( Medya ??? )
Okula girdiğimde aklım hala tehtit mesajındaydı. Aslında tehtitde değildi, gidilmeyecek sanki emindi olmayacağından. Beni bu şekilde yönetebileceğini sanıyor ama hayallerine bügün polise gidip son vereceğim. Okul çıkışı gidip şikayet etmeyi aklımın tam ortasına ısrarla kazıdım. Kormayacaktım. Sınıfa geçtiğimde Enes ve Eda yokdu. Bügün benim için sıkıcı ve zor olacaktı anlaşılan. İkisininde birden burda olmadığı hiç olmamışdı.
Sırama yerleşdiğimde kafamı masaya gömüp hoca gelene kadar dinlenmek istedim ama duyduğum itici ses tonu buna izin vermemişdi.
" Yüzsüz hala nasıl geliyorsa bu okula." Duyduğum cırtlak ses kesinlikle Sude'den başkası değildi. Kafamı kaldırdığımda Dilara'yla konuşuyormuş havası verip bana laf çarpıyordu. Dünki şeyin siniride hala üzerimdeyken, yüzüne hayatımda kimseye bakmadığım bir nefret ve sinirle baktım." Sen kime diyorsun onu?" Diye çıkışdığımda sesim normalden daha yüksek çıkmışdı ve bütün sınıfın bakışlarının hedefi olmam kaçınılmaz hale gelmişdi. Sınıfın bakışlarını umursamadan aynı kararlılıkla Sude'nin yüzüne baktım. Aklıma öpüştükleri an geliyordu ve buda benim içimdeki uyuyan devi uyandırmaya yetiyordu.
" Havaya attım. Sende kaptın. Neden üzerine alındığını anlıyamadım tatlım." Kurduğu her kelime iyneleyiciydi vede sinirlerimi dahada yüksetmeye yetici.
" Sude bana kelime oyunu yapma ikimizde bana söylediğini biliyoruz. Bu küçük aptal oyunların bana sökmez, beni utandırmaya çalışıyorsun ama sandığın gibi ağlayıp çıkmayacağım tam tersine..." dediğimde durdum ve ayağa kalktım. Sude'ye doğru yavaşca ve sabırla yürümeye başladığımda Sude'nin yüzündeki tedirginlik keyfimi yerine getirmişdi.
" Tam tersine." Dedim bir daha hatırlatmak istercesine ve elimi aniden kaldırıp suratına okkalı bir osmanlı tokatı indirdim. Bütün sınıf trübündeymişcesine 'ooo' çektiğinde Sude'nin yüzü sola düşdü ayağı sendelediğinde kolundan tutarak, son anda düşmesine engel oldum. Hah! ona acıyıp yere düşmesine engel oldum sanıyorsanız yanıldınız.
Kolunu dahada sıkı kavradığımda acıyla inledi tüm sınıf film izler gibi bizi ilerken Dilara bütün bu olanlara sesiz kalıyordu.Boşta kalan elimi saçlarına sardığımda bağırarak ciddi bir tonda uyardım.
" Bana bak bu zamana kadar sana Eda'nın hatrına katlandım ama beni zorlama. Bir daha benimle uğraşırsan bunu sana ağır ödetirim. Hayır ben illada rezil olucam diyorsan kapım her zaman açık gel ama olucakları göze alarak gel." Bütün bunları söylerken ben bile kendime inanamadım. Karıncaya dahi zarar vermiyen bir insan olan ben, şu günlerde nasıl bu hale kadar gelebilmişdim bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey varsa oda artık sabrımın tükendiğiydi." Ayy! Saçımı bırak. Nasıl bir ucuzluk bu mahalle kadınları gibi."
" Bana bak az daha asılırsam o pembiş saçlarına veda etmek zorunda kalıcaksın. Yerinde olsam özür dilemekte kullanırdım bu zamanımı."
" Ayy bırak tamam özür dileriz." Dediğinde sesini bilerek kısıyordu. Hah! Az önce 'Hala hangi yüzle geliyor' derken gayet gür çıkıyordu sesi halbuki.
" Duyamadım TATLIM."
" Özür dilerim Duha bırak lütfen canım acıyor." Acıyan bakışlarımı yüzüne atıp ellerimi aniden çektim. Sude ağlayarak sınıfı terk ederken bende hiç birşey olmamış gibi sırama geçip oturdum. Psikopatlara dönüşüyordum iyice Ahh neler oluyor bana böyle.
💋💋💋💋💋
Son derside atlattığımda karakola gitme vakti gelmişdi. Etrafıma bakındım herkez toparlanıyordu. Bense hala öylece oturmaya devam ediyordum. İşe gitmeme iki saat vardı ve o saat zarfınde bu işi halletmem gerekiyordu.
Sesli bir şekilde yutkunduğumda, tedirginlikle birlikte sınıftan çıktım. Okulun çıkış kapısına geldiğimde etrafı kolaçan etmeyide ihmal etmedim. Köpek gibi korkuyordum ama yinede cesaretim hayret edilecek derecedeydi. Geçen bir taksiyi durdurup kapısını açtım, son kez etrafıma tedirginlikle baktığımda görünen kimse yokdu. Taksiye binip şoföre karakola sürmesini söyledim.Taksi karakolun önünde durduğunda parayı ödeyip aşağıya indim. Taksi hızla uzaklaşırken arkasından öylece bakmakla yetindim. Bir türlü adım atamıyordum. Sanki ayaklarım yere çivilenmiş gibiydi. Başımı havaya kaldırıp derin bir nefes aldım. Üzerimi kendimce düzeltip yutkundum.
' Hadi Duha bitir şu işi sana hiç birşey yapamaz'
İç sesimin gazıyla bir adım attığımda aniden gelen mesaj sesiyle korkarar havaya sıçradım.Cebinden telefonumu çıkarıp whatsapptan gelen resme tıkladım. Resim açıldığında gözlerime inanamadım.
" Hayır." Dedim korkuyla. Mesaj sesi yine duyulduğunda resimden çıkıp mesajı okudum.• " Oraya adımını attığın an sevgili Enes'ciğine veda et."
Gözlerim dolmaya başladığında resime tekrar girip inceledim. Enes bizim evin balkonunda, olanlardan bir haber kahvesini içiyordu. Hemen yan balkondada kar maskeli bir adam silahını Enes'e doğru tutmuş öylece duruyordu.
" Kahretsin bunu yapamaz o balkona nasıl girmiş?"
Göz yaşlarım yanaklarımı ıslattığında titreyen ellerimle mesaja cevap yazdım.• " Bu kadarına cesaret edemezsin."
Aniden görüldü olmuşdu ve yazıyordu. Çok geçmeden mesaj sesi kulaklarıma dolduğunda kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu yine.
• " Gir ve gör yaparmıyım yapamazmıyım?"
Burnumu çekip dudağımı ısırdığımda başımı kaldırıp bir karakola birde telefona baktım. Eğer girersem onu öldürecek hayatta en sevdiğim iki insanda bir tanesini kaybedektim. Ben bunu kaldıramazdım, hayır asla kaldıramazdım. Gözyaşlarımı silip havaya baktım. Sakinleştiğim bir anda çaresizce durumu kabullenip mesaja cevap verdim.
• " Tamam şikayet etmiyeceğim. Yalvarırım ona birşey yapma yaşıyamam."
• " Uzaklaş ordan çabuk."
• " Tamam gidiyorum sende adamı geri çek."
• " Bana emir verme ne diyorsam yap."
• " Senden nefret ediyorum bunların bedelini bir gün ödeyeceksin anladınmı?"
• " Benimle konuşurken laflarına dikkat et. Bir bedel ödenecekse ben ödeten taraf olurum o güzel kafana sok bunu yoksa daha elimden çok çekersin."
• " Pislik."
• " Kes sesini."
Telefonu kapayıp cebime attıktan sonra karakola son kez bakıp istediği oyuncak alınmamış çocuklar gibi boynumu büküp uzaklaşmaya başladım. İlerdeki taksi durağından bir taksiye atlayıp işe gitmek için adresi verdim. Şimdide yine hiç birşey olmamış gibi işe gidip çalışacaktım aman ne güzel.
Dün bölüm yayınlayamadığımız için iki bölüm yayınlayarak durumu telefi ettik diye düşünüyoruz, umarım beğenmişsinizdir momoliler.
Yeni bölüm için takipte kalın ;))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Teen FictionSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...