-8.Bölüm-

4.4K 315 60
                                    

31.08.2017

***
Gözlerimi her kapattığımda, beni ilk karşılayan karanlık oluyordu. O karanlık o kadar soguk ve sessiz diki.. Ister istemez kendimi o karanlıktan korkuyor olarak buluyordum. Ama sonra o geliyordu.. Yanında sıcaklık ve aydınlığı getirerek.. İşte o zaman inanıyordum, hiç bir kötülügün bizim yanımıza gelemiyecegini..

Ama inanmak bazen yetmiyordu. Çünkü o inandıklarım sadece kendi kafamda kurdugum bir hayal dünyasından oluşan şeylerden ibaretti. Oysa gerçek hayat, tam tersiydi.. Aynı kötülügün içine çeken o karanlık gibiydi. Ve ben gerçek hayatta karşılaştığım bu karanlıktan çıkmak için, ışığımı bekliyordum..

Uzun bir süre onu beklemiş ve bulmuştum. Ama işte kader ağlarını etrafımızda öyle bir örmüştü ki, kendimi onun sayesinde girdigim aydınlıkta degilde, beni kurtardığı o karanlığın içinde bulmuştum. Karanlık etrafımı öyle bir sarmıştı ki, nefes aldığım her saniye, içime işliyordu. Ve ben içime işleyen o karanlık ile, ölüme bir adım daha yaklaşıyordum.

Ölümün kıyısına geldigimde ve artık kurtulamam dedigimde, ışığım tekrar beni bulmuştu. Beni bulmuştu bulmasınada, bu sefer aramızda yaralı bir ceylan olan kendisiydi. Bu sefer o bir karanlığın içine girmiş ve benim onu ordan kurtarmamı bekliyordu.. Ve ben hiç düşünmeden onu kurtarmak için, ölümün kıyılarından dönüp, bizi başka bir ölüme götürecek olan karanlığın içine girmiştim..

Duyduklarıma inanamaz bir şekilde karşımda duran doktora bakıyordum. Doktorun söylemiş oldugu o iki kelime, kulaklarımdan içeri girip, beynime ulaşmaya çalışıyordu ama bir engel ile karşılaşıp oldukları yerde durmak zorunda kalıyordu. O iki kelime beynime ulaşmak için önlerinde duran engel ile çarpışırken "Uyandı mı?" diye soran Ahmet bey ile, şaşkın bakışlarım onu buldu.

Ahmet beyde aynı benim gibi duyduklarına inanamaz bir şekilde doktora bakıyordu. Yüzündeki şaşkınlık bir an yerini kızgınlığa bıraktığında, kaşlarım çatılı bir şekilde Ahmet beyi izledim. Ahmet bey doktor ile aralarında olan mesafeyi kapatıp, doktoru önlügün yakasında tutup sert bir şekilde kendisine çekerken "Eger," diye söze başladı. "Yalan söylüyorsan, seni dogduguna pişman ederim!"

Doktor yüzünde beliren şaşkınlık ve korku ile Ahmet beye bakarken "Hayır," diyerek kafasını kafasını salladı. "Yalan söylemiyorum. Burak bey gerçekten gözlerini açtı." dediginde, Ahmet bey doktorun yakasından tekrar sert bir şekilde kendisine dogru çekti. "Odaya girdigimde oglumun gözleri açık degilse doktor.. Ölümlerden ölüm begen!" diye konuşan Ahmet bey ile yüzümü buruşturmadan edemedim. Bu durumda bile tehditlerini savurmaktan uzak kalmıyordu bu adam..

Ahmet bey doktorun yakasını bırakıp, Burak'ın kaldığı odaya dogru yürürken, doktorda korku dolu adımlar ile arkasından ilerliyordu. Bakışlarım ikisini gözden kaybedene kadar onlarda takılı kaldığında "Çetin," dedim ağlamaklı bir ses ile. Çetin ne demek istedigimi anladığında "Öykü bu çok tehlikeli." dedi. Kafamı hızlı bir şekilde sallarken, gözlerimde yer edinen yaşlar, teker teker aşağıya dogru düştü. "Uzaktan," dedim yüzümü saran yaşları silerken. "Uzaktan görsem yeter bana."

Çetin sesli bir şekilde oflarken "Tamam," dedi. "Ama uzaktan göreceksin."

İçimi saran sevinç ile "Tamam." dedim. Ellerim ile yüzümü sarmaya devam eden yaşları silerken, Çetin çoktan tekerlekli sandalyeyi Burak'ın odasına dogru sürmeye başlamıştı. Yogum bakımdan içeri girdigimizde, kulaklarımı makine sesleri doldurmaya başlarken, Allah'ım.. dedim içimden. Sana şükürler olsun Yarabbim.. Onu bana bağışladığın gibi, kızımıda bana bağışla Rabbim..

Aşk-ı  Hicrân Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin