-14.Bölüm-

4K 229 83
                                    

14.10.2017

***

Şuan gerçekten hissettigim şaşkınlık mıydı yoksa bedenimi yavaş ama sinsi bir şekilde ele geçirmeye çalışan korku mu? Hangisini daha çok hissediyordum bilmiyordum yada tam olarak algılayamıyordum. Beynim desen, bugün olan herşeyden yorulmuş bir şekilde, kendini diger gelecek herşeyden korumak istermiş gibi, bir kalkan koymuştu önüne ve bu koydugu kalkan yüzünden, ona ulaşamıyor gibi hissediyordum.

"Şöyle bakmayı kessen diyorum." dediginde, bakışlarımı ondan çektim. Şuanda onun yanımda rahat bir şekilde oturduguna inanmıyor olmamdan dolayı, bakışlarım istemsiz bir şekilde tekrar onu buldu. Bunu fark ettiginde "Evet şuan gerçekten senin yanında oturuyorum," dedi sıkıntılı bir nefesi dışarı verirken. "Onun için bana öyle bakmayı kes!"

"Nasıl bakıyorum?" diye bir soru dudaklarımdan dışarı çıktığında, yanımda oturan kişinin keskin bakışları beni buldu. Bakışlarımız buluştugunda ise, onda her zaman görmeye alışık oldugum o nefret dolu bakışlar yerine, hiç bir duyguyu gözlerinin içinde barındırmayan bir şekilde bana bakıyordu.

"Böyle," dedi bakışlarını bir saniye gözlerimden çekmeden. "Sanki buraya seni öldürmek için gelmişim gibi." diye devam ettiginde, "Belki öyle oldugu içindir?" dedim. "Belki gerçekten buraya beni öldürmeye geldin?" diye devam ettigimde, omuzlarını silkerek "Olabilir," dedi sakin bir şekilde. "Seni ortadan kaldırmam ile, bir kaç şeyin kolaylaşmasını saglaya bilirim."

Hiç bir şey demeden bakışlarımı ondan çektim. Onun bakışları bir süre daha benim üstümde durduktan sonra, rahatsız edici bakışlarını üstümden çekti. "Burada ne işin var Banu?" diye sordugumda, bakışlarım biraz önümüzde ailesi ile oturan bir kadında takılı kaldı. Kadın yanında oturan hasta kocasına su içmesinde yardım ederken, etrafinda koşan çocuklarına bir şeyler söylüyordu. Çocuklar ise annelerini dinlemek yerine, etrafta koşup, etrafa o muhteşem seslerini bırakıyorlardı.

"Hmm. Güzel bir soru." dedi Banu, bakışlarını bahcede gezdirirken. "Öyle bir uğrayım dedim." dediginde, bakışlarımı o aileden çekip Banu'ya yönelttim. "Seni biraz da olsun tanıyorum," dedigimde, Banu'nun bakışları beni buldu. "Durduk yere buraya gelmiyecegini biliyorum." dedigimde Banu başını olumlu anlamda sallarken "Evet," dedi. "Durduk yere buraya gelmedim."

"Neden geldin o zaman?" diye sordum derin bir nefes alarak. Banu yine omuzlarini silkerek "Sana yardım etmeye." dediginde "Pardon?" dedim yanlış duydugumu sanarak. "Sen ve bana yardım etmek mi?" diye inanmaz bir şekilde sordugumda Banu çok rahat bir şekilde "Evet." dedi. "Bunda neden bu kadar şaşırdığını anlamıyorum."

"Sen beni günahın kadar sevmezsin Banu," dedim hala onun dediklerine inanmayarak. "Onun için buraya gerçekten neden geldigini söyle." Banu gözlerini devirerek "Dedigim dogru," dedi. "Sana yardım etmek için burdayım."

"Hangi konuda bana o sevecen yardımını sunacaksın acaba?"

"Ahmet Kara," dedi Banu tam gözlerimin içine bakarak. "Sana Ahmet Kara'dan sonsuza dek kurtulman için yardım edecegim."

Banu'nun söylemiş oldukları beni bir şüpheden alıp başka bir şüphenin içine koyuyordu. Söyledikleri ne kadar iyi ve hoş olsada, şuan karşımda normal bir kişi degilde, bir zaman hayatımın cehenneme dönmesinde bir şekilde parmağı olan birisi oturuyordu ve bu yüzden Banu'nun dudaklarından çıkan her kelime, ona inanmamam için bana bağırıyordu.

Bakışlarımı dikkatli bir şekilde Banu'da gezdirirken "Sana inanmıyorum." dedim ciddi bir şekilde. Banu sanki bunu dememi bekliyormuş gibi "Biliyorum," dedi sakin bir şekilde. "Bana inanmamakta haklı olabilirsin ama Ahmet Kara'dan kurtulmak istiyorsan eger, o kurtuluş biletin benim ellerimde."

Aşk-ı  Hicrân Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin