1.5

70.7K 3.6K 549
                                    

Eve geldiğimde ağzımın kulaklarıma vardığını hissettim. O kadar mutluydum ki! Sanırım hayatımda ilk defa bu kadar mutlu oluyordum, Burak kurduğu cümlelerle beni mutlu etmeyi çok iyi biliyordu.

Aşık mı oluyorsun sen Defne?

Ne diyorsunuz ya? Ne aşkı? Hayır, saçmalamayın. Aşık falan olmuyorum ben. Sadece bir hoşlantı... Hayır hayır, hoşlantı da değil. Hiçbir şey. 'Konuşamam, yalnızca friendzone.'

Kapının önüne gelip anahtarımı çıkardım ve eve girdim. Harika, annem yine evde yoktu. Sabah akşam gezdiği için artık nerede ne yapıyor umursamıyordum. Telefonumun titremesiyle olduğum yere sindim.

Babam arıyordu. Aramayı açıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim baba?"

"Defne, kızım annen nereye gitmiş, biliyor musun?" Ne? Annem babama da mı haber vermemişti?

"Bilmiyorum baba, yine arkadaşlarıyla buluşmaya falan gitmiştir," dedim oflayarak. Annemin haber vermeden bir yerlere gitmesine alışmıştım, ama babama haber vermemesi garip bir durumdu.

Babamın telefonu kapattığını duyunca gözlerimi devirdim. Bu adam hoşçakal demeyi bilmiyor muydu? Cidden bu durum hoşuma gitmiyordu.

Odama girip yatağıma yattım ve pantolonumun cebinden telefonumu çıkartıp mesajlara girdim.

"Selam çukulatam."

"Yarın test var, ne yapacağım ben?" dedim attığı komik mesajı bile umursamadan. 

"Yaparsın koç," yazdığında gözlerimi devirdim. 

"Nah yaparım! Neyse, bu konuyu konuşarak daha fazla stres olmak istemiyorum. Ne yapıyorsun?"

"İyi öyle, yemek yapıyordum."

"Bak Burak, sakın kilo alma tamam mı? Gömlekli, pantolonu boğazına kadar çeken Burak'ı ben ne yapayım?"

"Dehşete düştüm," yazdı Burak. "Beni böyle mi hayal ediyorsun gerçekten?"

"Fotoğrafını atsaydın hayal etmeme gerek kalmazdı."

Mesajlardan çıktım ve babamı aradım. İkinci çalışta telefon açıldı. "Baba, annem nerdeymiş?"

"Nerde olacak kızım? Esra teyzene gitmiş." Bir oh çekip ayağa kalktım. Şaşırmamıştım, Esra teyze en yakın arkadaşıydı. "Tamam baba sonra görüşürüz."

"Tamam kızım." Telefonun kapanma sesini duyduğumda 15 saniye konuşmuş olduğumuzu gördüm. Cidden babamla daha uzun konuşamıyordum, konuşamıyorduk.

Yatağıma tekrar oturduğumda başka yapacak bir şeyim olmadığı için tekrar telefonumu çıkarttım ve whatsappa girdim. Ama beklediğimin aksi bir şeyle karşı karşıyaydım.

Umut mesaj atmıştı.

Umutla olan sohbete girip yazdığı şeyi okudum. Merhaba mı?

"Merhaba Defne."

"Umut? Merhaba?"

"Nasılsın?"

"İyiyim de, ne oldu?"

Yine Defne'liğimi konuşturuyordum.

"Defne, o Burak denen karaktersizle konuştuğunu biliyorum. Ondan uzak dur! Çok kötü biri o. Sana zarar verecek diye ödüm kopuyor."

Kaşlarımı çattım. 

"İyi de bu seni ne kadar alakadar eder?"

"Defne, bak Burak'ı tanımıyorsun. Sadece dediğimi yap, lütfen!"

"Yapamam Umut."

Neden yapamazdım ki? Bal gibi de yapardım. Burak benim neyimdi? Sevgilim mi? Kuzenim mi? Hiçbir şeyim değildi. Ben ona bağlı değildim.

"Saçmalama Defne, yoksa sen Burak'a aşık falan mı oldun?"

"Saçmalama Umut!"

"Anladım ben anlayacağımı. Burak'ın seninle tanışmadan önce nasıl biri olduğunu ve neler yaptığını tahmin bile edemezsin ama sana anlatmayacağım. Çok azimliysen kendin bulursun."

Wtf?

Sanırım bulman gereken şeyler vardı Defne.

Yeni bir macera mı?

Sanırım evet.


Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin