( Medya Sertaç'ın çizimi )
Beni öldürmek ister gibi bakması bir türlü son bulmazken pes eden ben olmuştum, yoksa bakarak öldürebilen insan olarak tarihe geçecekti ayı. Tanımıyorum derken ki bakışı beynimi hunharca yakmaya devam ederken bu defa Sabri'nin garip bakışlarına maruz kalmıştım.
" Şey o zaman tanışın, Sertaç benim kuzenim Duha'da müstakbel eşimin kuzeni." dediğinde şaşırmadım desem yalan olur. Zaten şuan şaşırmamam için tek bir konu yok. Sertaç'ta gelinlikçideyiz, Sabri'nin kuzeni, Allah'ım ne oluyor ya inadına mı yapıyorsun?
Yüzümde samimiyetten uzak daha çok kurnazlık barındıran bir gülüşle Sertaç'a döndüğümde elimi uzatıp.
" Memnun oldum." dedim. Sertaç elleri cebinde pozisyonunu hala korurken, önce elime sonrada tavana 'ya sabır' der gibi baktı. Tabi benim el havada kalınca kendi elimle tokalaştım. Bu yaptığımla yüzünde ufakta olsa bir yumuşama yakalamıştım ama kaçtı. Belkide bana öyle geldi.
Offf
Umursama Duha, şuna bak ne güzel umursamıyor pislik işte ama bende Duha'ysam sana umursatmayı bilirim.
" Her neyse kuzenin biraz gergin sanırım Eda denemeye başlasın artık gel canım." dediğimde Eda'nın elinden tutup çekiştirdim. Tabi bu sırada yaptığım imanın bakışını atmayıda unutmadım bay primat, ego bozuntusuna, hayvana.
" Valla beynim yandı ne oluyor Duha?"
Onlardan epey uzakta kalan kabinin önüne geldiğimizde duymadıklarından emin olup Eda'ya döndüm. Tabi birazdan kopacak fırtınanın rüzgarını yüzüne çarparak." Sen sakın konuşma onun buraya geleceğini biliyordun." Ağızını tam açıklama yapmak üzere açmışken parmağımı tehditkar bir şekilde kaldırıp.
" Sus sakın inkar etme."
" Of etmeyecektim zaten."
" Bak birde ofluyor hem ye dıtları hemde trip at oldu canım başka. Hem sen hani istemiyordun bu ilişkiyi?"
Derin bir nefes verdiğinde yine açıklama moduna girip konuştu. Ah hamile olmayacaktın saçını başını yer değiştirirdim de neyse. Saç baş nasıl yer değişir dediğinizi duyar gibiyim, Duha'yım ben sorgulamayın.
" Senin üzülmene dayanamadım ne yapayım. Sen mutlu olacaksan köstek olmam. Ne yaparsan yap arkandayım."
" Yok gerek kalmadı ben iyiyim böyle. İhtiyacım yok o ayıya sen haklıydın valla."
Eda salak bakışlarını üzerime gönderirken 'sen ciddimisin?' der gibi baktı." Konuyu kapatalım. Gel seçelim kilise gelinliğini." Eda gözlerini devirdiğinde bense otuz iki diş gülüyordum.
" Sus Allah aşkına bileklerimi keseceğim."
" Annesin sen akıllı ol." dediğimde karnıma dirseğini geçirmesinden sonra da ne kadar iyi bir ana olacağını kanıtlamıştı. Denemesi için gelinliklerle kabine geçen Eda'yı izlerken arkamdan gelen tok sesle o tarafa dönmüştüm.
" Oyun mu oynuyorsun?" Kaşlarımı havaya kaldırıp alaycı bir tavır takındığımda kollarımı göğsümde birleştirip yüzüne baktım.
" Yoo kurallara uyuyorum." Kaşları çatıldığında oda alaycı bir edayla yüzümü süzdü.
" Ne kuralıymış o?"
" Senin oyunun senin kuralın işte bilmiyorumusun?"
Dudaklarını 'vay anasını' der gibi kıvırdığında sinirle sırıtıp." Sen ne zamandan beri benim kurallarıma uyar oldun?" dedi. İyi laf sokuyor ama kiminle dans ettiğini bilmiyor. Tövbe ne oluyor bana be, Bihter Ziyagile döndüm. Sertaç lan o üflese uçacan neyin özgüveni bu. Allah'ım ya denize düşsem balıkçı ağına av olurum hala havamdan ödün vermiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Ficção AdolescenteSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...