X-14

29.9K 982 219
                                    

( Medya Duha )

" Benimle oyunmu oynuyorsun küçük cadı?" Zaten şaşkın olduğumdan dahada şaşırmışdım bu söylediğiyle. Neydi onu bu kadar sinirlendiren bir türkü anlamıyordum?
" Be..ben oyun oynamıyorum."

" O zaman canın oyun istiyor."

" Ne demek istiyorsun?"

" Dedim geçti ne anladıysan o."
Bir anda çekildiğinde uzun zamandır tuttuğum nefesimi dışarıya verdim. Yüzüme bile bakmadan terastan çıktığında bütün bu olanlara inanamıyordum. Hatta yetişemiyordum. Ne demek istemişdi 'canın oyun istiyor' derken. Allahım kokusu, sesi telefon sapığına benziyordu.
"Yoksa? yok yok yok hayır! böyle birşeyi neden yapsınki zaten onu sevdiğimi söylemişdim. Aklımı kaybediyordum galiba sadece kuruntu yapıyorum hepsi bu evet sadece kuruntu yapıyorum."

Duvardan destek alarak doğrulduğumda hala şaşkındım çantamı alıp çıkışa yöneldim daha o öpüşmeye adam gibi üzelememiştim bile ne oluyor böyle hayat sanki bütün dertlerini bana gönderiyor.

Aşağıya indiğimde sınıfa girdim sırama yönelip telefonu almak için uzandım ama telefon sıranın üzerinde duruyordu.
" İyide ben sıranın üzerine hiç koymadımki telefonu." Bir az düşündükten sonra omuz silkip kapıya yöneldim. Aynı anda Enes içeriye dalıyordu. Bir aslan edasıyla üzerime koşmaya başladığında etrafıma baktım şaşkınlıkla sonra ahtapot gibi sardı kollarını boynuma.
" Enes Enes boğuluyorum." Dediğimde omuzlarımdan tutup geri çekildi.

" Kızım nerdesin ya kaç saat oldu birşey yaptın kendine sandım."

" Oha saçmalama be ne yapacağım kendime. Aşk olsun yani gerçekten böylemi düşündün?" Yüzüne kırgınlıkla bakıp kapıya yöneldim. Koridora çıkar çıkmaz ayaklarım yerden kesilmişdi.
"Enes ayy Enes indirsene düşücem." Belimden tutmuş deli gibi döndürüyordu beni ve muhtemelen birazdan kusmama neden olacaktı.

" Affettim de indireyim." Dedi.

" Salak küsmedimki indir yoksa kusacağım her yeri."
Sonunda durduğunda koluna yumruklarımı geçirdim. Enes kahkahalarla güldüğünde bende gülmeme engel olmadım uzun zaman sonra ilk defa gülmüşdüm.
" Yapma gız gıdıklanıyom." Dediğinde dayanamayıp kahkahayı patlattım.
" Hah söyle momoli be sana gülmek yakışıyor. Hep gül." Teşekkür mayetinde gülümseyip yürümek için merdivenlere yönelmişdimki. Sertaç'ı karşımda görmeyi beklemiyordum. Duvara yaslanmış her zamanki gibi burnundan soluyordu. Gözlerime baktığında bir anda aklıma Enes geldi. Allah'ım az öncekileri yanlış anlamışmıdır acaba? Bakışları Enes'i bulduğunda korkum iki katına çıktı. Aniden doğruldu ve ben kesin birşey yapıcak sanıyordum ama sadece arkasını dönüp gitti.

" Neydi bu şimdi?" Enes'in sesiyle gerçek hayata uçarak geri döndüğümde ona baktım. Benim kadar oda şaşkın gözüküyordu.
" Bilmiyorum. Boşver hadi gidelim artık." Dedim umursamamaya çalışarak.

💋💋💋💋💋

Eve geldiğimizde yol boyu Eda'yı dinlemişdim.

-Seni eve kilitleyeceğim.

-Yok yani sürekli kayboluyorsun.

-Birgün kalbim duracak o olacak.

-Bana bak yoksa sen kastenmi yapıyorsun?

Kılasik Eda anlıycanız. Odama geçip üzerimdekilerden kurtuldum. Banyoya geçip suyu en sıcağa ayarladığımda tenim kızarana kadar banyoda kalmak istedim. Bügünlerde yaşadıklarım aklımda canlanınca hangi birini üzüleceğimi şaşırdım. Batu'nun ani ölümü mü? Benim yüzümden öldüğü mü? Sude'yle Sertaç'ın öpüşmesi mi? Sertaç'ın bana açıklama yapışı mı? Telefon sapığımın kim olduğu mu?
Düşünerek bir yere varamayacağımı anladığımda suyu kapayıp bayodan çıkdım. Dolabımı açıp içinden pembe kadife eşortman takımımı çıkartıp çabucak giyinmişdim. Saçlarımıda kuruladıktan sonra açık bırakıp mutfağa geçtim.

FIRÇA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin