X-10

33.4K 1K 182
                                    

( Medya ???)

Terastan çıkıp kafeye inmeye başladığımda telefonum mesaj sesiyle titredi. Gözümden akan yaşı cabucak silip titreyen elimle zorda olsa kilidi açıp mesaja tıkladım.

• " Hemen ordan çık. Dışarda bir araç seni bekliyor evine bırakacak sakın lafımı ikiletme çabuk."

• " Ben senin arabana neden biniyim nerden bileceğim beni gerçekten evime bırakacağını?"

• " Duha bana şimdi olasılıkları hesaplatma. Zarar vermek isteseydim emin ol şimdiye kadar yapardım. Şimdi çık o k*duğumun yerinden yoksa yemin ediyorum yakarım orayı."

Bana ilk defa ismimle hitap etmişdi. Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım kimdi bu? İsmimi söylemesi bana sahip çıkar davranışları hoşuma mı gitmişdi yoksa. Yok artık böyle birşey olamaz değilmi bir telefon sapığından mı hoşlanacaktı? Nefesimi huzursuzlukla dışarıya verdiğimde aklıma düşen düşünceyle gene gerildim. Allah aşkına bu adamın kaç numarası var engelle engelle bitmiyor.

• " Sen hala ordamısın?" İkinci mesaj sesi duyulduğunda kafam çok karışmışdı. Dediği arabaya binerim ya beni evime değilde başka kötü yerlere götürürse ama bu zamana kadarda bir zararını görmemişdim hatta beni kurtarmışdı değilmi? Allah'ım delireceğim neyapacağımı bilmiyorum Batu ne durumdadır acaba geri dönüp baksam mı? Tam merdivenlere geri yöneldiğimde gene durdum. Hayır gidemem korkuyorum. Önüme geri döndüm ve gene adım atamadım orayada gidemem. Allah kahretsin bütün bunlar neden benim başıma geliyordu. Telefonun zil sesi kulak deler gibi çaldığında korkuyla yerimde havaya atladım.
Mesaj yazan numara arıyordu. Ne arıyormuydu? Açmakla açmamak arasında gidip geldiğimde bir an gelen cesaretimle ekranı sürükleyip telefonu kulağıma koydum ama konuşmaya cesaretim yokdu ilk tepkiyi karşıdan bekledim.

" Çık ordan!"

" Be.. ben korkuyorum."

" Korkma sana zarar vermem kimsenin vermesinede asla müsade etmem."
Bu ses hem çok tanıdık hemde çok yabancıydı. Kimdi bir türlü çözememişdim.
Sesizliğimi bozup konuşmaya başladığımda aklıma gelen ilk soruyu sordum.

" Neden bunu yapıyorsun?"

" Sanane çık ordan soru sorma."
Primat herif hem sapık gibi arıyor mesaj atıyor emirler yağdırıyor hemde sanane diyor dengesizmidir nedir?

" Bananeyse benimle aklakalı şeylerde sanane?"

" İki dakikan var ordan çık yoksa yemin ediyorum sana orayı yakarım. Sakın beni deneme dediğimi yaparım bunu acı bir tecrübeyle öğrenmeni istemiyorum. Unutma iki dakika."
Dıt..dıt...dıt. Kapattı resmen yüzüme kapattı. "Primat herifsin işte ne olacak sanane ya benim hayatımdan sananeee!!"

Söylene söylene merdivenleri inmeye karar verdiğimde inip masaya geçtim. Tam Eda'ya seslenecektimki çok eğlendiklerini farkettim benim yüzümden eğlencesini bölmesini istemediğimden çantamı alıp sesizce uzaklaşdım. Dışarıya çıkdığımda soğuk hava içime dolmuşdu aniden. Etrafıma bakındığımda az ilerde sağda siyah bir araba vardı birde önünde siyah takımlı badigart gibi bir adam. Gitmek zorundaydım aksi taktirde dediği gibi burayı yakar mı? İhtimaline bırakamazdım işi tüm sevdiklerim içerdeyken onları böyle bir tehlikeye atamazdım ne olacaksa bana olsun...

Yavaş ve ürkek adımlarla arabaya ilerlediğimde adamın görüş açısına girdim. Adam yaslandığı arabadan doğrulup yüzüme hafifçe tebessüm etti.
" Buyrun Duha hanım sizi evinize bırakacağım."
Kaşlarımı çatıp şaşkınlıkla adamı incelemeye başladım. Adımı nerden biliyordu.
" Sen adımı nerden biliyorsun?"

" Efendim bu konu hakkında bilgi vermem mümkün değil lütfen binin." Dediğinde arkakapıyı açıp binmem için işaret etti. Ayağımı sinirle yere vurup istemiye istemiye arka koltuğa oturdum. Şoför olduğunu düşündüğüm çocuk kapımı nazikçe kapayıp arabayı çalıştırdı. Araba ilerlemeye devam ettiği sırada aklımı gelen soruları ardı ardına sıraladım.
" Kimsiniz siz neden beni koruyorsunuz ayrıca o adamın kaç hattı var vodofonenun sahibi heralde."
Adamın sırıttığını dikiz aynasında kısılan gözlerinden anlıyabilmişdim. Bu hareketine sinirlendiğimde öfkeyle tısladım.

" Komik olan ne?"
( Ses yok)
" Hey sana diyorum."
( Ses yok)
" Cevap versene ya."

Ve yine ses yok göz devirip ellerimi göğsümde birleştirdiğimde yolun sonsuzluğa giden beyaz çizgisini izlemeye başladım. Acaba beni gerçekten evime bırakacakmıydı? Of Batu'yu o halde bıraktım ya o adamlar zarar verdiyse. Ben iç sesimle boğuşurken araba durmuşdu. Kendime geldiğimde önce şoföre sonrada dışarıya baktım. Bizim binanın önüydü burası beni gerçentende evime getirmiş inanmıyorum bu adam beni koruyor. Ben şaşkınlıkla dışarıyı izlerken şoför aniden kapımı açınca afalladım.
" Siz beni gerçektende evime getirdiniz."

" Evet efendim öyle." Dediğinde şapşik şapşik arabadan inip binaya yürümeye başladım. Arkama baktığımda araba gecenin karanlığında çoktan kaybolmuşdu bile bu kadarmıydı yani? Uff Duha ne bekliyordun yani ayrıca neden bekliyordun. Asansörün önünden geçtiğimde merdivenlere yöneldim tek başıma asansöre binemiyordum. Bir tür kapalı alan korkusu diyebiliriz. Her bindiğimde o iplerin kopup asansörün her an boşluğa düşeceğini hayal ediyorum. Sonunda merdivenler bittiğinde nefes nefese kalmışdım. Çantamdan anahtarımı alıp kapının kilidini bulmaya çalışdım kilidi bulduğumda anahtarı çevirip kapıyı açtım. Sadece koridorun ışığını yakıp salona geçtim. Koridorun ışığı salonu yarıya aydınlatıyordu vede şuan evin tüm ışıklarını yakmazsam korkudan altıma edecektim. Duvarda ışığı açmak için mandalı aramaya başladığımda koltukda oturan bir silüet çarptı gözüme. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken. Korkuyla ellerimi yüzüme koyup avazım çıktığı kadar bağırdım...
" Anneeeee!"

FIRÇA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin