Neredeyse beş dakka olmuştu karşımdaki adamla biraz daha bakışırsam akraba olabilme ihtimallerimizi değerlendirecektim. Ölü kızının mezardan çıktığını gördüğündeki baba şaşkınlığından başka birşey değildi. Hoş babam olmak için biraz genç ama konu ben ve mantık olunca geriye saçmalık kalıyor. Bilirsiniz salaklıkta üstüme yoktur. Ben bütün bunları düşünürken bir dakika daha geçmiştir muhtemelen. Tam ağızımı açıp aradaki uzun sessizliği bozacakken adam benden önce davranıp bir adım attı.
" Merhaba." dediğinde elini uzatıp tokalaşmak istedi.
Ben;
Bir adamın eline birde yüzüne bakıp sonra tekrar aynı döngüyü tekrarlıyordum." Peki tokalaşmasakta olur. Ben Miraç senin adın nedir?"
Ve yüzünde takılı kalan bakışlarım. Ne oluyor ya yoksa adam hipnoz mu yapmıştı bana? Valla kal geldi. Kesin medyum bu, tipide bir değişik zaten.
" Duha." Oh be konuşmayı unutmamışım, bir an dilim içeri kaçtı sanmıştım. Hep Sertaç gerizekalısı yüzünden şimdi o olmasaydı evde depresyon çoraplarımla hüzünlü filmimi izliyor olacaktım. Ah bir zamanlar hayatımdaki tek drama filmlerdi. Yani yetimhaneden çıktığım günden sonrası desek daha iyi olur.
" Hım değişik bir isim anlamı ne?" Gözlerimi devirme isteğim içimi esir alırken adamın yüzüne bet bakışlarımı göndermekle yetindim.
Sanane be ismimin anlamından kime otobanda gördüğü kıza isminin anlamını sormak saçma gelmez acaba. Yani senin sorman gereken standart sorular var ilk onları bir sor dimi?-Yolda mı kaldınız?
-Yardım istermisiniz?
-Yavrum alıyım mı seni?
Ayy yeni ben ve korkunç hayallerim biri çeneme uhu sürsün.
" Sizene neden soruyorsunuz?"
" Bilmem merak ettim?"
" Fazla merak iyi değildir şimdi çıkın acelem var!" dediğimde tekrar geriye dönüp arabaya yürüdüm yada bunun adına topuklamak mı desek?
Tam kapıya yaklaştım diye sevinecektim ki adamın koluma bir ahtapot misali sarılan eli buna izin vermemişti. Kafamı hızla geriye çevirdiğimde savrulan saçlarım adamın yüzüne vurmuştu." Valla otobanın ortasında bulmuşum bir fıstık hiçte bırakmaya niyetim yok. Şimdi bırak nazı paranı fazlasıyla ödeyeceğim gel benimle eğlenelim."
Gözlerim faltaşı misali sonuna kadar açılırken bu defa vücudumu saran tek duygu siniri barındırıyordu. Biz kadınlar bu kadar basitmiydik yani? Bir paçavraya bile yapılmayan çirkin muameleye uğramak sinirimi bozmuştu.Adımın pislik yüzüne bakarken yüzümdeki buruşma midemdeki bulantıyı tetikler cinstendi. Dayanamayıp adamın yüzüne tükürdüğümde kapanan gözlerini zevkle izledim. Oh olsun bit kafalı. Adam gözlerini bu defa az önce benim barındırdığım sinir duygusuyla açarken neredeyse gülecek duruma gelmiştim. İyilik ettim ben sana be temizlenmiş oldu o pislik yüzün niye bakıyorsun öyle.
" Seni küçük o*ospucuk bunun bedelini sana altımda inleterek ödeteceğim."
Dediğinde kolumu dahada sıkıp beni kendi arabasına sürüklemeye başladı." Hayvannn!" Bütün otoban sesimle inlerken adam beni takmamıştı bile.
" Allah belanı versin bırak."
Ve yine tepki vermeyip sürüklemeye devam ettiğinde birşey yapmam gerek diye düşündüm. Çaresizce yanımızdan son sürat geçen arabalara bakarken ümidim tükenmek üzereydi. Ben çırpındıkça canım dahada çok yanıyordu oysa benim küçük bedenimi zaptetmek için fazla bir çabaya gerek duymuyordu." Çek o ahtapot ellerini pislik lağım suratlı herif bırak." Tiz ve iğren kahkahası kulaklarıma eziyet bir melodi çıkarırken midemdeki bulantı iki katına çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRÇA İZİ
Teen FictionSevdiği kişinin bir canavar olduğunu bilmeden sevmiş bir kız. Bilmiyorki sevmek onun için hem en güzel şey hemde en kötü. Takıntılı bir erkek, ne kadar takıntılı olabilir ki demeyin psikopatlık derecesinde bir takıntı bu. Sevdiği kıza yaklaşan erke...