Duha'nın anlatımından;
Bayıldıktan sonra o saçma yerden çıkalı kaç saat olmuştu bilmiyordum. Beni bir otele sevgilisi diye tanıtıp sokması, üzerine birde aynı odayı tutması diğer mekanı tercihim yapmaya yetmişti bile. Kim mekanına izinsiz giren birine bütün bunları yapar ki? Artık herşey çok saçma geliyordu ama vücudumun acısından bu saçmalıkları bile umursayacak halim yoktu. Resepsiyondaki kadının dikkatini çekmemem için bin türlü oyunlar oynayıp beni odaya çıkarmaya başarmış pisliğe alkış tutmam lazımdı. Bu kadar yara bere, kan izleri içinde beni bir şekilde buraya sokmuştu. Kahretsinki ona karşı koyacak gücüm dahi yok. Şuan ise tam karşımdaki koltukta oturmuş karanlık gözleriyle beni izliyordu. Uzun süre gözleri üzerimde dikili kaldığında yerimde rahatsızca kıpırdandım.
" İyimisin?" diye sorduğunda kafamı aniden çevirip yüzüne baktım. İyimisin mi? Ulan at ağızlı herif beni ne hale soktun, hayvana yapılmayacak muameleyi yaptın, şimdide iyimisin diye soruyorsun piç. Sizdeki kafadan istiyorum lanet olsun. Bir süre yüzüne nefretle bakmaya devam ettim. Yüzündeki karanlıkta aklıma adamı gözümün önünde hiç düşünmeden öldürüşü geldiğinde gözlerimi kaçırdım. Bu kadarı fazlaydı artık. Bir insan niye bu kadar ölüme şahit olur? Benim yüzümden ölen kaçıncı insan bu? Ben ölürsem problem kalmaz bence, diye ciddi ciddi düşünürken pisliğin iğren sesi düşüncelerimi sabırsızca böldü.
" Niye yaptın?" diyerek yine sorduğunda ne kadar kaşlarımı çatma isteğiyle dolup taşsamda sabit yüz ifademi koruyup sesizliğimi sürdürdüm. Aynayla kaplı duvara bakmayı sürdürdüğümde rahatsız edici bakışlarını üzerimde hissediyordum. Onun gibi bir pislikle aynı odada olmak canımı sıkıyordu. Vücudum bitkindi ve gözlerimin bir an önce uykuya ihtiyacı vardı ama böyle bir adamın yanında uyuyacak değildim. Uykumda öldürmeyeceği ne belli?
" Severim." ısrarla kendi kendine konuşmasını sürdürdüğünde beni meraklandıracak kelimeler kullanıp konuşturmaya çalışıyordu ama konuşmamakta ısrarlıydım. Onun gibi pisliklerle konuşmam, zaten aynı odada olmak yeterince can sıkıcı. Boş bakışlarımla etrafa bakmaya devam ettiğim sırada yerinden kalktığını aynayla kaplı duvardan görmüştüm. Vücudumdaki bütün kaslar acıyla gerim gerim gerilirken merakıma yenik düşüp yüzüne baktım. Yaklaştı ve yatağın boş kalan tarafına uzandı. Ben şaşkınlıkla onu izlerken ellerini sanki herşey normalmiş gibi başının altına koyup bakışlarını tavana sabitledi. Boş bakışlarım hala üzerinde gezinirken yerimde biraz daha kaydım neredeyse yataktan düşecek kıvama geldiğimde durmak zorunda kaldım.
" Korkma yemem seni." Sertçe yutkundum. Bu rahat tavırları yüzümü buruşturmama neden olurken çenemi bu kadar nasıl kapalı tutabildim diye düşündüm.
" Neyi sevdiğimi sormadın." Gözlerimi devirmemek için kendimle savaş halindeyken yüzüme dönen bakışlarını hissettim. Dayanamayarak sordum.
" Neyi?" Dudaklarında küçük bir gülümseme oluşurken yerinde biraz daha yayılıp yüzüme iyice odaklandı.
" Cesur kızları." dediğinde sinirden hızlanan nefesim kalp atışlarıma baskı yapıyordu. Yerimden kalkmak için hızla atıldığımda inleyerek geriye düşmem bir olmuştu. Pislik öyle sert vurmuştuki, hatta ayıldıktan sonra sürüklemişti bile ve şimdi ağrıyı iliklerime kadar hissediyordum. Pantolonum dahi yırtılmış dizlerimdeki yarıklar gözler önüne serilmişti. Tabi bunu otele girerken kamufle etmeyi gayet iyi başarmıştı.
" Amacın ne?" bu ses artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Canımın yanacağını bilsemde bu defa umursamadım ve yerimden kalmayı başardığımda az önce onun oturduğu koltuğa geçtim. Bir dakika bile üzerimden ayırmadığı bakışları sinirlerime level atlatırken umursamamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Teen FictionSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...