Sevmek Anlaşmak Değildir... |31. Bölüm Sana Can Havliyle Ulaştım Ben|

2.2K 71 0
                                    

Hikayenin restorasyonlu halini okumak için profilimdeki; Bir Şansımız Olsaydı isimli hikayeye bekliyorum.

Keyifli okumalar ;

-

-

-


Sevmek Anlaşmak Değildir... |31. Bölüm Sana Can Havliyle Ulaştım Ben|


"Onlar ne?" Harun ellerinde merakla okuduğu bir kağıt parçasıyla kapımızdan içeri girer girmez arkasından sırtına atladım ve bacaklarım onun belinden sarkarken kollarımı boynuna dolayıp yanağına nemli bir öpücük bıraktım.

"Günahın." Dedi içeri yürürken.

"Sana o kredi kartını bize verme demiştim ama." Dedim arsızca. Günün sonunda hesapsızca alışveriş yapmış ve alakasız bir sürü şeyi paketlemiştik Eylül'e. Az biraz vicdan azabı duyduğumu itiraf ediyorum ama bunun en büyük suçlusu Harun'un ta kendisiydi. O kartı bize vermemeliydi. Kıkırdayarak sırtından inip karşısına geçtim. Gülüyordu.

"Çok bir şey harcamamışsınız ki." Dedi koltuğa otururken. Hemen yanına oturup kolumu koltuğun başına, başımı da yumruk yaptığım elime yaslayıp dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Sadece aldığım elbise bile bin üç yüz elli lira." Dedim dudaklarımı büzüp meblanın büyüklüğüne vurgu yaparcasına.

Tek kaşını kaldırarak, "Sen bir de Melisa'nınkini duysan." Dedi. Sanki bu rakam o kadar komikti ki gülmeden edememişti. Kaşlarımı çatarak cümlenin devamını beklerken sırtımı dikleştirmiştim.

"E?" dedim o cevap vermeyince.

"Poyraz'a sinir oluyordu." Dedi eliyle alnını sıvazlayıp bana gülen gözlerle bakarken. "Yani, daha ondan hoşlanmadığı zamanlardan bahsediyorum. Anlarsın ya." Dedi bana göz kırpıp. Nasıl anlamazdım. Daha iki ay öncesine kadar bende Harun'a karşı öyle hissediyordum. Tanrı'm... Bu aile vakti zamanında cadılarla iş birliği falan yapmış olmalıydı. Değilse önce nefret etmenin sonra deli gibi aşık olmanın mantıklı bir izahı olamazdı. "Bayağı böyle boğazını sıkası vardı Poyraz'ın ama yapamıyordu. O da hıncını az biraz olsun çıkartabilmek için İtalya'dan modacı getirtti."

Gözlerim koskocaman Harun'a bakarken uzanıp çenemin altından öpüverdi.

"O yüzden güzelim, bu para hiç sayılır. Sadece merak ediyorum, iç çamaşır seti kimin fikriydi?"

İri gözlerim mümkün olabilirmiş gibi daha da irileşirken "Eylül!" diye inledim. "Kesinlikle Eylül'ün fikriydi. Ben dedim ne gerek var diye ama... Kız tutturdu bir kere. Eylül'ü bilirsin, tutturdu mu yapmadan bırakmaz. Hem ben, dedim de zaten ona, Harun benim içimi mi görecek diye ama dedim ya tutturunca—"

"Nazlı bir dur. Bir soluk al." Çocuk gülerek elindeki faturayı masaya bıraktı. "Sorun değil." Dedi keyifle. "Aldıkların beni zerre ilgilendirmez."

"Yanlış anlamadın umarım."

Tek kaşını kaldırıp dudaklarını ıslatan çocuk yan bir bakış atarken biraz meraklı göründü gözüme. "Ne anlamamdan korkuyorsun?"

"Sana, ıhm! Yani, senin için almadım ben onu."

Çocuğun ötekki kaşı da havalandığında aralık dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Kim için aldın?"

"Ya of!" dedim ne diyeceğimi bilemeden. Almıştım işte! Kızsal mevzulardı bunlar. Eylül'le aramda kalması gereken şeylerdi, Harun'u ilgilendirmezdi. "Aldım ya işte! Sorunsa yarın geri iade ederim." Dedim çenemi havaya dikerek.

Sevmek Anlaşmak Değildir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin