~Aleda Kırk Altıncı Bölüm ~

4K 295 16
                                    

ALEDA'DAN...

"Ah Bilge!"

Gözlerimi kapatıp dişimi sıktım. Yaralanan koluma bir şeyler yapıyordu. Bir karışım hazırlamıştı, kokusu acayip iğrençti ve yakıyordu.

"Bu özel bir karışım, iki gün içinde iz bile bıramaz. Ama senin kolundaki yara derinliği baya büyük ve kokunda yayılmış."

Hiçbir şey demedim. Odanın kapısı hızla açılınca gelene  baktım, Austyn idi.

"Aleda, Tanrı'ya şükür iyisin. Seni öyle baygın görünce aklımı kaçırdım."

Öylece baktım. Bazı şeyleri çok düşünmeliydim.

"İyiyim prens."

Birden acıdan inleyince gözlerimi kapattım. Elimde sımsıkı bir baskı hissedince gözlerimi açtım, prens yanımda oturmuş ve elimden tutmuştu.

" İşte bu kadar! "

Omuzlarıma baktığımda sarmıştı.

"Sana bir krem vereceğim, bunu her gün sürmeyi unutma."

Başımı salladım. Bilge odadan çıkınca tişörtümü üzerime geçirdim.

"Bu nasıl oldu?"

"Bir fikrim yok."

"Doğruyu söyle Aleda!"

Hızla ona döndüm.

"Doğru söylüyorum prens!"

Doğruyu söylediğim halde neden bana inanmıyordu? Nasıl yaralandığımı bilmiyordum! Zaten canım yanıyordu, bir de prens üzerime geliyordu. Derin bir nefes verdim.

"İzin verirsen dinlenmek istiyorum."

Bana bir süre baktı, daha sonra başını sallayıp yanağımdan öptü ve odadan çıktı. Balkona çıkıp gökyüzüne baktım, Flicka buralarda değildi. Cehennem kraliçesi Adrienne bu aralar bize bulaşmıyordu. Öldüğünü falan düşünmek istesem de o ölmezdi. Yine kurtulmanın bir yolunu bulurdu. Başım ağrıyordu, odama geri dönüp uzandım. Bunaltıcı bir sıcaklık vardı. Terliyordum habire. İlacın etkisi miydi bilmiyorum. Uzandığım yerden kalktım. Kolumun acısı sırtıma vuruyordu. Yataktan kalkıp banyoya girdim, yüzümü soğuk suyla yıkayıp aynadan göz rengime baktım. Kırmızı olmuştu. Tekrar yüzüme su çarpıp baktım. Arkamda o yaratıklardan görünce hızla döndüm, yok olmuştu. Tanrım! Sanırım halüsünasyon görüyordum. Islak yüzümle odaya döndüm. Odam neden dağınıktı böyle? Kapıyı açıp karşıdan gelen hizmetçiye seslendim.

"Bugün odamı toplamadınız mı?! Neden dağınık böyle!?"

Hizmetçi bana şaşkınlıkla selam verirken kekeledi.

"E-efendim, topladık."

"Ben kör müyüm!? Gel bak!"

Hizmetçi dediğimi yapıp odaya kapıdan göz atarken yine şaşkınlıkla bana baktı.

"E-efendim odanız toplu."

A L E D A ~Hükümdar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin