( Medya Semih, Enes)
Odada bir oraya bir buraya zikzaklar çizerken aklımdaki sorular canımı sıkıyordu? Neler oluyordu? Hiçbirşey anlamıyordum? Kafam çok karışmışdı, zaten uzun zamandır mesajda atmıyordu. Belkide o değildir tabi canım o değildir ya dediğimde kendime inanasım gelmiyordu. Eda'lara söylememişdim birde onlara söyleyip daha fazla telaşlanmalarını istemiyordum, bu durumu kimseye zarar vermeden çözmem lazımdı. Artık hayatımda ki insanların benim için zarar görmesini istemiyordum.
Telefonumu elime aldığımda daha önce mesaj attığı bir numarasındaki engeli kaldırıp. 'Kim?' diye kaydettim. Aynı anda mesajlara tıklayıp hiç düşünmeden yazıp gönderdim.
• "Sen yaptın."
Mesaj anında görüldü olduğunda şaşırmadan edemedim son mesaj yazdığı numaraya mesaj atmışdım demekki hala onu kullanıyordu ama bu kadar hızlı görülme beni korkutmuyorda değildi.
• "Neyi?"
• "Enes'i sen dövdün biliyorum."
• " Nerden biliyorsun?"
• " Nerden biliyorsam biliyorum. Neden bunu yaptın o çocuk kimseye zarar verecek biri değil, nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun ve benden artık ne istiyorsan söyle yalvarırım delireceğim ne?"
• " Dediklerim olacak senden istediğim şey bu. Dediklerimi ikiletmeden yapacaksın yoksa birdakine o p*çin ölüsünü atarım kapına."
Ölüm kelimesini okuduğumda sanki nefesim kesildi. Bunu yapamaz sadece blöf yapıyor, evet bunu yapamaz. Kendimi avutma çabalarım her zamanki gibi başarısız olurken ağlamamak için gözyaşlarımla savaşdaydım.
• " Sen nasıl bir insansın ya ne istiyorsun benim arkadaşımdan onun sana ne zararı oldu söylesene ne yaptı sana. Niye benimle uğraşıyorsun?"
• " Onun suçu senin arkadaşın olmak. Etrafında dolanmayacak o kadar."
• " Sen hastasın anladınmı? Hastasınn! Polise gideceğim."
• " Git bakıyım."
• " Gideceğim."
Telefonu sinirle yatağa fırlatıp ayaklarımı defalarca yere vurdum. Bana karışılmasından nefret ederim birde kalkmış emirler yağdırıyor. Öldürmekle tehtit etmek nedir? Allah'ım nasıl bir belaya bulaşmışdım ben. Böyle şeyler sadece filmlerde kitaplarda olur sanıyordum şimdi ise başıma geliyor. Nefesimi sakinleşmek için dışarıya verdiğimde banyoya geçip hızlıca duş aldım.
Üzerimi değişip pijamalarımı giyindikten sonra yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatıp defalarca uyuma girişiminde bulunduktan sonra uyuyamamışdım. Yorganı sinirle itip yatakdan kalktım. Telefonuma baktığımda hiç mesaj yokdu saatte 03:15 e geliyordu.Odamdan çıkıp mutfağa yöneldiğimde Enes'e baktım. Uyuyordu canım kardeşim benim, çok üzgünüm benim yüzümden başına gelenler için. Nasıl affettireceğim bu günahlarımı? Pislik herif hayatımda bir karıncayı incitmişliğim yokken şu yaptığıyla günah almama sebep oluyor. Düşüncelerimden sıyrılıp mutfağa girdim.
Kupamı su doldurup odama geri döndüğümde kupayı komidinin üzerine koyup camın kenarındaki koltuğuma oturdum. Gecenin karanlığını izlemeye başladım öylece, kendimi kaybediyordum o siyahda sanki. İçine çekiyordu, bir süre bakınca ürpertiyordu ister istemez. Bakışlarımı çöp kovasından atlıyan kediye çevirdiğimde gözüme aniden bir süliet çarptı. BMW olduğunu bildiğim siyah bir arabaya yaslanmış biri burayı izliyordu.Daha dikkatli bakmaya çalışdım ama karanlıkda kim olduğunu bir türlü çözemiyordum. Telefon mesaj sesiyle odada çığlık atarken ayağa kalkıp telefonu elime aldım.
• " Neden uyumadın?"
Gözlerim yuvalarından atlayacak kadar büyürken sokakdan gelen motor sesi doldu kulaklarıma, koşar adımlarla cama geri yöneldiğimde az önce baktığım araba yokdu. Gecenin karanlığında kaybolmuşdu. Kahretsin oydu burayı izliyordu, sapık herif ne yapacağım ben Eda'ya anlatmalımıydım yoksa hiç telaşlandırmamalımıydım? Bir türlü karar verememiştim.
" Off ben şimdi ne yapacağım?" Kendi kendime konuşurken elimde duran telefona odaklandım.
Hızla mesajı yazıp gönderdim, tabi gönderirken sanki başımdan kaynar sular dökülüyordu, korkuyordum bu adamdan, Yapabileceklerinden.• " Sen sapıkmısın evimin önünde ne yapıyorsun?"
Çok geçmeden mesaj sesi gelince kilidi açıp mesaja tıkladım.
• " Sapık mı?"
• " Evet gerçekler ağır geldi galiba."
• " Sana göstericem sapığı."
Tüm bedenim kasılırken, kafamdaki göstermelerini hayal ettim. Beni boğarken, öldürürken.
" Allah'ım"
Kısık sesim kırıklaşırken bütün korkularım ortaya serilmişdi bir anda. Telefonu elimden atıp yatağıma girdim yorganı kafama kadar çekip unutmaya çalışdım. Bu pislik adamı unutmaya çalışdım.💋💋💋💋💋
Sabah olduğunda banyomu yapıp, dolabımdan üzerime bulduğum ilk şeyleri giydim. Bügün izin günüm bitmişti, yıllık izinlerimide bitirmiş olmuşdum bu sayede ilk okula sonrada işe temposu başlamışdı.
Hızlıca odadan çıkıp salona geçtim. Enes hala uyuyordu. Sessiz olmaya özen göstererek mutfağa geçtim. Eda kahvaltıyı hazırlıyordu." Oo! Erkenciyiz." Eda'ya hafifce tebessüm edip masaya oturdum. Ellerimi çeneme koyup masayı izledim.
" Bügün ben işe gelmiycem izin aldım. Enes'i bu halde bırakamayız."" Ben çıkmak zorundayım Eda, hem okula hemde işe gitmem zorunlu."
" Biliyorum kuzum sen gideceksin zaten ben kalırım." Eda'nın yanağına buse kondurup ağzıma bir tane zeytin atıp çıkışa yöneldim.
" Kızım doğru düzgün yesene."
" Yok anne okulda yerim şimdi canım istemiyor." Diyip dalga geçtiğimde Eda gözlerini devirdi.
Evden çıkdığımda asansöre binmedim tabiyki merdivenlerden inip binadan çıkdığımda otobüs durağına yürüdüm. Bügün ne pahasına olursa olsun polise gidecektim. Korkuyormuş gibi görünüp dahada başıma çıkmasına izin veremezdim. Korkuyordum ama yapmak zorundaydım. Sevdiklerimi tehlikeye atamazdım.
Yoğun düşüncelerimle durakda beklemeye başladığımda kısa sürede otobüs gelmişdi. Çabucak binip en arkadaki koltuklardan birine yöneldim. Oturduğumda telefonumu çıkarıp instagramı, whatsappı dolandıktan sonra kilidini kapayıp kucağımda bıraktım. Yanıma biri oturduğunda umursamadan dışarıyı seyrettim.Birinin omzumdan ittirmesiyle bakışlarımı ona yönlendirmiştim. Yirmili yaşlarda sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuk vardı karşımda. Kaşlarımı çatıp soran gözlerle yüzüne baktım. Elime bir not kağıdı bırakıp hızla kalktı ve otobüsten indi ben bu süre zarfında sadece şaşkınlıkla olanları izliyordum. Gözlerim elimdeki kağıda kaydığında açmaya korkuyordum.
Geçen iki dakikanın ardından kağıdı açmaya karar verip hafifçe kaldırdım.
Açtığımda kısa bir yazı karşıladı beni. Kısa ama etkili.' Polise gidilmeyecek...' sonunda üç nokyasıyla birlikte, GidilMEYECEK yazıyordu. Bu herif hayatımda gördüğüm en primat insandı. Gerizekalı birde emir veriyor. Sırf emir verdi diye inadına gidecektim öyle yada böyle.
Durup dururken biri sizede böyle emirler yağdırsaydı ne yapardınız?
Dediklerini yerine getirip kabullenmeyi mi seçerdiniz yoksa savaşmayı mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Teen FictionSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...