Sevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız.
Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü.
Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu.
Sevdiği kıza yaklaşan erke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Sertaç ve mavilikleri)
Taksiden indiğimizde müzik sesi açılıp kapanan kapının arasından sızıp kulaklarıma ulaşıyordu. Tam gireceğimiz sırada Enes'in tanıdık sesi duyuldu. Sadece biz duysak iyi öyle bir bağırmıştı ki anında tüm dikkatler üzerimize çekilmişti.
" Momolilerrr!" Enes'in üzerimize koşturması üzerine göz devirip hafifçe tebessüm ettim. Çevremdeki herkes manyak olmak zorundamıydı? Enes yanımıza ulaştığında koluna bir yumruk savurup. " Enes manyakmısın herkes bize bakıyor?" Enes dişlerini gösterip güldüğünde yine tatlılığının avantajını kullanıyordu.
" Kızım iki tane taş var karşımda size bakmayacaklarsa kime bakıcaklar."
" Ay canım tabi haklısın yani burda taş üstü bir varlık var ben yani bende olmasam size kim bakıcak hah." Eda'nın burnu havada konuşması üzerine kısa bir kahkaha patlatıp.
" Tabi canım sen olmasan dikkat çekemeyeceğiz sağol be."
" Eee! Daha dikilecekmiyiz hadi geçelim içeriye?"
" Bencede yani bekletiyorsunuz benim gibi önemli bir şahsiyeti." Eda'ya tekrar göz devirmeden edemezken, güldüm. Hepimiz aynı hizzada yürümeye başladığımızda Enes kulübün mavi kapısını ittirip geçmemiz için bize önden yol verdi. Ona göz kırpıp içeriye geçtiğimizde yoğun müzik sesine alışmaya çalıştım. Sağda boş olan bir masaya yönelip kırmızı koltuklara oturduğumuzda ellerimi cam masaya koyup mekanı incelemeye başladım. Kırmızı ağırlıklı eşyalar kullanılmıştı, cam masalar mekana aşırı gösteriş katarken bar kısmına daha büyük bir kısım ayırılmıştı, Işıklandırma ise bütün bu baskın renklerin içinde daha romantik kalıp sarı renkte seçilmişti. Mekanı incelememe son veren Enes'in sesi olurken bakışlarımı ona yönlendirdim.
" Eee ne içiyoruz."
" Bana bütün bir haftayı unutturacak birşeyler söyle." dediğimde Enes ilk şaşırdı ama sonra toparlanıp gülmeye başladığında, gözlerini kısıp cevap verdi.
" Valla momoli en fazla şu dakikadan sonrasını unuttururuz sana, ondada yaşadıklarını değil yaşıyacaklarını unutursun." Enes'den böyle profluk sözler beklemediğimden şaşırmıştım, kaşlarımı havaya kaldırıp dudağımı büzdüm.
" Vay be momoli her geçen gün kendini aşıyorsun farkındamısın?" dedim dalga geçer bir tonda.
" Ee tabi kızım kardeşin süprizlerle dolu daha çok şaşırırsın alış alış." dediğinde güldüm.
" İyi bakalım." dedim. Enes bana göz kırpıp ayaklandığında bar kısmına yönelip esmer bir çocukla tokalaşıp birşeyler konuşmaya başladılar, bir dakika sonra Enes bizi gösterdiğinde esmer çocuk bizim masaya bakıp gülümsedi. Bende naziklik olması için hafifçe gülümseyip başımı yukarı aşığıya kaldırıp indirdim. Eda'nın sesiyle bakışlarımı Enes'lerden çekip Eda'ya çevirdiğimde.
