( Medya Sertaç )
Hatırlatma;
" Hayır değilim ama yakında evli olacağım, seni alıcam." Gözlerim açılınca yanaklarımın yanmasından kızardığını anlıyabiliyordum.
Ağızıma attığım lokma boğazıma takılınca öksürüklere boğulmuştum." Duha." Sertaç telaşla ayaklandığında hayvan gibi sırtıma vurmaya başlayınca öksürüklerim dahada şiddetlenmişti. Ciğerlerimi çıkaracak diye düşünmeye başlamıştımki sonunda durup suyu uzatınca öksürüklerim yavaşlamıştı.
" Ne?"
" İyimisin?" Birde soruyor hayvan herif, o nasıl vurmaktır içim çıktı. Ah şu söylediklerimi birde yüzüne söylesem ne yapar acaba. Kesin öldürür, kesin. Gene heyecandan saçmalamaya başladım kahretsin çenemi tutamıyorum.
" Birde soruyormusun?"
" Soruma soruyla karşılık verme."
" Değilim ben iyi falan değilim." Dediğimde hızla masadan kalktığımda sandalye geriye düşmüştü. Aslında amacım sandalyeyi düşürmek falan değildi ama düştü işte kahretsin. Alnındaki damar iyice kendini belli etmeye başladığında, biraz daha durduğum taktirde can sağlığımın tehlike altında olacağını bildiğimden, seri adımlarla merdivenlere yöneldim. Tabi alttığım ilk adımda Sertaç'ın bağırmasıyla yerimde kas katı kesilmiştim.
" Sana masadan kalkabilirsin dedim mi?" Yeter artık bu kadarıda fazlaydı. Utanmasa tuvalete giderkende izin istetecekti. Sinir kat sayım pimi çekilmiş bomba misali beynimde toplandığında, topuklarımın üzerinde hızla geriye dönüp sinirden karanlığa bürünmüş gözlerine baktım. Ondan kormuyorsun, korma sakın. Ah lanet herif korkuyordum.
" Sordum mu?" Dedim çıkışarak. O ise hiç beklemediğim bir hareketle masaya oturup ellerini herşeyi yaptırabilecek bir öz güvenle önüne atıp, sakin tutmaya ama gerçekten sakin tutmaya çabaladığı sesiyle konuştu.
" Buraya gel." Kendini sakin tutmaya çalışırken bile emir veriyor gerizekalı, ne olur gelirmisin desen ölürmüsün.
" Ben o masaya gelmiyorum çok istiyorsan sen gel." Bunu sırf dediğini yapmamak için söylüyordum. Yoksa böyle inatçı bir insan değilimdir. Sadece emir verilmesinden hoşlanmıyorum o kadar.
" Eminmisin ben gelirsem hiç iyi şeyler olmaz." Yine kendi yerine müthiş özgüveni konuştuğunda ellerimi yumruk yapıp göğsümde birleştirdim. İnat değil mi? Gelmiyorum.
" Sen bana sözünü geçirebileceğini sanıyorsun ama bu asla olmayacak, ben mal değilim kendi kararlarımı kendim verebiliyorum. Bana kimse istemediğim birşeyi yaptıramaz sende, ve şimdi o masaya gelmiyorum." Evet kabul ediyorum bu defa sınırı fazlasıyla zorlamıştım ama çoktan hak etmişti.
Az bile o primata daha neler yapacağım ona tabi ölmezsem. En azından savaşarak öldüm derim dimi?" Son kez söylüyorum masaya gel ve otur." Bütün söylediklerimi hiç umursamamıştı bile, ah beni takmıyor.
" Sen beni anlamıyormusun gelmiyorum diyorum?"
" Bana lafımı iki defa tekrarlatabilen nadir insanlardansın sakın bunun avantajını kullanma pişman ederim."
" Bini lifimi iki difi tikrirlitabilin nidir insinlirdinsin. Hah ne büyük şeref." Dediğimde bütün bu yaptıklarımın üzerine birde dilimi çıkartıp kafamı salladım. Pişmanmıyım? hayır.
Dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme olduğuna yemin edebilirim ama sonra öyle bir baktıki afedersiniz kızgın boğa yanında bok yemiş.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Fiksi RemajaSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...