavırla gülümsedi ve gülümsemesi, kesinlikle Jungkook'un piç sırıtışına benzemiyordu. Daha çok... gururlu ama golf sopası taşıyan bir gülümsemeydi.
Elindeki -kendisinden daha- akıllı telefonu salladı ve göz kırparak sorumu yanıtladı.
"Anı biriktiriyorum."
Sinirle solurken nefeslerim, Jungkook'un suratına çarptı fakat uykusu epey derin olduğundan soğuk ve pis küvette sadece kıpraştı. Babam, sanki hiç ses çıkarmamışçasına parmak ucunda banyonun kapısından uzaklaşırken ona arkasından terlik fırlatmak istedim ama bilirsiniz, karma diye bir olay var ve onu yaşamak istemem.
Onu kimse yaşamak istemez.
"Ta-Taehyung..." diye fısıldayan Jungkook'un sesiyle gözlerimi, aralık kapıdan çektim ve dokunabildiğim yıldızlarıma yani onun irislerine doğru çevirdim.
"Hm, Jungkook?" dedim, sorarcasına ve nemli olan küvetin içinde tam olarak üstüne uzandım.
"Taehyung!" diye çığlık atarken hala gözlerinin hafif açık olduğunu ve rüya gördüğünü anladım. Ellerim korkuyla titremeye başlarken parmaklarımı, sarsılan omuzlarına yerleştirdim.
Aman Tanrım.
Jungkook yine ağlıyordu, uykusunda.
"Uyan, Jungkook!" diye seslenmeme rağmen omuzlarındaki ellerime dokunarak bileklerimi kavradı ve küvette beni altına alarak üstüme çıktı. Mililitrelik su aramızda sıçrarken endişeden ötürü nefes nefese kalmıştım ve burnuma değen burnu sayesinde yakınlığımızı fark edince gözlerinin tamamen açıldığını gördüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/111216372-288-k882288.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
classroom :: vkook
FanfictionGözlerinizi, size yabancı olan birinin gözlerine değdirdiğinizde o kaçamak bakışların kaç saniye sürdüğünü saydığınız oldu mu? Benim, oldu. Tam tamına on dokuz saniye.