2.5

62.3K 4.8K 533
                                    

"Burak... İnanamıyorum!" Gözlerimi pörtleterek karşımda duran Burak'a bakıyordum. Ya da gizli numara mı demeliyim? Karşımdaydı işte! Burada. Tam karşımda. Canlı canlı yani. Telefonda falan değil.

Yanına gidip bedenini yumruklamaya başladım. "Neden daha önce karşıma çıkmadın ha? Neden?" Ağlıyor muydum? Sanırım evet. Hem de çok.

"Neden! Bu kadar yakınımda olduğunu tahmin etmiştim ama sen... Neden söylemedin?" Sağ eliyle gözyaşlarımı silince suratına tükürdüm. "Neden bana bu işkenceyi yaptın? Karşıma neden çıkmadın?"

"Güzelim..." Bedenimi kendine bastırıp saçlarımı öptü. "Özür dilerim, özür dilerim..." Yüzümü boynundan çekip ona baktım. "Burak, buna inanamıyorum... Şu an karşımdasın ya, inanamıyorum yemin ederim." Güldü.

"Ben de inanamıyorum miniğim, şu an kokunu içime çekiyorum, sana sarılıyorum ya... Ölecek gibiyim, ve şu an ölsem hiç üzülmem." Kafasına vurdum. "Salak."

Eğilip yanağımdan öptü.

Yanağımdan.

Artık en favori yanağımsın sol yanağım, tuttum seni!

"Seni çok seviyorum," diye fısıldadı. Kanım ısınırken her an bayılacak gibi hissediyordum. "Seni çok ama çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum," dedim kollarımı bedenine sararken. Yüzünü yüzüme çevirince konuşmaya başladı. Gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. Ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Ağzı hareket ediyordu ama konuşması kesilmişti. Biraz sonra yeniden o güzel sesini duydum. "Kusacağım galiba..."

"Heyecandandır o," dedim ve gülmeye başladım. "Cidden kusacağım."

Biraz sonra üzerimde bir ıslaklık hissettim.

"Burak? Burak üzerime mi kustun lan şerefsiz?" Kolumun sallanmasıyla gözlerimi açtım.

"Ne Burak'ı kızım ya, Şeyda kustu, Şeyda!" Karşımda duran Hazal'ı görünce gözlerimi kıstım. Şu an hiçbir şeyi anlayamıyordum. İşaret parmağıyla pantolonumu gösterince kendime geldim.

Oha, rüya mıydı lan? Kendime gelince Hazal'ın cümlesini tamamlamasını bekledim.

"Hem de senin üzerine."

Vay anasını sayın seyirciler, şu 16-17 yıllık hayatımda bir üstüme kusulmadığı kalmıştı.

Aklım hemen telefonuma gidince telefonumu kusmuktan kurtarmak için arka cebimden çıkardım. Tabi ya, Burak! Whatsapp'a girip Burak'la olan konuşmaya girdim.

"Hayırlı olsun."

"Korktuğum başına gelmemiştir umarım?"

Ne güzel bir cümleydi. Korktuğum. Benim için korkuyor yani. 

"Geldi."

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin