0.5

91.8K 4.4K 1.1K
                                    

"Lan, Erdem!" Sınıfa girer girmez Erdem'e bağırmıştım. Burak onu yazdıktan sonra aklımdan çıkmamıştı ki! Erdem'e mesaj atmıştım ama görüldü atıp cevap vermemişti. Bu yüzden kimyaya da çalışamamıştım.

Aslında bunlar bahaneydi, kimyaya çalışmayı başından beri istemiyordum.

"Ne var?" dedi Erdem, Hasan'ların yanından ayrılırken. "Yine mi kopya isteyeceksin?" Arkadaşlarım beni çok seviyordu.

"Hayır Erdem..." dedim çantamı sırama koyarken. "Sana birini soracağım." Erdem'in tek kaşı yukarı kalktı. "Sor bakalım milli voleybolcu," Dediği şeye güldüm.

"Burak diye birini tanıyor musun?" Gözlerini kıstı. "Hangi Burak?"

"Ya bilmiyorum işte, adı Burak. Başka bir şey bilmiyorum." dedim oflarken. "Kızım valla ben iki tane Burak tanıyorum. Biri kuzenim, 8 yaşında. Biri de ablamın sevgilisi."

"Ablan kaç yaşında senin?" dedim gözlerimi pörtleterek.

"28."

"Ay, oha! Neyse, tamam. Teşekkür ederim," derken sırama oturuyordum. "Pişt, bana bak. Biri mi var?" dedi Erdem yanıma otururken.

"Erdem ne saçmalıyorsun Allah aşkına? Bir şu sıfata bak," dedim suratımı işaret ederek. "Şunun hayatında biri olabilir mi?" Erdem hareketime karşı güldükten sonra arkadaşlarının yanına gitti. İlk ders matematikti ve şuan matematik dersine girmektense intihar etme fikri daha cazip geliyordu.

Ders başlayalı 20 dakika olmuştu, daha doğrusu öyleymiş, az önce Hazal söylemişti. Ders başından beri uyuduğum için kaç dakika olduğunun farkında bile değildim.

Telefonumu çıkartıp bildirimlere baktım. Burak mesaj atmıştı.

"Günaydın civcivim."

"Civciv mi? İğrençsin." Her sarışına civciv dendiği gibi bana da dediği için şaşırmamıştım.

"Ama civcivsin, civcivler de sarı olur!"

"Bana klişe şeyler söylememen konusunda seni uyarmalıydım!" 

"Pekala, su aygırı?" dediğinde gözlerimi büyüttüm. Civciv bile bunun yanında iyi kalıyordu!

"Oha, resmen bana su aygırı dedin!"

"Alınacağını düşünemedim," yazdığında gülümsedim. Onu görmemiştim ancak onun da gülümsediğini tahmin ediyordum.

"Şimdi düşünüyorum da, civciv kulağa daha hoş geliyor. Ayrıca su aygırı olacak kadar kilolu değilim, seni bilemem tabii."

"Her neyse," Bir anda konuyu değiştirmesine anlam verememiştim. Bana, benim fotoğrafımı attı.

"Bunu sil Instagram hesabından," Kim oluyordu ki bana böyle bir şeyin emrini veriyordu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bunu sil Instagram hesabından," Kim oluyordu ki bana böyle bir şeyin emrini veriyordu?

"Hayır, ayrıca tek fotoğrafım o zaten. Hem neden konuyu değiştirdin? En son senin kilondan konuşuyorduk, konu ne ara benim Instagram'da paylaştığım fotoğraflara geldi?"

"Siliyor musun, silmiyor musun?" yazdı benim dediğim hiçbir şeyi umursamadan.

"Kıskançlık mı yapıyorsun?"

"Soruma soruyla karşılık vermekten sıkılmadın mı?" Asıl, soruya soruyla karşılık veren kendisiydi!

"Silmeyeceğim."

"Pekala, ben silerim," yazdığında şaşkın bir şekilde ekrana baktım.

Ne demek istemişti?

Mesajından çıktıktan sonra sonra saate baktım. Dersin bitmesine 2 dakika kalmıştı. İlk Twitter'a, sonra da Snapchat'e girdikten sonra Instagram'a girdim.

Daha doğrusu girmeye çalıştım.

Şifrem değişmiş.

Gerçekten mi?

Whatsapp'a girip Burak'a yazdım.

"Instagram şifremi nereden buldun?"

"İnsanların genelde şifrelerinde en sevdikleri şeylerin adları geçer, ben de senin şifreni deneyerek buldum. Şifren kedinin adı, yanında da doğum tarihin. Bu kadar kolay şifre koymuş olamazsın!"

Korkmaya başlıyordum.

"Instagram hesabımı geri ver!"

"Merak etme, şifren hala aynı, sadece sonuna 1 koymak zorunda kaldım."

"Beni nasıl bu kadar yakından tanıyabiliyorsun?" yazdım umursamadan. "Kedimin adını bile biliyorsun! Cidden senden artık korkuyorum."

"Defne, emin ol seni tanımama gibi bir şansım olsaydı onu seçerdim." Bu cümle biraz... Kırıcıydı. "Çünkü hayatımda senden daha kör birini görmedim! Gözünün önündeyim, ancak beni göremiyorsun."

"Gözümün önünde falan değilsin! Hatta adın Burak bile değil, öyle değil mi?

"Adım Burak. Ayrıca artık Erdem'e ya da başka birine beni sorma. Çünkü ben ne zaman istersem beni o zaman tanıyabilirsin." Okuduğum mesaj karşısında şaşkınca ekrana bakıyordum.

"Erdem bana yalan mı söylüyor?"

"Öyle de diyebiliriz. Bu gizlilik seni korkutuyor mu?" yazınca hemen cevapladım.

"Öyle de diyebiliriz."

Profiline girip Burak'ı engelledim.

Sanırım bu günlük bu kadar yeterliydi.

Ayrıca üçüncü ders Kimya yazılımız vardı.

Ve kimyadan hiçbir şey anlamayan ben, yazılıda ne yapacaktım merak ediyordum.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin