🏹🏹🏹
ALEDA'DAN...
Hızla yatağımdan doğruldum. Elimle alnıma dokunduğumda alnımdaki ter boncuk boncuk olmuştu. Bu nasıl bir rüyaydı? Çok saçma. En son Cerelia ile saray bahçesinde oturuyorduk, sonrası... Başımı hızla iki yana salladım. Odamın kapısı çalınca "Gir!" dedim sakince. Kapı açılınca gelene baktım, Cerelia idi. Gülümseyerek yataktan doğruldum.
"Günaydın."
"Günaydın."
Pencerenin perdesini çekip dışarıya baktım, güneş çoktan doğmuştu. Arkamı döndüm.
"Birazdan kahvaltıya ineceğiz. İstersen hazırlan."
Başımı salladım. Dolabıma yönelirken tekrar konuştu.
"Bu arada kraliçe Freya ve Austyn de gelecek."
Öylece durdum. Bir şey söylemeden tekrar başımı salladım. Kapı açılıp kapanma sesi gelince Cerelia 'in gittiğini anladım. Dolabı kapatıp banyoya girdim. Aynadaki yansımama bakıp omuzumdaki mühüre dokundum. Başımı iki yana sallayıp üzerimdeki kıyafetten kurtulup suyun altına girdim. Bu sefer soğuk suyu açıp bedenimden süzülmesini izledim. İzlemenin zaman kaybı olduğunu hatırlayıp kısa bir duşun ardından suyun altından çıktım. Her zaman ki gibi havluyu bedenime sarıp banyodan çıktım. Dolabıma yönelip az önce gözüme çarpan elbiseyi elime alıp yatağa bıraktım. Elbiseye uygun bir tac ve ayakkabı alıp dolabı kapattım. Saçlarım kururken bedenimdeki havluyu çekip elbiseyi giydim. Birazcık (!) giyinmekte zorlansam da sonunda başarmıştım. Aynadaki yansımama baktım. Yüzüm şişmişti, kilo mu almıştım yoksa çok uyumaktan mı böyle olmuştu emin değildim. Kendime bakmayı kesip saçlarımı düzelttim ve tacı taktım. Tam başıma otururken yüzüme renk vermem gerektiğini anladım. Soluktu, gözlerimi ve dudaklarımı ön plana çıkarttıktan sonra ayakkabımı da giydim. Hazırdım ama nefes alamıyordum. Elbise biraz sıkıyordu beni. Tanrım! Elbise küçülmüş müydü bana? Derin bir nefes alarak odadan çıktım. Daha fazla sinirimi bozmak istemiyordum. Önce Flicka'ya uğramak istiyordum, daha sonra kahvaltıya geçerdim. Merdivenlerden hızlı adımlarla inerken geçen hizmetçiler selam veriyordu ve ben de sadece gülümsemekle yetiniyordum. Saray bahçesine çıkar çıkmaz bu sefer koşar adımlarla siyah duvara doğru ilerledim. Duvara yaklaştığımda kapı açılmıştı, hızla içeri girip etrafı aydınlattım. "FLİCKA!" diye seslendim. Küçük çaplı bir kükreme sesi duyunca hızla merdivenlerden indim. Karşıma çıkınca yere oturdu. Hızla yanına gidip başından öptüm.
"Merhaba küçük dostum. Nasılsın?"
İyi gibiydi. Önceki günden daha iyi gözüküyordu. Elimi alnına koyarak gözlerimi kapattım. Gözlerimi açıp ona baktığım da gözlerini kapatmıştı. Uykusu geliyordu, uyumamış mıydı?
"Flicka, neyin var?"
Gözlerini açtı, gözlerine baktım. Yine yorgun bakışlar... Yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A L E D A ~Hükümdar~
Fantasy"Bir şey soracağım?" Durup hafif arkamı döndüm. "ALEDA... Ne demek?" " dedi. Güldüm. " Kanatlı demek. " dedim. Kahkaha attı. " Senin kanatların yok ama. " dedi. Gülen yüzüm soldu... Bir iki adım atıp tam dibinde durdum. Dudaklarımı hareket ettir...