~Aleda Yirmi İkinci Bölüm~

8.1K 491 69
                                    

AUSTYN'DEN DEVAM...

Karşımda Bilge'nin olduğuna inanamıyordum. Hızla gidip sarıldım. Büte bize şaşkınlıkla bakarken ben de şaşkındım. Ama o ölmüştü. Gözlerimle gördüm, ellerimle nabzına bakmıştım. Bu nasıl olurdu? Ondan ayrıldım.

"Bilge, sen, nasıl olur?"

"Önce kızımı iyileştirmem lazım evlat."

Hızla Aleda'ya doğru ilerledi. Yanına gittim. Yarasına baktı.

"Büyücü bana hemen kasıkotu, kakule ve meyan otu getir."

Büte anında Bilge'nin dediğini yaparken gittikçe rengi soluklaşan Aleda'ya baktım.

"Bu nasıl oldu?"

"Adını bilmediğimiz yaratıkların saldırısına uğradık."

Büte otları getirirken ben devam ettim.

"Cehennem kapısından geldiler. Aleda kapıyı kapatmak için gitti. Geri dönmeyince merak edip gidip baktık ve böyleydi."

"Ne zamandır?"

"Bir saat civarı." dedi Büte.

Onayladım. Bilge otları ahşap bir kasede ezerken onu izlemeye koyuldum. Otları ezerken bir şeyler fısıldıyordu ama tam anlamıyordum. Bir kaç dakika sonra Büte elinde bir çeşit yağ ile geldi. Yağı otların karışımına döktü. Bir kaç dakika sonra Bilge Aleda'ya döndü. "Üstünü kaldır." Bilge'nin dediğini yapıp üstünü kaldırdım. Yarası fazlasıyla kötü olduğu için bakamadım. "Bu biraz canını acıtıcak." otları yaranın olduğu bölgeye sürerken Aleda acı bir şekilde kıvranıyordu. Bu iyi bir şey miydi? Evet! Sonuçta yaşam belirtisi vardı. Bilge bir şeyler fısıldarken sol elini yaranın üstünde gezdiriyordu. Birkaç dakika geçtikten sonra yaranın üstünü bir bezle kapattı. Derin bir nefes verdim. Temiz bir bez alıp yüzündeki kanları sildim. Üstüne baktığımda hep kandım, onun kanı... Üstüme bakmayı kesip, geri kalan kanları sildim ve geri çekildim. Alnına dokundum. Vücut ısısı az öncekine oranla daha iyiydi. Büte elinde bir battaniye ile gelip üstünü örttü.

"Biraz dinlensin. Yarına bir şeyi kalmaz." dedi.

Başımı salladım.

"Bu arada... Seni tekrardan görmek güzel, baba."

Baba mı? Büte hızla şifahaneden çıkınca Bilge'ye döndüm.

"Sakın bu konuyu açma."

Gülerek başımı salladım. Aleda'nın saçlarını okşadı. Onu hep kızı gibi severdi. Bizi de oğulları gibi görürdü ama Aleda'nın yeri onda başkaydı. Derin bir nefes verip kenara oturdum.

"Anlatamayacak mısın Bilge?"

"Aleda'nın bana seslendiğini hissettim... Biran da gözlerimi açınca etrafımda yanan mum ışıklarını gördüm. Anladım ki, Aleda'nın koyduğu gizli bir odadaydım. Sonra da kalkıp hemen buraya geldim."

Derin bir nefes verdi.

"Ve gördüm ki kızım yaralıydı... Zamanında onu koruyacağına yemin etmiştin Austyn."

Yutkundum... Ama ben onu koruyamamıştım.

GEÇMİŞ ZAMAN...

Aleda karşındaki üç kişiye kılıç sallarken gülümseyerek izliyordum. Fazlasıyla iyiydi. Birden benim olduğum tarafa dönünce aniden gülmeyi kestim. Annemden başkasına gülmeyi sevmezdim. Göstermezdim. Aleda tekrar önüne dönüp kılıç savurmaya devam etti. Arkamı döndüğüm an Bilge ile karşılaştım. Gülerek bana doğru geldi. Aleda'yı izlemeye başladı. Ben de o tarafa döndüm.

A L E D A ~Hükümdar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin