8.7

27.9K 1.8K 431
                                    

"Aptal salak!" dedim Burak'a doğru. Onu süzdüm... Islaktı ve üzerinde doğal olarak şort haricinde hiçbir şey yoktu... Şu an sağlıklı düşünemediğim için başka bir şey düşünmeye karar verdim. Acaba Fındık ne yapıyordu şu an? Onu hayvan oteline bırakmıştık.

"Bir saniye, yoksa sen yüzme bilmiyor musun?" Dediği şeyi umursamadan üstüme başıma baktım... Üzerimdeki gecelik sayılabilecek elbisem ıslanmıştı... Ah, havuza atıldığım için olabilir mi? Kıyafetlerle havuza girmek yasak olduğu için cankurtaran bana en kötü bakışlarını atıyordu. 5 dakika içinde havuzdan çıkmazsam dayak atabilirdi. "Tabii ki yüzme biliyorum Burak." 

"Havuzun ucuna giden kazanır," diyerek bir anda suya daldığında ofladım. "Beni beklemedin ama!" Ben de daldım ancak aramızda neredeyse on saniye fark olduğu için o kazanmıştı. Sudan çıkarak bir anda başını sağa sola salladı.Elini gözlerime götürüp gözümün altını sildi. "Rimel mi deniyor buna, eyeliner mı? Akmış azıcık," dediğinde çok komik geldiği için güldüm. "Sana öğretmem gerek makyaj malzemelerini."

"Hepsini biliyorum ben!" diyerek ironik bir şekilde konuşmaya başladı. "Kirpik kıvırıcı diye bir şey var mesela, koltuğa benziyor. Rimel var, kirpiklerine sürüyorsun. Eyeliner'la tren hattı açıyorsun Mars'a doğru... Ruj var... O ruj var ya, onu kullanmak için ehliyet falan olmalı. Bazı kızlar var dudaktan yeni bir dudak yaratıyor, tek bir rujla!" Bir anda büyük bir kahkaha kopardım.

"Yıkamadan almamak lazım," dedi ve suratıma su attı. "Bakın ben yıkadım, gayet memnunum." Ben de onun suratına su attım ve içimde tuttuğum teklifimi sundum. "Burak, bir gün sana makyaj yapabilir miyim?"

Daha sonra büyük bir sessizlik. Burak şok olmuş olmalıydı.

"Karşılığında ben ne alacağım?"

"Of!" diyerek koluna vurdum. "Burak ya, iyi."

"Kızım şu an bana makyaj yapamadığın için trip atıyorsun, farkında mısın?" dediğinde yeniden güldüm. "Evet... Neyse boşver, zaten makyaj yapmayı çok bilmiyorum," dediğimde Burak'ın tek kaşı havaya fırladı.

"Merhaba arkadaşlar kanalıma hoşgeldiniz, ben Burak. Bu da kız arkadaşım Defne, bugün Defne bana makyaj yapacak..."

"Şşt sen, havuza kıyafetle girmek yasak!" Tanıdık olmayan bir ses duyduğum zaman bakışlarımı oraya çevirdim. Sabahtan beri beni dövmek isteyen cankurtaran gelmişti, havuz merdiveninde bekliyordu. Burak'a imalı bir bakış attıktan sonra havuzdan çıktım ve şezlonga oturdum. Ancak cankurtaran kız gitmemişti.

"Siz yüzmeye devam edebilirsiniz," dedi kız imalı bir şekilde. Çok yaşlı değildi. Bizden en fazla 3 ya da 4 yaş büyük olmalıydı. Üzerinde kırmızı, üniforması vardı. Saçları atkuyruğu... Kızı resmen süzdüğümü fark edince göz devirerek bakışlarımı havuzda çocuk gibi yüzen Burak'a çevirdim. Kız oturduğu koltuğa geri gitti ama koltuğu havuza yaklaştırdı.

Bir saniye... Burak'ı izlemek için mi yapıyordu? Bu düşünce, kanımın kaynamasına ve sinirlenmeme neden olurken şimdilik bir şey yapmayıp pusuya yatmaya karar verdim. Annemlerin ve Yaprak'ın nerede olduğunu bilmiyordum bile. Yaprak ölmüştür belki... Vicdan azabından. Dün beni odadan attı ya hani, o yüzden...

"Güzelim, gidip üstünü değiştirsene. Havuz kıyafeti bile yok altında." Bikini diyemeyen de havuz kıyafeti diyor.

"Havuz kıyafeti ne tam olarak Burak?" dedim ve güldüm. "Bikini işte. Mayo mu? Her neyse." Burak gerçekten her konuda bu kadar cahil miydi yoksa bilerek öyle mi davranıyordu?

"Biraz daha burada kalmak istiyorum," dedim ona doğru. Burak sinsi bir şekilde gülümsedi. "Beni izlemek için."

"Of, ne saçmalıyorsun Burak? Zaten seni izleyen çok kişi var," dedim bağırarak. Amacım, o cankurtaran kıza sesimi duyurmaktı.

7 ADIMDA ERKEĞİNİZİ KAPTIRMAMANIN YOLLARI

Birinci adım: Öncelikle derin bir nefes alın ve karşınızdaki kızın tipini 10 üzerinden değerlendirin. Eğer tipi, 6,5 puanın üstündeyse, derin bir nefes almayı bırakın. Çünkü her an erkeğinizi kaybedebilirsiniz, harekete geçme zamanı.

İkinci adım: Dişinin yanında erkeğinize ilgi gösterin. Size karşı ilgisini canlı tutun. Bu, erkeğinizin hem başka dişilere bakmasını engelleyecek hem de peynire sevgili olduğunuzu belli edeceksiniz.

Üçüncü adım: Kız hala uslanmaz bir peynir ise erkeğinizi radar gibi süzmeye devam edecektir. Panik yok! Erkeğinize gelecek hakkında konuşarak ilişkinizin ciddi olduğunu dişiye kanıtlamaya çalışın.

Dördüncü adım: Kıza kötü kötü bakış atın. Bu, vahşi ortamda kalmış libidosu yüksek dişinin o havada olan aklının bir anda kafasına düşmesine neden olabilir.

Beşinci adım: Akışına bırakın, erkeğinizi salın. Eğer ilgisi hemen o dişiye kayıyorsa bırakın o erkek gitsin... İlgisi hala sizdeyse o peyniri dilimleyebilirsiniz. Yiyin onu.

Altıncı adım: Baktınız, kız hala gitmiyor, sinsi sinsi oturuyor. Sorun yok, siz kazandınız. Kızın yapacağı bir hamleyi bekleyin.

Yedinci adım: Dişi, bu 6 adıma rağmen erkeğinize mi yaklaşmaya çalıştı? Bundan sonrası size kalmış, sevgilikalkan dayağı mı yoksa peynir rendesi dayağı mı atacağınıza siz karar vereceksiniz. Tabi bir sürü tercihiniz var... Dişisinek dayağı, tulum peyniri dayağı, küflenmiş peynir dayağı, veganım canım peynir yemiyorum dayağı...

Yazar: Defne Keskin (Nam-ı diğer Peynir Öğütücü)

Tabi ki şu an bu adımları uygulamama gerek yoktu çünkü Burak'a sonsuz güveniyordum. Burak hala yüzmeye devam ederken o cankurtaran kız ayağa kalktı ve Burak'a seslendi. Tam önümdeydi.

"Bu kadar yüzerseniz cildiniz buruş buruş olur." Pardon? Sana ne canım? Sen yüzemiyorsun diye kıskanma, sen lor peyniri olduğun için yüzerken parçaların dağılıyordur.

Burak cevap bile vermedi, hatta yüzüne bakmadan yüzmeye devam etti.

"Ben sadece senin iyiliğin için demiştim. Ayrıca, çok güzel yüzüyorsun!" Siz'den, sen'e geçiş, ha? Çay, kahve getireyim istersen muhabbet edersiniz? Çok güzel yüzüyorsun, ha? Ben yüzdüreceğim şimdi seni.

Kızın sırtında 'cankurtaran' yazıyordu. Allah'ım, sen Burak'la beni bu kızdan kurtar başka  bir şey istemiyorum.

"Canım, senin adın ne?" diye sordum dayanamayarak. Kız bana döndü. "İlayda."

"Aa," dedim yapmacık bir tavırla. "İlayda... Çok güzelmiş ismin. Ne demek bu?"

"Su perisi demek..."

"Hm," dedim ayağa kalkarken. Burak havuzdan çıkıyordu. "Mesleğinle adın çok uyuyor," dedim gülümsemem gittikçe büyürken. İlayda da gülümsedi. Bir anda onu havuza ittim.

"Su perisi olduğun için suyu seversin diye düşündüm," derken İlayda ıslak saçlarını yüzünden çekiyordu. Tam odama gidecektim ki yeniden konuştum.

"Bu arada, havuza kıyafetlerle girmek yasak."

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin