AUSTYN'DEN...
Gözleri kapalı, elleri bir türlü bırakmadığı kolyesinde olan Aleda'ya baktım. İki buçuk saattir uyanmamıştı. Onu krallığa götürmemiz gerekirdi. Bizimkilere döndüm.
"Hazırlanın, krallığa dönüyoruz."
Hepsi ayaklanırken Cerelia hala yatağın kenarına oturmuş Aleda'ya bakıyordu. Omuzuna dokundum.
"Hadi Cerelia."
Gözyaşlarını silip kalktı. Herkes odadan çıkarken gökyüzüne baktım. Gökyüzü solgundu. Grinin en koyu tonu olmuştu. Sanırım yağmur yağacaktı.
"Biz hazırız, gidebiliriz."
Gökyüzüne bakmayı kesip Aleda'yı kucağıma aldım ve odadan çıktım. Hala ona ne olduğunu anlamamıştım. Anlamamıştık. Burnundan sürekli kan geliyordu. Bıraktığı kolyeyi tekrar sıkıca tutmaya başlamıştı. O kolye ne işe yarıyordu? Kolyeye o kadar sıcaktı ki dokunamıyorduk bile. O nasıl tutuyordu öyle? Mısır sarayından çıkarken Kral Morco da bize eşlik etmişti. Ona teşekkür edip hızla gemiye binecektik ama bir sorun vardı... Suyun rengi neden siyahtı?
"B-Bu da ne?"
Yue'ye döndüm.
"Yue, bir fikrin var mı?"
"Bilmiyorum, önce Aleda'yı gemiye bindirin. Ben hallederim."
Yue'yi onaylayıp hızla gemiye bindim. Aleda'yı yatağa koyup üstünü örtecektim ama su gibi olmuştu. Hızla geminin dışına çıktım.
"Cerelia, Katya, Aleda ile ilgilenin. Burası bizde."
İkisi de beni onaylarken Yue'nin yanına geçtim. Ellerini suya koymuş bir şeyler söylüyordu. Ayağı kalkıp ellerine baktı.
"G-Güçlerimi kullanamıyorum!"
Bu ne demek oluyordu?
"Bir daha dene! Lucky sende dene!"
İkisi de güçlerini deniyordu ama suda bir hareketlilik yoktu.
"Olmuyor, ben de kullanamıyorum."
Bu nasıl olurdu? Bu imkansızdı. Ne yapacaktık?
"Hey çocuklar bir sorun var. Güçlerimizi kullanıyoruz."
Hızla Cerelia ve Katya 'ya döndüm.
"Siz de mi?"
⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️
İki gündür hiç birimiz güçlerimizi kullanamıyorduk. Ne ben ne de diğerleri. Krallığa az kalmıştı. Aleda hala uyuyordu. Ne yapacağımı, nasıl hareket edeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Öyle boş boş duruyorduk. Çaresizdik. Suda ki siyahlık gittikçe daha da koyu bir renk alıyordu. Gökyüzü de aynı şekilde. Gri olmaktan çıkıyor siyaha geçiyordu. Oturduğum yerden kalkıp geminin içine girdim. Aleda'ya baktığım da burnundan siyah kan geliyordu. Hızla bir bez alıp sildim. Sildikçe geliyordu. Ona neler oluyordu? O kolyeyi tuttuğundan beri böyleydi. Ellerini kokyeden çekmeye çalıştım ama ellerim yanmıştı. Tanrım! O çok sıcaktı. Dokunamıyordum. "Cerelia, Yue!" güçlerini bir şekilde kullanmaları gerekirdi. Hızla içeri geldiler.
"Ne oldu?"
"Güçlerinizi deneyin."
"Austyn kaç defa denedik olmadı, sen de gördün."
"Size deneyin dedim."
Cerelia ellerini Aleda'nın göğsüne koyar koymaz çığlık attı. Ellerini hızla çektiğinde yandığını gördük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A L E D A ~Hükümdar~
Fantasy"Bir şey soracağım?" Durup hafif arkamı döndüm. "ALEDA... Ne demek?" " dedi. Güldüm. " Kanatlı demek. " dedim. Kahkaha attı. " Senin kanatların yok ama. " dedi. Gülen yüzüm soldu... Bir iki adım atıp tam dibinde durdum. Dudaklarımı hareket ettir...