~Aleda Kırk Dokuzuncu Bölüm~

3.3K 261 25
                                    

ALEDA'DAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ALEDA'DAN...

Yerde yatan yaratıkların arasından geçmeye başladım. Sarayın etrafına dökülen karışım sayesinde ölmüş olmalıydılar. Yanımda ilerleyen prense baktım, bana kızgın mıydı bilmiyordum. Yüzüme bakmıyordu şuan da, hata yaptığımın farkındaydım. Birden bana bakınca bakışlarımı başka bir tarafa çevirdim. Nedenini bilmediğim bir şekilde utanıyordum. Böyle olsun istememiştim, liderin derdi kanımdı ve istediğini de aldı. Derin bir nefes verdim. Koridor ölü yaratıklarla doluydu. Prense bakmadan konuşmaya başladım.

"Onları yakmamız lazım."

"Ben hallederim."

Prens yaratıkları yakarken, ateşin arasından geçtim. Gözlerim gökyüzüne kaydı, hava bulutluydu ve şimşekler çakıyordu. Sanırım yağmur yağacaktı. Gökyüzünde ani şimşek patlamasıyla birlikte hızla yere düşen bir melek gördüm. Katya'nın halkından olmalıydı. Hızla balkona doğru koşmaya başladım. Balkona çıkıp "FLİCKA!" diye bağırdım. Flicka'nın kanat sesleri gelince baktım, hızla yere düşen meleğe uçtu. Meleği havada yakalarken balkondan çıkıp hızlı adımlarla merdivenlerden indim. Umarım durumu iyidir. Saray bahçesine çıktığım da Flicka'nın yere indiğini ve kızı bıraktığını gördüm. Koşarak yanlarına gidip kızın baş ucuna geçtim. Kanatları kırılmıştı ve kanıyordu. Bileğine baktım, melek damarı siyahlaşmıştı. Bize doğru koşarak gelen Cerelia ve Austyn'e baktım.

"Hemen Katya'ya haber verin!"

Cerelia beni onaylayıp saraya giderken tekrar kıza döndüm. Yüzündeki damarlar kendini ortaya çıkarmıştı. Açıkta kalan bacakları da aynı şekilde, bize doğru hızla gelen annemi gördüm. Yanımıza yaklaşınca direk bileğine baktı.

" Onu şifahaneye götürün. Ben ilgilenirim."

Austyn kızı alırken arkamı döndüm. Flicka yerde oturmuş öylece bana bakıyordu. Nefes almaya çalıştım. Hızla yanına gidip başını okşadım ve öptüm.

"Aferin sana oğlum."

Başını okşarken içimde garip bir his vardı. Yutkundum. Yorgun gibiydi. Hasta desem, değil. Ellerimi gövdesine sürte sürte ilerledim. Uçma şeklini görmüştüm, zorla uçuyor zorla kanat çırpıyordu. Tekrar başının ucuna geldim. Başımı başına koydum.

" Neyin var Flicka?"

Benimle iletişim kurmuyordu. Yorgundu. Neden öyle olmuştu?

"Hasta mısın?"

Gözlerine baktım, suluydu. Başımı başına koydum.

"Git ve dinlen, iyi olmadan da uçma."

Oturduğu yerden kalkıp siyah duvara doğru ilerledi. Bir zamanlar oraya girmek istemeyen ejderham şimdi kendi isteğiyle oraya giriyordu. Bu normal miydi? Flicka gözden kaybolunca arkamı döndüm. Bilge ile göz göze gelince tebessüm etmeye çalışarak yanına ilerledim.

A L E D A ~Hükümdar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin