A L E D A ~Hükümdar~

~Aleda Onsekizinci Bölüm~

AUSTYN'DEN...

Başıma giren keskin acı ile duvara yaslanıp geçmesini bekledim ama nafileydi. Gittikçe keskinleşiyor, nefes alışım zorlanıyordu. Derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Sadece bir baş ağrısıydı demek istiyordum ama değildi. Baş ağrısı elbet geçiyordu ama bu, yaklaşık bir haftadır böyleydim. Ani terlemeler, anlam çıkaramadığım sesler, değişik rüyalar... Sayamadığım bir çok şey. Çığlık sesi gelince bu sesin Kraliçe 'ye ait olduğunu anladım. Koşarak sesin geldiği yöne gittim. Etrafta endişeyle koşan askerler ve rahibeler vardı. Kraliçe' ye bir şey mi olmuştu? Ya da, Aleda' ya? Daha çok koşmaya başladım. Saraydan çıktığım da mavi kırmızı mor karışımı bir bariyel gördüm. Kral Aaron, kraliçe ve bir çok asker oradaydı. Yanlarına ilerledim hızla. İlerledikçe Francis 'i de gördüm. Yaklaştıkça yerde baygın bir şekilde yatan Aleda ve Flicka'yı gördüm. Durdum. Neler oluyordu burada?

"N-Neler oluyor burada?"

Kimseden çıt çıkmıyordu. Bariyele el attığım an elektrik çarptı, geriye savruldum. Bu da neydi?

"Boşuna deneme, ben bir çok kez denedim."

Bunu diyen Francis idi. Ona döndüm. Sonra Kral ve Kraliçe'ye.

"Burada ne oluyor majesteleri.? "

"Askerler Flicka'nın gökyüzünden dengesiz bir şekilde indiğini görmüş, sonra da Aleda'yla beraber hızla yere düştüğünü."

Duyduklarım karşısında sertçe yutkundum. Bu, kafamı gökyüzüne kaldırdım. O yaşıyordu değil mi?

"Peki o yaşıyor mu?"

"Bilmiyoruz, bariyelde elektrik akımı var. Geçemiyoruz." dedi Francis.

Her şeye onun cevap vermesi şart mıydı? Kıl oluyordum ona. Onda hoşuma gitmeyen şeyler vardı. Kraliçe yere oturmuş tepkisizce Aleda'ya bakıyordu. Bakışlarımı ona çevirdim. Yüzü bembeyazdı. Ağzından gelen mavi kanlar yüzünden dudak rengi görünmüyordu. Kral Aaron'a döndüm.

"Majesteleri, büyücü Edward elimizde. Onu girdaptan getirip bunun ne anlama geldiğini öğrenebiliriz."

Kral Aaron önce baktı sonra beni onayladı.

"Askerler biyücüyü getirin."

Askerler kral Aaron'un emrini yerine getirip hızla gittiler. Aleda'ya döndüm, kıpırdamıyordu, Flicka da aynı şekilde. Flicka nefes bile almıyordu, bunu görebiliyorduk ama Aleda? Sertçe yutkundum. Tekrar bariyele dokunduğum zaman geriye savruldum. Acıyla inledim. İki asker büyücüyü aralarına almış hızla getiriyordular. Büyücü bizi görünce sırıttı.

"Kral Aaron, bakıyorum da hasretime dayanamamışsınız."

"Kes sesini büyücü, iş düştü sana."

Edward onu tutan askerleri işaret etti. Kralın onayından sonra askerler onu bırakırken üstünü düzeltip karşıma geçti.

"İşim nedir prens?"

Karşısından çekilip bariyeli gösterdim.

"Bize bunu açıkla büyücü. Bu nedir?"

Edward dikkatle baktı. Yaklaştı. Aleda onun güçlerini yok etmişti, ne kadar işimize yarardı bilmiyorum. Bariyele dokunacağı sırada geri çekildi.

"Bu elektrik akımı ile dolu."

"Aydınlattın bizi büyücü çok sağ ol." deyip göz devirdim.

Sakin olmalıydım.

"Evet elektrik akımı var. Hiç bir şekilde geçemiyoruz. Bunu nasıl kaldıracağımızı söyle bize.?"