"Ne yapacağız?" dedim Burak'a soran gözlerle bakarken. Üzgün gözükmüyordu ama mutlu olduğunu da söyleyemezdim.
"Paran var mı?" Başımı sağa sola salladım. Yanımdaki bütün parayı kütüphanedeki büfede harcamıştım. "Senin var mı?" Burak başını sağa sola salladı.
"Yanımda kredi kartı var ama limit yok," Gülerek gözlerimi devirdim. "Bu iki oldu. Artık yanımızda hep para taşımamız lazım."
Burak gülerek saçlarımı okşadı ve başımdaki elini elime indirdi. "Seninle bir yolda kalmadığım kalmıştı ama olsun." Bir hışımla kendimi geri çektim.
"O ne demek?"
"Her boku yaptık demek," Kıkırdadım ve biraz koşup aramıza mesafe koydum.
"Haram, böylesi daha iyi." Koşarak tekrar yanıma geldi. Otobanda yürürken insanlar korna yaparak geçiyordu. En sonunda bir yerde durduk ve otostop çekmeye başladık. Çekerken bir yandan da yürüyorduk.
15 dakikanın sonunda kimse durmayınca Burak'a döndüm. "Dizilerde falan hep duruyordu, of!"
"Sürücünün göz zevkini bozuyorsun sen. Bak sen git, 10 tane kadın sürücü durmazsa Burak değilim." Göz devirdim.
"Ne alaka lan? Ben güzelim bir kere."
"Evet, güzelsin." Yanıma geldi ve dudağımdan taşan ruju işaret etti. "Maşallah güzelliğin sığmıyor hiçbir yere." Bir hışımla sol elimi dudağıma götürdüm ve rujumu sildim.
"Benim güzelliğim makyaj mı yani?" Burak çok üstüme gittiğini anlamış olacak ki gülümsedi ve konuşmaya başladı. "Senin güzelliğin makyaj mı bilmem de benim güzelliğim sensin."
"Yuh, böyle yaparsan düşerim," dedim gülerek.
Burak omuz silkti ve yürümeye devam etti. "Yolda kaldık, hala romantiklik düşünüyorsun Defne. Nasıl sevgilisin sen? Soğuktan ölsem umurunda olmayacak."
"Burak hava 23 derece."
"Olabilir, belki ben üşüyorum? Hiç düşündün mü? Gerçekten çok düşüncesizsin. Hem, senin üstünde de hırka var. Olsun, yine de düşüncesizsin." Onun da üstünde polar vardı. Biz... Gerçekten 23 derecede kalın giyinen iki geri zekalıydık. Gözlerimi devirdim ve yürümeye devam ettik.
Birkaç dakika sonra daha işlek bir caddeye geldiğimizde ona baktım. "Burası daha iyi."
Başımı aşağı yukarı salladım. En sonunda birisi önümüzde durunca camı açtı ve kafasını cama doğru eğdi. "Hayırdır gençler?" Yaşlı, göbekli bir amcaydı.
Göbekli kısmı önemli.
"Amca, yolda kaldık da, bizi ilerdeki alışveriş merkezine kadar bırakabilir misin acaba?" Amca kaşlarını çattı. "E yolumun üstü orası, iyi oldu. Başka bir yere gidecekseniz oraya bırakayım?" Burak başını sağa sola salladı. "Tamam, atlayın bakalım arkaya."
Burak'la birlikte arabaya binerken aklım Burak'ın arabasında kalmıştı. Onu çekerler miydi oradan? Ama tenha bir yer... Yine de çekerler miydi? Ceza yer miydi acaba?
"Ee, sevgili misiniz siz?" Amcanın bize doğrulttuğu soru üzerine far görmüş tavşan gibi kalakalmıştım. Burak öyle olmamış olacak ki hemen cevapladı. "Evet amca, sevgiliyiz." Amca gözlerini devirdi.
"Biliyor mu kızım senin ailen?" Ya, sana ne pardon?"
"Bilmiyorlar daha," dedim cümlemin sonuna doğru sesimin kısılmasını engelleyemeyerek. Otostop çekmiştik, adam ne sorarsa cevaplamak zorundaydık mecbur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Numara (Düzenleniyor)
HumorSerinin ilk kitabıdır. 16.08.2018 - Mizah'ta 1. - Kitap düzenleniyor. Defne, hayatının yeni yılda da aynı mükemmel sıkıcılıkla ilerleyeceğini düşünüyordu. Ama bilebilir miydi bir gizli numara tarafından aranacağını? Kim olduğunu bilmiyordu, ama b...