"Hazal, sen manyak mısın kızım? Niye kapıyı üzerimize kitledin?" Gülerek kapıyı yumruklayan Şeyda'ya bakıyordum. Ağla Şeyda, ağla.
Birden hışımla bana dönünce şaşırdım. "Sen yaptın değil mi? Pislik!" Güldüm. "Şeyda alt tarafı yangın merdiveni üzerimize kitlendi. Sana tecavüz etmiyorum ya da öyle herhangi kötü bir şey yapmıyorum. Senin verdiğin tepkiyi benim vermem gerekir, Allah korusun üzerime kusarsın falan." Şeyda sinirle saçlarını geriye attı.
"Sana bir şey soracağım, o yüzden buradayız. Hatırlarsın, söylemiştim."
"Söyle. Ne var Erdem'le alakalı?" Alttan alttan sırıtıyordu.
"Hmm, şey..." Hiçbir şey düşünmemiştim amk. Hemen düşünmem lazım. Ne olabilir Erdem'le alakalı... Buldum!
"Erdem'den hoşlanıyorum." Lan, bunu demeyecektim! Erdem'in benden hoşlandığını söyleyecektim! Amaan, neyse.
Şeyda'ya baktığımda üzüldüğünü gördüm. Ay, kıyamam. Ama aklıma üzerime kusması gelince suratımdaki o acıma ifadesinin yerini öfke aldı. Oh, iyi oluyor sana. Şerefsiz!
Yalan, aslında öfkem üzerime kusmasından kaynaklanmıyordu. Sadece Burak'la nereden tanışmış olabileceğini düşünüyordum. Ve bu... Birazcık *vallahi birazcık yani ben hiç kıskanacak adam mıyım?* kıskandığım da doğruydu.
"Ne?" Şeyda'nın verdiği tepkiye güldüm. "Öyle."
"Senin gibi bir yelloz, Erdem'e layık değil."
"Sana layık olması için kusmuk sevmesi lazım," dedim kahkaha atarken. Kurduğu cümleye hiç ama hiç alınmamıştım. "Sonuç olarak sen kusmuklu Şeyda'sın. Ben de 9. sınıfta çok güzel olduğu için okulun kızları tarafından nefret kazanan ve linç edilen Defne..." Biraz ego kasmaktan ne zarar gelirdi?
"İğrençsiniz. Tencere kapak, birbirinizi bulmuşsunuz. Çok mutlu olursunuz inşallah!" Kapıya gidip yumruklamaya başladı. "Hazal, aç artık!"
"Hooop, dur, bir şey daha var." Hobbb kaçabileceğini mi sandın koçum ss aldım. İçimden söylediğim şeye gülerken Hazal bana şizofrenmişim gibi baktı.
"Burak'ı nereden tanıyorsun?"
"Sana ne?" Lan şimdi seni öldürürüm leşini bile bulamazlar kusmuklar kraliçesi! Bunu içimden söylemeyi tercih edip derin derin nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım.
"Şeyda, lütfen." Şeyda'nın tek kaşı kalktı. Okulun en edepsiz ve kendini bilmez Defne'si *okulda başka Defne yok* ondan lütfediyordu. Tarih atın lan!
"Neden bu kadar merak ediyorsun bunu?" Aşağılayıcı şekilde konuşmasına karşı sinirlenip suratına yumruk atmak istesem de direndim. Evet, öfke kontrolü almam lazım.
"Çünkü benim için çok önemli." Dediğimden sonra 5 dakika konuşmayınca aklıma gelen dahice fikri öne sürdüm.
"Eğer bana Burak'ın kim olduğunu söylersen ben de Erdem'den uzak dururum." Şeyda güldü.
"İstemiyorum. Erdem'le sevgili mi oluyorsunuz, evleniyor musunuz, ne yaparsanız yapın. Umurumda değil." Dediği şey yüzünden çenem bir metre aşağı düşerken Hazal'ın sesiyle ikimiz de irkildik. "Yusuf Hoca geliyor." Daha sonra da kapı kilidinin sesini duyduk. Şeyda dışarı doğru koşarken kolunu tuttum.
"Şeyda, lütfen dedim. Ben kimseye lütfen demem, biliyorsun. Çok muhtacım buna." Şeyda kedi yavrusuna bakıyormuş gibi ima yaparken ağzının ortasına vurasım gelmişti.
"Hayır. Hatta şimdi gidip Erdem'e senin ondan hoşlandığını söyleyeceğim. Eminim okulun erkeklere hiç pas vermeyen Defne'ciğinin ondan hoşlandığını duymak hoşuna gidecektir." Sinirlerime hakim olamıyordum, gerçekten.
"Şeyda, Burak'ın kim olduğunu söyle, yalvarırım sana." Burak için düştüğüm şu hallere bakın amk Şeyda'ya yalvarıyorum resmen. Ama onun aklı Erdem'de.
"Ya sana ne?." Şeyda aklına bir şey gelmiş gibi bir an durduktan sonra bana döndü. "Burak... Bana seni anlatmıştı."
"Ne?"
"Ben en başta başka Defne sandım, bizim Defne, yani sen olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. O sensin, öyle değil mi?"
"Kim benim?" Beynim durmuştu sanki.
"Burak'ın bana anlattığı Defne, geri zekalı!" Evet, sanırım bendim. Başımı aşağı yukarı salladım.
"Ne anlattı?"
"Seni çok sevdiğini falan söyledi. Okuldaki bütün erkeklerin sana olan davranışını ona anlatmamı istedi..."
"Erdem'i sen söyledin, öyle değil mi? Bana çok önceden Erdem'in bana karşı davranışlarının onun hoşuna gitmediğini ve Erdem'den uzak durmam gerektiğini söylemişti. Sen söyledin Erdem'i!"
Şeyda başını aşağı yukarı salladı.
Başını.
Aşağı yukarı.
Doğruluyor yani söylediğim şeyi.
Gidip saçını tuttum. Ah, bayılıyorum bu harekete. Hazal araya girmeye çalışırken Şeyda'ya dönüp konuştum. "Başka ne anlattın lan? Benden izinsiz benim dedikodumu mu yapıyorsunuz? Regl olduğumu falan da söyleseydin!" Birden Yusuf Hoca'nın öksürmesini duyunca arkamı döndüm.
"Defne." Yusuf Hoca'ya gülümsedim.
Aha, sıçtım.
Okul hayatım elden gideyeeeaaahh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Numara (Düzenleniyor)
HumorSerinin ilk kitabıdır. 16.08.2018 - Mizah'ta 1. - Kitap düzenleniyor. Defne, hayatının yeni yılda da aynı mükemmel sıkıcılıkla ilerleyeceğini düşünüyordu. Ama bilebilir miydi bir gizli numara tarafından aranacağını? Kim olduğunu bilmiyordu, ama b...