Sevmek Anlaşmak Değildir... |25. Bölüm Tuhaf Bir Gece Ve Bir Garip Sabah|

2.7K 91 0
                                    

Hikayenin restorasyonlu halini okumak için profilimdeki; Bir Şansımız Olsaydı isimli hikayeye bekliyorum.

Keyifli okumalar ;

-

-

-

Sevmek Anlaşmak Değildir... |25. Bölüm Tuhaf Bir Gece Ve Bir Garip Sabah|



Elimi onun çıplak omzunda gezdirdim. Başımı göğsüne yaslamıştım ve duyduğum dingin, ritmik kalp atışları bende ona dokunma hissi oluşturuyordu. Derin bir nefes alıp göğsüne bir öpücük bıraktıktan sonra arkamı döndüm ve cenin pozisyonu alarak uyumaya hazırlandım. Benim hareketimle beraber aynı pozu alan Harun ellerini çoktan belime yerleştirmişti. Beni kendine çekerken fısıldadı. "Bırakma." dedi yavaşça. "Sana ne kadar odunca davranırsam davranayım, bırakma beni."

Yutkundum. Ne garip dünyaydı? Ben onun beni bırakmasından korkuyordum. O da benim... Belimde birleştirdiği ellerine uzandım. Bandajlı ellerimle onunkileri sıkarken "Oyuna başlarken böyle olacağımızı düşünür müydün?" diye sordum ironikçe. "Yani şu işe bak? Geldiğimiz noktaya bak? Bi' yatakta beraberiz. Hem de çıplak!"

Enseme doğru kıkırdadı. Omzuma bir öpücük bırakırken ellerini belimden çekmiş, başını eline yaslamıştı. Bana tepeden bakıyor, yüzümü gizleyen uzun saçlarımı geriye doğru tarıyordu. "Doğrusunu istersen, böyle olacağımızı biliyordum." dedi hınzırca. Kaşlarımı çattım. Ne demek 'BÖYLE' olacağımızı biliyordu. Dirseklerim üzerinde doğrulurken terden nemlenmiş, dağınık saçlarımı sola attım. Soru işaretine dönmüş bakışlarımı ona dikerek

"Nasıl ya?" diye sormadan edemedim. Omzunu silkip yatağa düştü.

"Ben seni seçmiştim." dedi itiraf edercesine. "Sen oyuna başladın. Bende sana..."

Soru işareti misali gözlerim, şaşkınlıktan yarı açık dudaklarımla Harun'un suratına doğru eğildim. Bir an kendimi mücadele için Ash tarafından seçilmiş Pikachu gibi özel hissetsem de yine de dilime gelenleri söylemeden edemedim. "Resmen beni kendine ikna ettin!" dedim hayretle. "Kendini vazgeçilmezim ilan ettin! Düzenbazın tekisin!"

Omuzlarımı yakalayıp yatakta da krallığını ilan ederek üstüme çıktı. "Yaptığımdan pişmanlık duymamı mı istiyorsun? Ah, Juliet, aşkım gözlerini kör etmiş olmalı. Ah benim güne bakanım, duygularıma dair pişmanlık duyacağım bir gün varsa şayet, açıp münasip bir yerine kına yakarsın!"

"Beni sadece iki kez görmüştün!" diye inkar ettim onu. Nasıl, sapkın bir zihin sadece iki kez gördüğü bir kızı kendine gelin etmeyi düşünebilir? Plan yapar?!"

Gözlerini devirip omuz silkti. "Hala normal biri olduğuma dair beslediğin umutlara benden selam söyle. " Bu sefer ben gözlerimi devirdim. "Bizim aile böyledir kızım, öğren bunları. Bizim oğlumuzda bi' gün tutacak akılsız bir kızı, alacak himayesine."

"Evlenmesi oldu, çocuk yapması oldu, çocuğun büyümesi de oldu üstüne birde kaynana oldum." dedim abartıyla.

"Doğru ya, sen hamileydin Naz?" elini karnıma koydu. "Bu çocukta bir terslik var" dedi oldukça ciddi. "Şimdiye kadar bir tekme atması falan gerekmez miydi?" Kafamın altındaki yastığı çekip Harun'un üstüne çıkmaya çalıştım. Güçlü elleriyle göstermelik bir direniş sergiledikten hemen sonra bana teslim olan çocuğun suratına yastığımı bastırdım.

"O gerekli tekmeyi ben atacağım sana! Kontrol manyağı, planlı programlı, pis sapık!"

"Oha, resmen zincirleme küfür tamlaması etin. Hemde kocana!" Söylediği onca eğlenceli şeye rağmen ansızın kollarımı yakalamış içten bir gülücükle gözlerime dalmıştı. Sesini o yüksek, heyecanlı volmden düşürdü, biraz kıstı ve etkileyici bir tonlamayla konuşmaya başladı. Sanki az önce alaycı bir şekilde konuşan çocuk Harun değildi. "Bir daha," dedi avuç içlerime yavaşça dokunup. "Sevgilime zarar verirsen, seni öldürürüm." Ellerimi ellerinin arasından usulca çekerken kucağına oturmuş ve dudaklarımı ıslatmıştım. İnatçı bir tavırla tekrar ellerimi tutarken "Ciddiyim," dedi. "Şu haline bak. Önce dizin sonra ellerin. Bu gidişle Tutankhamun kız kardeşine dönüşeceksin." Ansızın gelen bir kıkırdamayla başımı geriye attım.

Sevmek Anlaşmak Değildir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin