46; romeo ve kıskanç juliet

45.9K 2.7K 12.1K
                                    

Selam canlar! Her geçen gün sabırla yeni bölüm bekleyenlere çok teşekkür ederim, belki size lâyık olmayan bir bölüm ama beş gündür bitirebilmek için uğraşıyorum, nedense kafamdaki Classroom çifti pek sessizdi🤔 Sizin destekleriniz sayesinde güç alarak zor da olsa tamamladım. Kötü kelime kullanan arkadaşlar hariç hepinizi çok seviyorum😍💞

O zaman vedaya son 4 diyerek hepinize iyi okumalar diliyorum!

Bölüm şarkılarını dinlemenizi öneririm😇

"You In Me & Trust Me - KARD

Some - Bolbbalgan4

Coxcomb Red - Songs: Ohia"

Yer: Seul Sanat Lisesi, F-12 Sınıfı

Tarih: 18.03.2017 14.49

Jungkook, dizlerimde uyuyordu.

Nefes alışverişleri kasıklarıma değerken kafasını karnıma doğru çevirmişti ve inatla vücuduma yüksek mertebe bir erotizim dalgası yayıyordu. Ulan çocuk, dersteyiz. Ne diye uyurken bile tahrik ediyorsun beni?

Derin bir iç çekip kurşun kalemi parmaklarımın arasında çevirirken boştaki elimi saçlarına yerleştirdim ve sakinleşmek adına -yemin ederim, başka bir amacım yok- kahverengi, ince tutamları okşamaya başladım.

Tanrım, sen sabır insan eyle.

İnsan mı? Ne insanı ya, başka bir kelimeydi o. Öff, neyse.

Kimya dersinin en iç gıcıklayıcı dakikalarında, beyaz tahtadaki aptal işlemleri defterime geçirirken umursamaz sevgilim kafasını kucağıma yerleştirmiş, ara sıra ağzını şapırdatarak rahatlığına rahatlık katıyor ve tüm sınıfın içinde horlaya horlaya uyuyordu. Boğazından yükselen her seste öksürdüğümden sınıftaki dingillerin bakışları ağırlaşmaya başlamış, herkesin ilgisi üzerimize yönelmişti.

Gözlerimi sıkıca kapatıp hoca tarafından fark edilmemek için dua ederken tahmin edin, ne oldu?

Kimyacımız Bayan Somin, cırtlak sesiyle bize doğru bağırmaya başladı.

Hay hayattaki şansımı sikeyim.

Yani ilişkide bir yararı dokunmuyor, bari hayatımın gidişatını yoluna koysun! Bir işe yara be! Sana diyorum, beyni olmayan ama fikri olan organ!

"Taehyung!" diye çığırdı, Bayan Somin. Siyah, metal gözlüklerini düzeltirken kavonoz dibi camların ardından bize yargılayan bakışlarla bakıyordu. Ha, bir siz eksiktiniz hocam!

"Efendim, hocam?" dedim, boğazımı temizledikten sonra. Oturduğum yerde dikleşmiş, kendime -Jungkook Bey'in izin verdiği kadarıyla- çeki düzen vermiştim. "Bir sorun mu var?"

"Daha ne olsun, oğlum!" diye haykırırken gözleri büyümüş, yüzü kızarmaya başlamıştı.

"Sınıfın ortasında ağız işi yapmaya utanmıyorsunuz, bir de üstüne haz alırken pişkin pişkin dersimi dinliyorsunuz! Daha ne olsun?!"

Ağız işi... derken?

Gözlerim, Jungkook'un yattığı pozisyona dönerken sıkıntıyla nefes verdim ve sınıfın yuhalaması eşliğinde gözlerimi devirdim. Ağzımı aralamış, cevap vermek için bir bahane düşünürken kucağımdaki hayvan, kış uykusundan uyandı ve kelimeleriyle saldırıya geçti.

"Bir ara siz de denemelisiniz, hocam." dedi, karışık ve terli saçlarını daha çok dağıtarak doğrulduğunda. "Bambaşka bir heyecan oluyor."

classroom :: vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin