Merhaba canlarım, söylediğimden daha geç geldiğim için kusura bakmayın. Bazen insanın hayatında birden herşey üst üste gelebiliyor ve bende o zamanlardan birini yaşıyorum.
Yeni bölümü yarın tamamlamış olurum, ondan önce yeni bölümü bekleyenler için çok güzel birkaç kesit paylaşıyorum. Yarın yeni bölümde görüşmek üzere.
********************************
Ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için biraz tedirgin, biraz heyecanlı biraz da korkar halde elimi kaldırıp kapıyı çaldım. İçeriden gelen komutla kapıyı açıp odaya girdim.
" Gel güzel kızım." Bu odaya ilk gelişim değildi ama her gelişimde hayran bakışlarımı çekemiyordum. Bana göre bu konağın en gösterişli odası annemle babamın odasıydı, bizim odamızdan bile daha güzeldi. Bizim odamız...
" Zümrüt, gel kızım." Annemin tekrar bana seslenmesiyle bakışlarımı odadan çekip odanın sonundaki üçlü koltukta oturan anneme doğru yürüdüm ve yanına oturdum.
" Bir şey mi oldu anne? Ne konuşacaktın benimle?"
" Güzel kızım sen benim ve bu konağın hem kızı hem gelinisin, biliyorsun değil mi?" İçimden bir ses bu konuşma pekte iyi geçmeyecek diyor ama hadi hayırlısı.
" Biliyorum annem, bilmez olur muyum?"
" Kocanla aran nasıl güzel kızım?" Haydaaa, güzel annem bu nasıl soru ben şimdi nasıl cevap vereyim sana. Daha ben bile anlamıyorum ki aramızda ne olduğunu sana nasıl anlatayım.
" Güzel gözlüm hâlâ aranızda bir şey olmadığını tahmin ediyorum doğru mu?" Kafamı nerelere gömeyim, ah başım dönüyor tuzlu ayran getirin bana. Kesin renk değiştirdim yine, bu odadan bir an önce çıkmam gerek.
" Utanma kızım, kaç yıllık ananım senin benden mi çekiniyorsun? Çekinme söyle hadi." Senden çekineceğim tabi anne, sorduğun kocam azıcık oğlun olurda.
" Yok annem." dedim zar zor çıkan sesimle.
" Hangisine yok kızım?"
" İkiside." Bir süredir yere eğdiğim başımı kaldırdığımda annemin gözlerini kısmış bir yere odaklandığını gördüm. Çok pis bakıyor be, ne geçiyor kız o aklından ha annem.
*****
" Eee abi buraya boşuna gelmedik ya, anlat hadi." Mehmet' in yanımda elini sanki benim büyüğümmüş gibi omuzuma vurarak söylediklerine kaşlarımı çatıp omuzumdaki elini ittim.
" Ne diyorsun lan, neyi anlatayım?" Neyi sorduklarını elbette anladım ama biraz safa yatmakta sorun yok bence.
" Karın diyorum, hani senin küçük şeytanın olan Zümrüt, ona olan bakışların diyorum, hadi anlat abi." Şimdide Ahmet başladı.
" Hayırdır lan, yaşınıza bakmadan beni sorguya mı çekiyorsunuz?" Benim sahte bir sinirle söylediklerime güldüler, hergeleler.
" Hadi abi, atma içine biz zaten anladıkta sen söyle de biraz rahatla." Rahatlar mıyım sahi?
Önce birkaç derin nefes aldım, elimdeki bardağı tek dikişte içtim. Az sonra söyleyeceklerim için buna ihtiyacım vardı.
" Seviyorum lan, daha ilk gördüğümde düştü gönlüme. Duydunuz mu lan seviyorum ben karımı." Oh be.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (Tamamlandı)
General FictionHayatın ondan çaldıkları kadar verdikleri ile de yetinmeyi öğrenen, biraz deli, çokça zeki, yeri geldi mi çatlağın teki...Küçük bir şeytan işte.