X-45

18.6K 700 266
                                    

Bu bölümü arka planı siyah yaparak okursanız sevinirim momolilerim.

Hatırlatma;

" Demek Reina kulüp haa?"

" Açıklayabilirim aslında." derken yüzüne bütün maymunluğumu takınarak şirin bir gülümseme gönderdim. O ise sinirden çıkmak üzere olan anlındaki damarıyla, çene kaslarını sıkıyordu.

" Açıkla bakalım." dediğinde kollarını göğsünde birleştirip rahat bir edayla yüzüme baktı. Ne bu şimdi fırtına öncesi sessizlik falan mı?

Offf

Ben şimdi ne diyeceğim bu ayıya. 'Şey Eda Sabri'den hamile kalmışta bende onun kulübüne onu söylemeye gidiyordum.' Allah'ım resmen Sertaç'a ölüm fermanımı yazdırmak gibi birşey bu. Gözüm ondan kaçırdığımda merdivenlere iyice odaklandım. Aha acaba koşup merdivenlerden mi yuvarlansam? Yani Sertaç'ın elimde ölmekten iyidir. Çok mantıklı.

" Duhaa!"

" Ee..fendim?"

" O beyninden geçen yalanlara sıkarım. Ne yapacaktın o kulüpte mantıklı bir açıklama yapmayacaksan ben yakmaya gidiyorum."
Ellerini çözdüğünde işaret barmağını kaldırıp tehditkar bakışlarını üzerime saldı.

" Ya senin bu yakmakla derdin ne?"

'Hay Allah'ım ya adam öldürüp yakmadan duramıyor resmen.' Gözlerini kıstığında üzerime yürüyüp elini kaldırdı. Oha ben vuracak mı diye düşünürken o ortamdaki sesizliği bozup konuştu.

" Adamın senin gibi bir baş belası varsa yakıp öldürmeden duramıyor malesef."
Ben onu sesli düşünmüş olamam değil mi? Üstüme gelmeye devam ettiğinde dudaklarıma hayali bir tokat yapıştırdım. Suyun kurusun çenem.

" Bakma bana öyle." dedim sertçe yutkunurken. Yani bir adam iki dakika içinde on tane duyguyu bir anda nasıl yaşayabilir. Öpüyor, kokluyor, çikolata, getiriyor şimdide seri katiller gibi bakıyor.

" Bir daha sormayacağım o kulüpte ne yapacaktın?"
Gözlerim yalan bulmak için fıldır fıldır dönerken ampülümün yanmasıyla içimden sevinç dansları yapıyordum.

" İş başvurusu için gidecektim. Hani sayende atıldığım için bir işim yok ya." Benden böyle bir performans çıktıysa kimse ben yalan söylemiyorum demesin! İlk kaşları çatıldı sonra gözlerimin içine öyle bir baktı ki, tamam ben yalan söyledim diyip teslim olamamak için kendimi zor tuttum. Ulan bu polis olacak varya ülkede suçlu kalmaz. ' Doğru hepsini gebertir suç işleyecek insan kalmaz.' diyen iç sesimin önünde saygıyla eğildim.

" Evde otururken işi nerden buldun? Daha ayrılalı bir gün olmadı." Ee sapık, öküz, hödük, katil ama zeki primat işte hah çık bu işin içindende bakalım Duha hanım.

" Enes'in arkadaşınınmış orası Eda'ya söylemişti benden vakit kaybetmeden gideyim dedim." Vuhhh hani bana alkış? Kaşları normale dönerken kolumdan tutup sürüklemeye başlaması bir kere daha dengesiz olduğunu kanıtlar cinstendi. Olayın şokuyla asansöre bindiğimizin bile farkında olamamıştım. Ah lanet olsun tamam yanımda biri olunca binebiliyordum ama yinede tedirgin oluyordum. Her an birşeyler kopacakta dibine çakılacağız diye ödüm kopuyor.

" Ne oldu rengin attı?" Sonunda birşeyleri sormayı akıl edebilen Sertaç beye alkış tutasım vardı ama başımdan aşağıya kaynar sular dökülürken bunu yapamadım tabi. Ağzımı tam açmışken asansörün ışıkları kapandı ve olduğu yerde kaldı. Gözlerim şok anıyla açılırken anında kalbime birşey oturmuştu. Nefesim kesilmeye başladığında bütün bunları bir saniyede yaşıyor olmama daha sonra şaşırmaya karar verdim.

FIRÇA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin