ALEDA'DAN...
Karşımda oturan büyükanneme baktım. Çok özlemiştim onu. Beni hem ölü göstermiş hem de görünmez kalkanı bir büyücüden yardım alarak yapmıştı. Ruh bir büyücü...
"Uzun zaman oldu büyükanne, hiç uğramıyorsun bize. Annem seni çok özledi, gel artık."
"Gelemem canım..."
"Ama neden?"
"Çünkü ben Ruhlar Aleminin kraliçesiyim artık. Burayı bırakamam."
Öylece baktım, bir şey demeden başımı salladım.
"Seni her zaman koruduğumu bilmelisin, seni ölü göstererek ne kadar iyi yaptım bilmiyorum. Ama artık Uyanmalısın."
"Uyanmak istemiyorum büyükanne. Gerçekten çok yoruldum."
"Tatlım, daha yolun başındasın. Hükümdar olmakla kalmıyor bazı şeyler. Tabi ki bu süreçte çok yorulacak, yıpranacaksın. Üzüleceksin, unutma ki öldüğünü kabul edenler var."
Kaşlarımı çattım. "Kimler?" dedim. Austyn kabul etmezdi, annem ve babamda aynı şekilde.
"Uyandığın zaman kendin göreceksin!"
Başımı salladım. Gözlerimin içine bakıp konuştu.
"Vücudundaki Karatoz'u ancak Flicka ile tekrar bir bağ kurduğun zaman çıkarabilirsin. Kalbinin sesini dinle, o zaman öfkeni de, ejderha ateşini de ejderin de hissedeceksin!"
AUSTYN'DEN...
"Adrienne 'den yardım isteyerek büyük bir hata yaptın. Biz ne güne duruyoruz burada?"
Kraliçe Marisa' ya baktım.
"Haklısınız ama ben Aleda'nın böyle uyuduğunu daha fazla görmek istemiyorum. Bir şeyler yapmalıyız."
"Tatlım seni anlıyorum, ama Bilge ve Elvis araştırıyor."
"Adrienne 'in saçlarında ne var?" birden sorduğum soruyla ikisi de hızla birbirine baktı.
Annem bana döndü.
"Normal saç işte, konuyu değiştirme lütfen.!"
Kesinlikle normal bir saç değildi. Aptal gibimi gözüküyordum oradan. İkisinin de yüz şekilleri değişmişti. Bu konuyu Aleda uyandıktan sonra mutlaka öğrenmeliydim. İkisine de selam verip saraya doğru ilerledim. Hava kararmak üzereydi, Aleda yoktu. Flicka yoktu. Saçlarımı karıştırdım. İkisini de bulmalıydım. Cerelia ve diğerleri Flicka'yı bulmak için aramaya çıkmışlardı ama bulamamışlardı. Sahibi gibiydi o da. İsterse bulurduk, istemezse ne yaparsak yapalım bulamazdık. Ateş sarayına yaklaştığımda karşıdan gelen Felix 'i gördüm. Yanıma yaklaşıyordu.
"Durum nedir?"
"Maalesef durum aynı, ama dostum bir ejderhayı aramak saçma değil mi?"
Öylece baktım.
"Flicka demek Aleda' demek."
Başını salladı.
"Saraya dönelim."
Yine beni onaylarken beraber sessizce saraya ilerledik. Belki de Felix haklıydı, bir ejderhayı aramak saçmaydı. Ama Aleda'nın uyanması Flicka 'ya bağlıydı. Saraya girdiğimizde ikimizde kendi odalarımıza geçtik. Üzerimi çıkaracağım sırada Aleda'yı karşımda görünce öylece durdum. A-Aleda buradaydı ve, ve yaşıyordu. "Aleda?" dedim. Gülümsedi. Hızla yanına ilerledim. Oda bana doğru gelirken onu kendime çekip sıkıca sarıldım. Sarılmama karşılık verirken hala şoktaydım. Ondan ayrılıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A L E D A ~Hükümdar~
Fantasia"Bir şey soracağım?" Durup hafif arkamı döndüm. "ALEDA... Ne demek?" " dedi. Güldüm. " Kanatlı demek. " dedim. Kahkaha attı. " Senin kanatların yok ama. " dedi. Gülen yüzüm soldu... Bir iki adım atıp tam dibinde durdum. Dudaklarımı hareket ettir...