Sevmek Anlaşmak Değildir... |11. Bölüm Fitil Etmekle Mahvetmek Arasındaki Fark|

3.5K 95 8
                                    

Hikayenin restorasyonlu halini okumak için profilimdeki; Bir Şansımız Olsaydı isimli hikayeye bekliyorum.

Keyifli okumalar ;

-

-

-


Sevmek Anlaşmak Değildir... |11. Bölüm Fitil Etmekle Mahvetmek Arasındaki Fark|


İçli içli bakışmalar... Mıç mıç öpüşmeler! Hem de benim örnek çiftim! Panik! Panik! Panik! Diye çığlık attım içimden. Ellerimde parmaklarımdan sarkan postitlere bakıp derin, sesli bir nefes almanın ardından Harun'a döndüm. Tam itiraz etmek için ağzımı açmıştım ki benden hızlı davranıp bir elini enseme dayadı; diğer eliyle ağzımı kapadı. Dudaklarını birbirine bastırarak gamzelerini ortaya çıkarırken vücudundan bağımsız, saç diplerine kadar yolculuk etmiş olan kaşlarıyla beni daha da şok etmişti. "Hayır!" dedi büyük bir otoriteyle. "Bana bir söz verdin ve güzelim, o sözü tutacaksın. VAZGEÇMEK YOK!"

Elleriyle mühürlenmiş dudaklarım arasından mırıldandım. Dışarıdan anlamsız Frankenstein homurtuları gibi duran inlemelerim içeriden oldukça çemkirgendi! O, mırıltıları anlamlandırmaya çalışırken ben ne dediğimi gayet iyi biliyordum. "O senin kuzeninle çakma yengen mercimeği fırına vermeden önceydi şekerim! Hem bu evlilikte neyin nesi? Hani Poyraz senin bir üst modelindi? Bir gün bende mi sana aşık olacağım yani!"

"Bana mı aşık olacakmışsın?" diye sordu ciddi anlamda şaşkın bir merakla. İki kolunu da tutup ittirdim. Ağzım ebedi özgürlüğüne kavuşunca da bağırıp onu omzundan ittim.

"Bir sürü şey söyledim ama sen çarptırılmış komplimanı anla tabii!"

Ellerini teslim olur gibi açıp bir adım geriledi. "İnsanların duygularını da yönetemem ya !" dedi gözlerini kocaman açarak. Sinirden iri iri olmuş gözlerimle rahat rahat nefes alamayan ciğerlerimi inanılmaz bir çabayla normale ingirdeyip ve çıkartıp olması gereken vücut normlarımı eski haline getirmeye çalıştım. "Ama ama..." dedim. Sanki kilometrelerce koşmuştum da ciğerlerim NEFES! NEFES! Diye feryat ediyorlardı. Dizlerime eğilip nefes almaya çalıştım. Sanırım panik atak kıyısında dans ediyordum. "Ama şunlara bak..." Omuzlarımdan tutup beni normal konuma getirirken birden yanımda Eylül bitti. "Onlar öpüşüyor!!!" diye inledim.

"Nefes bile almıyorlar değil mi?" dedi Eylül yarım ağız hayranlıkla gülümserken.

"Nefes alamıyorum!" diye inledim. Aslında sanırım feryat etmiş olmalıyım ki Harun gözlerimi kapayıp beni içeri sürükledi.

"Tanrım..." dedi Harun usulca kulağıma fısıldarken. Sonra birden bağırdı. "Gül serpilmemiş bir kıçlık yer yok mu şurada?! Kızcağız kalp krizi geçirecek yoksa?!"

Harun'un sözlerine hak vermemek imkansızdı. Ki bunun sebebi de kesinlikle Harun'a olan bedensel yakınlığım değildi. Yani şuna bakın... Her yer gül ve 'Sana Aşığım' notlarıyla doluydu. Sesli ve derinden gelen nefes seslerim sebebiyle Harun daha gürültülü bir şekilde bir kez daha bağırdı.

"Size soruyorum! Dudaklarınıza iki saniye müsaade edin de bana cevap versinler! Naz'la odamız temiz mi?!!!"

Cevap gelmese de Harun merdivenlerden beni çıkarmayı denedi ama hala düzensiz olan nefeslerim ve sürekli 'Neden öpüşüp duruyorlar, hem niye aşık oldular ki? Neden vücutlarının her kısmını mıncıklayıp duruyorlar?' deyip duran çenem sebebiyle gözlerimi açmaya korkuyordu. Kırmızı temalı ev sebebiyle bende açmaya korkuyordum açıkçası. Ama gözlerimi açmadan merdiven tırmanmak çok zordu. Bunu fark eden Harun "Müsadenle," deyip bacaklarımı koluyla kırarak popomu boşluğa, onun, kolları arasına düşürdü. Tam anlamıyla kucağında yukarı çıkıyordum ki, yüzümü saçlarıma saklayarak omzuna kapandım ve mırıldanmaya devam ettim

Sevmek Anlaşmak Değildir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin