~Aleda Elli Dokuzuncu Bölüm ~

2.9K 184 40
                                    

ALEDA'DAN...

Austyn ile kral olup olmaması hakkında konuşalı iki gün olmuştu. Bana kalırsa babasının yerine geçmeliydi, çünkü her saray gibi Ateş Sarayı 'nın da bir krala ihtiyacı vardı ve Austyn bunun için biçilmiş kaftandı. Eminim ki çok iyi, cesur ve merhametli kral olacaktı. Kral Rainier, Austyn' e nazaran daha sert, acımasızdı ama bir o kadar da cesurdu. Sanırım Ateş Kralı olmak sert ve acımasız olmak demekti. Derin bir nefes alıp başını kucağıma koymuş Cerelia 'e baktım. Kısa saçları avucumun içine girip çıkarken uyurken çok tatlı olduğunu fark ettim. Birden başını kaldırınca kaşlarımı çattım.

"Aleda, sence Mír Festivali' nde hangi renk giymeliyim?"

Güldüm. Bir şey oldu sanmıştım.

"Bana kalırsa siyah giy."

Göz devirdi.

"Tanrım! Siyah rengi ile alıp veremediğin ne var? Hem sen hangi renk giyeceksin?"

Daha düşünmemiştim bile.

"Bilemiyorum. Çıplak gelmeyeceğim ya." dedim gülerek.

O da gülümseyerek karşımda bağdaş kurdu. Gözlerini kapatıp elleriyle hareketler yapıyordu. Topraktan çiçek çıkarken gülümsedim.

"En iyisi bu mu?" dedim.

Gözlerini açıp bana baktı.

"Tabi ki hayır." dedi gülerek.

Başımı sallayıp sırt üstü yere uzandım. Birkaç dakika sonra Katya'nın bize doğru geldiğini gördüm.

"Selam kızlar, nasılsınız bakalım?"

"Bildiğin gibi." diyen Cerelia işaret edip onu onayladım. Katya da benim gibi uzanırken Cerelia ondan farksız kalmadı. Derin bir nefes aldım.

"Farkında mısınız? Artık göreve de fazla çıkmıyoruz. Bir olay da olmuyor ve hayatımız bir zemin gibi dümdüz ilerliyor." dedi Cerelia

"Bundan rahatsızım." dedim.

İkisi de beni onaylarken uzandığım yerden kalktım ve onları da kaldırdım. Üçümüz karşılıklı otururken sağ elimi ortamıza doğru uzattım.

"Element topu yapmaya var mısınız?" dedim.

"Sanırım biraz oyun oynayabiliriz." dedi Katya.

Cer elleriyle alkış yaparken güldük. Kızlar da sağ elini uzatırken su elementinin eksik olduğunu gördük. Diğer elimi de uzattım.

"Bu da suyun yerini alsın."

Kızlar gülerken gözlerimizi kapattık. Katya büyülü sözlerini söylemeye başladı.

"Jsem silná dívka ve vzduchu."

Cer söylemeye başladı.

"Jsem princezna přírody z džungle. "

Gülümseyerek ben konuşmaya başladım.

"Jsem opačná dcera ohně a vody."

Gözlerimizi açarken ortadan birden dört elementi andıran büyük bir top çıktı. Gülümsedim. Ağzıma gelen kan tadıyla gülen yüzüm soldu. Top büyüdükçe yine içim dışıma çıkıyordu. Elimi geri çekip arkamı döndüğüm an kan kusmaya başladım. Yine boğazım yanarken içimin ateşten kavrulduğunu hissediyordum. Neden birden böyle olmuştu? Dün hiçbir şekilde kan kusmazken yine kusmaya başlamıştım. Bugün ikinci defa olmuştu.

"Aleda iyi misin?"

"Elementlerini kontrol etmeme izin ver."

Başımı 'hayır' anlamında iki yana salladım.

A L E D A ~Hükümdar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin