( Medya Maviş )
Mavi gözleri bir azraili andırırken yaptığım şeyin ne kadar yanlış olduğunu yeni algılıyordum.
Sertaç'a yumurta attım hemde anlının ortasına, ben yaptım. Yarabbim ölmek için çok gencim.
" Bittin sen küçük fare." dediğinde yürüdü, bir yerden birşey aldı ama ben ne aldığından çok gözlerine odaklanmıştım. Artık nası korktuysam sessizce hiç birşey yapmamaya programlandım.Merhaba yumurta kolisi. Gerçekten mi?
" Sertaç?" dedim bu hitap etmekten çok soru sorar gibiydi. Tam ağızımı açıp yapma diyecektimki yumurta kolisi buna izin vermedi. Gözlerimi açtığımda saçlarımdan akan sarı madde yüzümü buruşturmama neden olmuştu." Gerizekalı napıyorsun ya?" Ben hayretler içersinde söylenirken Sertaç'sa hunharca gülüyordu. O nasıl gülmek be. Ellerim havada saçımdan akan yumurtaları unutup gülüşünü izledim. İlk defa bu kadar içten gülmüştü. Sıcak ve çok farklı gerçekten. Hiç kimseye gülmeyen, sürekli ciddi bir insanın bana böyle güzel gülmesi çok özel hissettirmişti. Sadece bana özeldi bu. Ben ağızım açık onu izlemeye devam ederken gülmekten kısılan mavi gözleri açıldı ve sanki gülmek çok kötü birşeymiş gibi anında yüzündeki gülümseme kayboluverdi.
" Niye ilk defa telefon görmüş köylü gibi bakıyorsun?"
Gülesim vardı bu cümleye ama gülemedim, bilin bakalım niyee! Kafamdan aşağıya yumurta akları düşerken gülemiyorum." Pislik nasıl yaparsın bunu ya?"
" Kaşınmasaydın." dedi dudağının kenarı kıvrılırken.
" Kızım ben biraz alttan alsan olmaz mı kaba şey!" Diye tısladım dişlerimin arasından. Ahh birde şuanki pozisyonum var tabi alışveriş arabasının içinde, bacaklarım havada, başımda yumurta, üzerimde unlar.
" Kaba şey ben mi oluyorum?"
" Evet niye bu kadar şaşırdın?"
dediğimde yüzüme öyle bir baktıki, anlatılmaz yaşanır cinstendi." Gençler hayırdır ne bu hal?" Diyerek yaklaşan elli yaşlardaki adam buranın yetkilisi olduğunu her haliyle belli etmişti. Ben suç işlerken annesine yakalanan çocuk moduna geçerken Sertaç hiç oralı olmamıştı bile. Bu ne rahatlık arkadaşım?
Adamın bakışları bacaklarıma kaydığında kafamdaki yumurtalara mı yanıyım? Yoksa şuanda oturduğum alışveriş arabasına mı? Adam ısrarla bacaklarıma bakmaya devam ettiğinde yerimde huzursuzca kıpırdanmıştım." Ney bakıyorsun lan siktir git zararın neyse ödenir." Sertaç'ın hem şuçlu hemde güçlü hali şaşırmama sebep olmamıştı, alıştım artık nede olsa. Ne bekliyordum ki? Sertaç'ın özür dilemesini falan mı?
Ahff
Tabikide hayır. Üzerime yürümeye başladığında iki eliyle belimi sarıp beni alışveriş arabasından aşağıya indirdi. Sonrada bacaklarıma yakıcı bakışlarını gönderdi. Bu bakış bacaklarımı kesmek ister tarzda bir bakıştı. Ah niye bu şortu giydiysem.
" Bu ne demek oluyor hem marketime gelip ortalığı birbirine katıyorsunuz hemde suçsuzmuş gibi hakaretler savuruyorsunuz. Pardon ya ben özür dilerim." Ah amuca son kelimeyi demiyeydin iyiydi. Sertaç'ın gözleri ateş saçarken anlının ortasına kırdığım yumurta ilişti gözüme. Dudaklarımı birbirine bastırdığımda başımı yere eğip kahkaha atma isteğimi dizginlemeye çalıştım. Sertaç'ın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Yani adam bakarken yakıyor resmen.
" Dayı s*ktirtme bana marketini şimdi, ödeyeceğiz dedik işte." dediğinde başımı bir hışımla kaldırıp koluna omuzumla geçirdim. Yüzüme 'ne lan' bakışlarını atarken biraz eğilip amcanın duyamayacağı şekilde fısıldadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Dla nastolatkówSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...