X-32

26.5K 768 172
                                    

( Medya Duha )

Ben nefesimi düzenlemeye çabalarken onu ilk defa bu kadar telaşlı görüyordum. Telaşlı olmak anormal değil ama Sertaç'tan bahsediyoruz, sinir dışındaki her güzel duygu onda abes kalıyordu. Belkide o kadar kötü bir insan değildir. Yada bana olan zafı yüzünden yapıyordur bunları. Ah keşke böyle biri olduğunu hiç bilmeseydim.

Derin elindeki suyla birlikte balkona girdiğinde önce bana sonrada kucağında olduğum Sertaç'a baktı.
Şaşkınlığı her halinde belli olurken sesizliği Sertaç'ın sesi bozmuştu.

" Ne bakıyorsun lan versene şunu."

" Pa-pardon abi buyur." Elindeki suyu Sertaç'a uzattığında Sertaç alıp hemen bana dönmüştü. Çenemden tutup suyu dudaklarımla buluşturduğunda zorda olsa bir yudum içebilmiştim.

" İyimisin bebeğim ha?" Gözlerimi 'iyiyim' anlamında kapadığımda tekrar beni göğsüne bastırıp sarıldı. Öyle sıkı sarılıyorduki az önce ölmemiştim ama şimdi ölecektim sanırım.

" Buldun mu doktor?" Derin'e neden sinirli olduğuna bir türlü anlam veremezken, Derin konuşarak düşüncelerimi böldü.

" Geliyor abi."

" Çık." Sertçe söylediği bu tek kelime beni bile korkutuyordu şuanda. Derin'le konuştuğu her saniye boyunca çene kası geriliyordu. Acaba siniri onamıydı yoksa kendine mi? Ah lanet herif kendi yapıyor sinirini başkasından çıkarıyor. Bu adamlar ona nasıl tahammül ediyor diye düşünmeden edememiştim.

" Beni çok korkuttun." Nefesim sonunda düzene girebildiğinde rüyamda gördüğüm sahneyi bir türlü aklımdan çıkaramıyordum. Şuan rüyamda bana azrail misali bakan adamın kucağında beni teselli etmelerini dinliyordum, bu ne kadar normal. Rüyamda beni öldürüyor gerçekte teselli ediyor, acaba ben mi büyütüyordum?

Dudaklarımı araladığımda zorlanmışta olsam konuşabilmiştim.
" İyiyim." Boğuk ve kısık çıkan sesimi duyduğu anda yüzüme bakıp öyle bir gülümsediki, sanki yakıp yıktığı herşeyi unutturabilecek bir güçteydi.
Bense ona karşılık ifadesiz kalmakla yetindim, onu asla affedemezdim bana yaptıklarını unutup sineye çekemezdim.

" Neden benden kaçıyorsun?" Beklemediğim anda gelen bu sorusuna karşılık ne demem gerektiğini bilmiyordum. Neden ondan kaçıyordum? Ah kaçmamam için tek sebep söyle.

" Ben konuşmak istemiyorum."

" Tamam biraz dinlen sonra konuşuruz, şimdi seni zorlamayacağım ama bunları konuşup halledeceğiz."
Neyi halletmekten bahsediyordu acaba hayatımı nasıl mahvettiğini mi konuşacaktık? Başımı olumlu anlamda salladığımda anlımı öpüp geri çekildi. Bu hareketlerine daha uygun bir zamanda bolca şaşırmayı aklıma not edip şimdilik sessiz kalmakla yetindim. Ne konuşmaya gücüm vardı neden kendimi savunmaya dolayısıyla şuan ne istiyorsa onu yapmasına karşı çıkamıyordum.

Belimden ve bacaklarımdan kavradığında ayağa kalkıp beni içeriye kendi yatağına taşıdı. Bedenim yumuşacık yatakla bir olunca mayışmama engel olamamıştım. Gözlerim ağırlaşmaya başladığında ayaklarımı kendime çekip derin bir nefes aldım. Odanın kapısı tıklatıldığında Sertaç üzerimi örtüp kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında kumral uzun boylu yakışıklı bir çocuk belirmişti.

" Merhaba ben doktor Ünal Kayra hastayı görebilirmiyim?"

" İçerde geç." Sertaç'ın soğuk sesi yüzümü buruşturma hissi uyandırırken ona bile gücüm olmadığını anladım. Ünal olduğunu öğrendiğim yakışıklı doktor yanıma geldiğinde sıcak bir gülümsemeyle. " Merhaba isminizi bahşedebilirimsiniz?" Kendimi doğrultup arkamı yatağın başlığına yaslayabildiğimde kendimi gülümsemeye zorlayıp tam elimi uzatmıştımki birinin elimi tutup eski yerine ittirmesiyle neye uğradığı şaşırmıştım.

FIRÇA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin