Hikayenin restorasyonlu halini okumak için profilimdeki; Bir Şansımız Olsaydı isimli hikayeye bekliyorum.
Keyifli okumalar ;
-
-
-
Sevmek Anlaşmak Değildir... |4. Bölüm-Sevgilin Olmak İstiyorum!|
Yapmamam gerekirdi biliyorum. Canımın yanacağını, nefesimin kesileceğini, kalbimin kırılacağını düşünüyordum ama gece sonunda ne hissettiğimden şüpheliydim.
Harun'a verdiğim küçük sırrımdan sonra ona sarılmıştım ve o da bana... Öğrendiklerinden sonra bana kolu kanadı her an kırılabilirmiş gibi duran narin çiçekler gibi davranmaya başlamıştı, ki bu sinir bozucuydu. Eve götürmeyi teklif edecek kadar nazikti ve bende bana bu kadar nazik davrandığı için onun küçük oyununa 'evet' diyecek kadar kafasız.
"Ciddi misin?" diye sormuştu ben hem ağlayıp hem de kabul ettiğimi söylediğimde.
Omuz silkerek gözlerimi devirdim. "Canım birçok kez, birçok kişi tarafından yandı zaten. Eh beni zorlasaydın belki foyanı ortaya çıkarırdım ama bu farklı bir şey. Sadece kapıdan selam verip gideriz ama." Dedim. Hala burnumu çekiyor ve akıp duran salak yaşlara mani olamıyordum üstelik Harun'un 'oldukça gerçekçi nazik davranışları da' bana pek yardımcı olmuyordu.
"Biliyor musun?" dedi "Başını tutarak bayılacak gibi sallanıp durursan selam bile vermek zorunda kalmayız."
Tebessüm ettim. Karmaşık ama tam anlamıyla mana yüklü bir gece geçirdiğime yemin edebilirdim. Ayrıca halden anlayan birine yardım etmek istiyordum. Bu kalbimi acıtacak bile olsa.
"Bunu yapabilirim." Dedim kendime güvenerek. Yanaklarımı kuruladım ve burnumu sertçe çekip Harun'un omzuna hafif bir yumruk attım. "Kendimi yeterince iyi hissediyorum."
"Üzgünüm ama ben kendimi iyi hissetmiyorum." Dedi Harun çarpık bir gülüşle kaşını kaldırarak.
"Sana fikrini soran olmadı." Dedim gülüşünü taklit ederken. "Sevgilin olmak istiyorum!"
"Avvhh." Dedi bu sefer iki kaşını havaya kaldırarak. "Bu ayarlanabilir." Derin bir iç geçirme ile gülümseyerek karnına yumruk attım. Harun içindeki olgun adamı asla ortaya çıkarmayan bir çocuktu sadece. İçini büyüten ama dışında hep çocuk görünen, insanların hep parmakla gösterdiği, su gibi para harcayan şımarık oğlan işte, dedikleri acısı hep en içerde saklı olan adamlardandı. Ya da sadece empati kurmuştu. Bilemiyorum.
"Sadece bu gecelik!" dedim abartı bir ses tonuyla.
Ben yönümü eve yöneltmişken arkamdan hızla önüme geçti ve beni durdurdu. İhtiyatlı bir ifadesi vardı. Bende öyleydim ama zaten gecem mahvolmuştu. Can'la arayı nasıl olsa bu gece düzeltemeyecektim, barı öylece bırakıp çıkmıştım, üstelik onca yol gelmiştik bari onun isteği olsun diye düşünmeye başlamıştım iyiden iyiye. Ihk! Daha bu sabah çocuğu boğmak istiyordum yahu. "Hayır." Dedi önüme geçip. "Sadece sen eminsen. Emin misin?"
Eline uzanmışken tereddütlü ama bir o kadar da güvende hissediyordum kendimi. Şimdi sorsanız bana bu neyin güveni diye, inanın kendi kıyametime koştuğum aceleci adımlarımın başına buyruk saklambaç sevdası derdim. Çocukça bir zaman öldürme yöntemi... Ama o zamanlar nezaketine karşılık verdiğim ince bir teşekkürdü bu güven.
"Nerde kaldı senin kontrolcü, patron, tavırların?" söz bitiminde hala havada duran elimi es geçerek belimi kavradı ve bedenimi himayesi altına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Anlaşmak Değildir...
Chick-LitNaz sadece biraz kötümser, realist, az buçuk felaket tellalcısı... Kısacası tam bir bela mıknatısı. İroni fabrikası bir adam... Ve okumak için yollara düşen sivri dilli, yetim bir kız. Naz tekeri patlak, yaşlı bir kamyonda ve kader hep yokuş aşağı s...