Cerelia ile oturmuş sohbet ediyorduk. Daha doğrusu o anlatıyor ben dinliyordum.
"Aleda, üzgünüm. Bildiğini sanıyordum."
"Cerelia, bana baştan anlamanı istiyorum. Neler oluyor?"
Oturduğu yerden dikleşti.
"Ateş elementi kralı, babamı ve diğer iki kralı çağırdı. Hepsinin aklına girmeye çalışmış. Bir yönetimde bir kız yerine onlardan birinin olması gerektiğini söylemiş. Babam tabiatın kanunlarına göre senin geçmem gerektiğini söylediği zaman Ateş Kralı sinirlenmiş. Babam ve onun arasında gerginlik çıkmış. Hava ve Su Kralları olayı durdurmak amaçlı görüşmeyi şimdilik iptal etmişler. "
Ama neden? Tek sorun kız olmam mıydı? Yoksa tahta geçip savaşı mı başlatmak istiyordular? Yaşlı Bilge'nin bu konu hakkında bilgisi olmalıydı.
" Bunu Yue ve Katya da biliyor değil mi? "
Derin nefes alıp başını salladı." Yue sana söylemek için saraydan çıktığında Su kralı onu durdurmuş. Biliyorsun ki, Ateş kralı sana haber geldiğini öğrenirse söyleyen kişiyi yaşatmaz. Tabi kii Su kralının da tek ailesi Yue. Onu korumak için sana gelmesine izin vermemiş, su yoluyla haber göndermesini engellemiş ve sarayda şuan esir. "
" Cerelia, kralı anlıyorum korumak istemiş ama Yue'yi esir tutamaz. "
Sustu." Bir şey daha var Aleda. "
Kaşlarımı çattım." Kral Aaron'un da bundan haberi var. "
Oturduğum yerden hızla kalktım. Demek bundan haberi vardı ve bana söylemiyordu. İçimdeki öfkeyi iliğime kadar hissediyordum." Aleda, gözlerin. " Cerelia'ya döndüm.
"Konuştuklarımız aramızda, gitmem gerek."
Hızlı adımlarla eğitim sarayından çıkıp koşmaya başladım. Su atını görünce hızla sırtına bindim.
⚔️ ⚔️ ⚔️
Hızlı adımlarla ilerliyordum. Öfkeden kuduruyor, göz rengimin ateşin en koyu tonu olduğunu hissediyordum. Beni gören leydiler, rahibeler, askerler korkuyla hemen selam veriyorlardı. Taht odasının önündeki askerleri görünce "KAPIYI AÇ!" diye bağırdım. Anında kapı açılırken hızla içeri girdim. Babam anlamsız bakışlarıyla bana bakarken tam karşısında durdum. Etraftaki leydi ve askerlere baktım. "HEPİNİZ DIŞARI!" hepsi korkuyla anında çıkarken babama döndüm.
"Aleda, bu ne öfke?"
"Sana tek bir soru soracağım. Evet ya da hayır deme hakkın var."
"Kral ve Kraliçelerin senin yönetici olmanı istemiyorlar evet doğru."
Bunu bile bile benden saklamıştı yani. Bakışlarımı başka tarafa yönelttim. Kızım diye bir yönetici olamaz mıydım? Tek dertleri bu muydu yani?
"Tatlım, onlar istemiyor olabilirler ama unutma ki tabiatın kanununa göre yöneticiliğe sen geçeceksin."
Babam omuzlarımdan tutup kendine çevirdi.
"Krallar için tabiatın kanunu yetmiyor baba."
Gülümseyip başını salladı.
"Şimdilik yetmiyor olabilir Aleda, ama unutma ki, sen kainatın son üyesisin." dedi.
"Bunu henüz kimse bilmiyor."
"Kendin söylüyorsun Aleda, henüz. Zamanı geldiğinde herkes öğrenecek ve kabullenmek zorunda kalacaklar. İçin rahat olsun kızım, yanında baban arkanda tanrılar var. Diğer krallar olmazsa da olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A L E D A ~Hükümdar~
Fantasy"Bir şey soracağım?" Durup hafif arkamı döndüm. "ALEDA... Ne demek?" " dedi. Güldüm. " Kanatlı demek. " dedim. Kahkaha attı. " Senin kanatların yok ama. " dedi. Gülen yüzüm soldu... Bir iki adım atıp tam dibinde durdum. Dudaklarımı hareket ettir...