Hikayenin restorasyonlu halini okumak için profilimdeki; Bir Şansımız Olsaydı isimli hikayeye bekliyorum.
Keyifli okumalar ;
-
-
-
Sevmek Anlaşmak Değildir... |9. Bölüm Evlensene Ya Benle|
İzmir'den Ayvalık'a gitmek en iyi araba ve radara yakalanmadan en yüksek hız ile olsa olsa üç saat belki iki saat kırk dakika falandır ama sürekli kavga eden biz bu süreci uzattıkça uzatıyorduk. Yani, bilmem gerekirdi. Onun ailesinde söz ağızdan bir kez çıkıyordu sonra gelmeyeceğim desende dinleyen yoktu. Yani önce Harun sonra babası en sonda dedesi.
Bu ailenin benimle oğullarını evlendirme derdi de neydi yahu?! Kız mı kalmamıştı etrafta? Yoksa oğullara yataklara düşüp 'Naaaz... Naaazzz.' Diye ince hastalığa mı yakalanmıştı? O gün Harun beni değil de bir başka kızı yani ne bileyim mesela Ayşe'yi Fatma'yı tutup götürseydi kolundan ona da böyle 'GELİNİMİZ GELİNİMİZ, KIYMETLİMİSSS....' Diye tapınacaklar mıydı? Cidden sorunlu bir aileydi!
"Ailen kafayı yemiş!" dedim sonunda kafamı sallayarak. "Ne yani? Beni tanımıyorlar ama aileye almak istiyorlar, öyle mi?"
"Genel olarak evet." Harun'un cevabı kısa ve net bir şekilde kulaklarıma geldi. Hemen sonra dudaklarını yalayıp sıkıntılı bir iç çekince onunda benim kadar çaresiz olduğunu gördüm. Kaçınılmaz sona doğru zorla güdülen bir ben değildim anlaşılan. "Bak biliyorum kolay bir insan değilim ama bunu duygusal bir şey olarak değil de bir iş anlaşması olarak düşünsen? Benimle arkadaş olsan cidden eğlenirsin. Kız Kulesi'nde yemek yeriz mesela. Ya da beraber Kuş Adasına çıkartma yaparız. Bu süreçte yalnız olmak istemezsen Eylül'ü de yanımıza alabiliriz. Ve hatta Barış'ta bizimle beraber olur. Ne kadar çok kalabalık o kadar çok rahat." Dikkat kesilip ona baktım. Ciddi konuşuyordu. Yani beni ilk kez alaycı yorumlarına maruz bırakmadan, bir şeyler anlatıyordu bana. Başımıza üşüşen bu olaylar sisilesi onu da en az beni olduğu kadar geriyordu anlaşılan. Sanırım benimle nişanlanmak istemiyordu... Nefes alarak araba koltuğunda dikleştim. Kabul edilebilir bir düşünceydi. Sonuçta bende onunla nişanlanmak istemiyordum ama açıkçası arkadaşlığı mükemmeldi. Sonuçta kaç arkadaş evden hastaneye, hastaneden eve hizmet verir, kaç tanesi sabaha kadar başucunda beklerdi ki? "Hem bizim şirkette staj yaparsın. Reklam yazarlığından falan bahsediyorum. Açıkçası şirket büyümeye gidiyor. yani, hah!" kesik bir kahkaha atarak parmak ucuyla göz altına kavis çekip yutkundu. "Zaten büyük bir şirketiz ama..." dedi keyifli bir tonda. Bunu sanki bana değil de kendine söylemişti. Tatminkar, ukala! "Bir araba dergisi çıkarmak istiyorlar. Editörlük falan yaparsın. Staj olarak elbette. Dört yıl sonra harika bir staj geçmişin olur. Ha?" dedi sonra. Sanki az önce kendi şirketini öven o çocuk değildi öte yandan sunduğu teklifler inanılmazdı. Prestijli bir ailenin müstakbel gelini ve yüksek ücretli staj fırsatı. Ve eminim bu süreçte de sarhoş sapıklarla uğraşmak zorunda kalmayacaktım. Karlı bir yatırım olurdu ama ne bileyim? Bir ton insanı kandırmak... Hiç doğru gelmiyordu. Yani ailenin masum olduğunu da düşünmüyordum; sonuçta Melisa ve Poyraz vakası da ortadaydı. İki zavallı insanı bir eve tıkmışlar ilişki yaşasınlar diye bekliyordu. Mantık açısından rezalet bir aileye çatmıştım. Ellerimi saçlarıma geçirip abartı bir sesle;
"Hayır!" dedim. "Üzgünüm ama ben ailenin gözü önündeyken biraz takılırız ve senin kıçın kurtulur diye düşünmüştüm. Bu kız isteme olayları hele hele nişan, uçmuşsunuz siz!..."
Harun'un direksiyonu tutan elleri kasılıp ellerinin üzerindeki damarlar şişti. Hiç eğmediğim başımı dik tutup önüme bakarken sanki o hiç yokmuşum gibi birdenbire susuverdi. Gerilmeli miydim? Belki de. Ama sorun bende değildi ki. Onda bile değildi. Tek suçlu ailesi daha doğrusu dedesiydi. Adamın tek derdi düğün olmuş resmen. "İtiraf et," dedim. "Sende sıkıldın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Anlaşmak Değildir...
ChickLitNaz sadece biraz kötümser, realist, az buçuk felaket tellalcısı... Kısacası tam bir bela mıknatısı. İroni fabrikası bir adam... Ve okumak için yollara düşen sivri dilli, yetim bir kız. Naz tekeri patlak, yaşlı bir kamyonda ve kader hep yokuş aşağı s...