0.1

221K 6.3K 6.1K
                                    




Merhaba! ❤️

Öncelikle böyle bir yazı yazmak istedim çünkü sizi bu kitap ve benim hakkımda bilgilendirmek istiyorum.

Bu benim ilk kitabım değil, daha öncesinde de birkaç kez texting yazmayı denemiştim ancak başarılı olamamıştım. Okunuyordu ama benim kitap yazmaya ayıracak vaktim yoktu.

4-5 senedir wattpad'i kullanıyorum, emin olun ki bir kere wattpad'i kullanmaya başladığınızda bırakamıyorsunuz. İlk senelerde yazmaya çalışmıştım, ama sonra dediğim gibi zamanım olmadığı için bu fikrimden vazgeçtim ve okumaya yöneldim.

Ama sonra bundan da sıkıldım, çünkü ikizler burcu olmam gereği 5 dakika içinde hobimi değiştirebilecek bir yapım var.

Bu yüzden de böyle saçma sapan, değişik, eğlenceli ve maceralı bir kitap yazmak istedim. Bu sıfatların ilk ikisinden eminim, kalan kısmını da sizin yorumlarınıza göre şekillendireceğim.

Bu da kitabımın ilk bölümü, sizi seviyorum. İyi okumalar!

Ha, unutmadan. Okumaya başladığınız tarihi, ya da herhangi bir tarihi yorum olarak bırakabilirsiniz💓

Yeniden iyi okumalar 1Numara'lar! (Fandomumuzun ismidir, lütfen ciddiyet!)

&

"İyi de ben bu diziyi izledim."

Cidden niye yılbaşını kutladığımızı anlayamıyordum, yeni yıla girdiğimiz için sadece 1-2 saniye seviniyor, sonra tombala oynamaya geri dönüyorduk. Ah, tabi bu sadece benim düşüncemdi. Çünkü bütün okul arkadaşlarım şuan kafede buluşmuş ve eğleniyorken, benim annem izin vermediği için ben odamda dizi izliyordum. Aşırı asosyal bir insan olduğum için izlemediğim dizi kalmamıştı, yaprak dökümünden tutun da 13 reasons why dizisine kadar... Neredeyse her diziyi izlemiştim. Ayrıca hint dizileri de izliyordum, diziler konusunda bir anneanneden farkım yoktu.

Oflayarak telefonuma baktım. Canım telefonum... Şu hayatta beni eğlendiren tek şey olduğunu söyleyebilirdim. Bazen en gerekli zamanlarda şarjı bitebiliyordu, ama yine de iyi anlaşıyorduk.

Saate baktığımda '23:12' olduğunu gördüm. Harika! Yeni yıla girmemize daha 48 dakika vardı. Bir an için 48 dakika olup olmadığından emin olamadım, çünkü matematiğim o kadar iyi değildi. Hesap makinesini açıp kendimi doğruladıktan sonra dünyayı kurtarmışım edasıyla yatağımdan kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım.

"Anne!" Bunu tabiki de böyle söylememiştim, anneme böğürerek ve 'anne' kelimesini biraz değiştirerek seslenmeyi seviyordum, çünkü bu duruma sinir oluyordu. "Açım ben."

Mutfağa girdiğimde misafirlerin olduğunu görmemle olduğum yere sindim. Masaya oturamayacak kadar çok misafir gelmişti, hatta hepsinin çocuğu olduğu için annem yer sofrası kurmuştu. Annemin arkadaş çevresi geniş olduğu için yine bütün arkadaşlarını çağırmış belli ki. 'Bunu nasıl tahmin edemedin Defne?' diye kendi kendime söylenirken annemin uyarmak istermiş gibi öksürmesiyle kendime geldim.

"Tatlım, seni yemek yemen için çağırdığımda dizi izlediğini, sonra geleceğini söyledin. Aradan 3 saat geçti." Oha! O kadar geçmiş miydi ya? Allah'ın işi işte, zaman ne hızlı geçiyor cidden fark edemiyoruz. Kısa bir an için dindarlığıma geri dönsem de bozuntuya vermeyip annemi cevapladım. "Ama hâlâ açım." Aç olunca 5 yaşındaki çocuktan farkım olmuyordu. Ayrıca sinirli ve gergin oluyordum -ki her zaman gülen biriydim, bu yüzden gergin olduğum zamanlar insanlar yanıma yaklaşmakta çekiniyorlardı.

Annem ağzını açıp cevap verecekti ki trip atmaya karar verdim. "Offf, tamam!" Annemin arkadaşlarının yanında onu azarladığım için tepesi atmıştı, 'En iyisi odana gitmek, sana yol gözüktü Defne,' diye içimden söylendiğimde doğru bir karar verdiğimi anladım. Annem kaş göz işareti yapıyordu, bu 'Misafirler gidince bekle sen,' anlamına geliyordu Defne, aha sıçtın. Anneme öpücük attım ve odama koştum. Cidden koştum.

Odama gidip yatağıma sırt üstü düştüm. Yatmadım, bildiğiniz düştüm. Yatağın nevresimi kaymıştı ama umrumda değildi, sonuçta yeni yıla giriyorduk, seneye düzeltirdim. Kendi esprime bir kahkaha patlattıktan sonra telefonum çalmaya başlayınca yastığımın altından telefonu çıkarttım ve ekrana baktım.

Gizli numara.

Pardon?

Gözlerime inanamayıp bir daha okudum. Cidden gizli numara! Hangi salak işletiyordu yine? Hayır, yani o kadar popüler biri de değildim ki, hangi salak benimle uğraşırdı? Salak diyorum çünkü beni ciddiye alıp numarasını gizleyecek insan salaktır bana göre.

Açsam mı? Normalde karar vermeden önce iki kez düşünen bir insandım ama bunun için bir kere düşünmem yetmişti. Şu an beni beynim değil merakım kontrol ediyordu, bu yüzden telefonu ne zaman kulağıma götürdüğümü bile fark edememiştim

"Efendim?" diye açtım telefonu. Karşı taraftan bir süre ses gelmeyince konuştum, "Alo, alo orada mısınız?" Birkaç kez alo deyince aklıma Ezhel geldi, kendimi durduramayıp telefonda şarkı söylemeye başladım.

"Alo alo alo alo alo alo alo alo," Ritimli söylediğim için kahkahalarla güldüm. Asıl güldüğüm şey ritimli söylemem bile değildi, telefonda tanımadığım bir insan vardı ve ben ona Ezhel'in şarkısını söylüyordum.

Karşımdaki de dayanamayıp gülmeye başladığında sesini duydum. Sesini. Erkek sesi olduğunu duyunca hemen harekete geçtim. "Ulan puşt, sen beni mi işletiyorsun? Beni beni, Defne'yi." Karşı taraftan bir 'hıı' sesi duydum. Bir dakika! Bu sesi daha önce duymuş muydum, yoksa bana mı öyle geliyordu? Yoksa kaderimin bir oyunu muydu bu? Of Defne! İlla İbrahim Tatlıses'e bağlayacaksın değil mi?

Ben düşüncelerimle boğuşurken telefondan Ezhel'in 'alo' şarkısını duydum. Şarkıyı mı açmıştı o? E çüş yani! "Bak oğlum, benimle uğraşma tamam mı? İlk ve son kez söylüyorum. Seni bulup fena yaparım." Şu an tam Kırgın Çiçekler'in Songül'ü gibi davranıyordum. Şimdi beni dışlayabilirsiniz, ama cidden tam bir kırgın çiçekler fanıyım.

Kırgın Çiçekler fanı olmak onurdur.

Karşımdaki güldü ve telefonun kapanma sesini duydum.

Ulan var ya, bunu çocuğu bir bulsam elimden kimse alamaz! 'Kızım, kendine gel! Bir metre altmış sekiz santimetre boyunla bir erkeği dövmekten bahsediyorsun. Yürek yemişsin sen!' İç sesime hak verdim ve yatağımda az önce yaşadığım aksiyonu düşünmeye başladım.

Çok geçmeden whatsapp bildirim sesini duydum. Cidden şuan Zeynep'le hiç uğraşamayacaktım.

Ya da uğraşabilirdim, çünkü az önce yaşadığım olayı birine anlatmazsam kesinlikle patlardım. Zaten sıkıntıdan çatlıyordum, en iyisi Zeynep'le konuşarak kafa dağıtmaktı.

Telefonu elime aldığımda bilinmeyen numaradan mesaj geldiğini gördüm. 'Lan, bu az önceki salak olmasın?' İç sesime gözlerimi devirdikten sonra uygulamaya girdim.

"Gülüşün çok tatlı, sarışınım."

Okuduğum şeyle gözlerim fal taşı gibi açılırken içimden dua ediyordum. 'Allah'ım, kurban olduğum, lütfen bu da pedofili, 60 yaşındaki, her kıza çukulatam yazan emekli amcalardan olmasın. Lütfen bu, beni cidden seven, hayatımın aşkı olsun!'

Duamı Allah'a ilettikten sonra- Tövbe! Ne diyorsun sen Defne? Cidden iyice sapıttın ya!

Sarışınım, yazmış. Ne klişe bir kelime! Bu kelimeyi söylediği kaçıncı sarışınım acaba? Bence bu kelime hakkında anayasaya madde getirsinler, sahte sarışınlara sarışın denmesin, benim gibi doğal sarışınlara sarışın densin. Değil mi ama? Kısa bir süre için kendi sarışınlığımla egomu tatmin ederken kafama dank etti.

Sarışınım.

Sarışınım!

Bu kelimeyi bir yerden hatırlıyorum ama, hadi hayırlısı.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin