Ben geldiiiiim😄😄😄 Keyifli okumalar.
*********************************
Zümrüt derinden gelen seslenmeyi duyuyordu ancak inatla gözlerini açmayı reddediyordu. Yanaklarına atılan birkaç hafif vuruş yavaş yavaş bilincinin yerine gelmesini sağlamıştı. Zorlanarak gözlerini açtığında gördüğü ilk şey onun gözlerinin içine bakan annesinin endişeli ve korku dolu yaşarmış gözleriydi. Ne olmuştu ona böyle.
" Hadi güzel kızım doğruluver."
Zümrüt annesinin yardımıyla yatırıldığı terastaki sedirde doğruldu ve oturur pozisyona geçer geçmez ellerini tutan annesi hemen yanına oturuvermişti. Fatma hanımın yaşlı yüreği biricik kızının kendinden geçişini görmeye dayanamamıştı. Ya kızına bir şey olursa, bu günlerde konağın üzerinde gezen kara bulutlar onu korkutuyordu. Bu konağa hüzün yakışmıyordu ancak elden ne gelirdi.
Bir eli ağrımaya başlayan başında annesine döndü Zümrüt. " Ne oldu bana anne?"
Fatma hanım hâlâ endişeli gözlerle izlediği kızına cevap verecekken ikisinin de dikkatini çeken bir şey oldu. Onlara doğru koşar adım gelen ayak sesleri. Fatma hanımın kızındaki endişeli bakışlarını onlara doğru gelen kızı ile hüzün kapladı. Zümrüt ise ağrıyan başını sesin geldiği yöne çevirip elinde su ile onlara doğru gelen kızı görür görmez adeta bir aydınlanma yaşadı. Başındaki ağrıyı bile unutup kocaman açtığı gözleriyle annesine baktığında onun yüzünde gördüğü şefkatli bakışlar kalp atışlarının hızlanmasına neden oldu. Korkuyordu Zümrüt, gördüklerinin gerçek olmasından, sevdiklerini ve en önemlisi yeni sahip olduğu aşkını kaybetmekten ölesiye korkuyordu.
Onlara doğru gelen kıza tekrar bakıp hızla annesinin koluna yapıştı ve yerinden kalkarak peşinden sürüklediği annesi ile elinde bir bardak şu ile onlara şaşkınca bakan kızı geçip annesinin odasına girdiler.
" Kızım dur hele, ne oldu birden fırladın yerinden ya yine başın dönseydi."
Zümrüt annesinin her iki elinide avuçları arasına alıp endişeli ve üzgün bakışlarını yolladı ona. " Annem"
" Ne oldu güzel kızım? Mirhan' la mı aranız bozuk, baban biraz yalnız kalmak için konaktan ayrıldığınızı söyledi bir şey mi oldu? Yoksa hasta mısın? "
" Ha! Şey anne, yok hasta değilim ben." Bir an annesine ne söyleyeceğini şaşırdı Zümrüt, demek annesinin hiçbir şeyden haberi yoktu, bilmemesi daha iyiydi.
" E o zaman ne bu telaşlı halin kızım?"
Derin bir nefes alıp annesine daha da sokuldu, sesinin düz çıkmasına çalışarak cevabından ölesiye korktuğu soruları sormaya başladı. Bir yandan da annesinin elini daha sıkı tuttu ki titreyen ellerini fark etmesin. " Anne ağalar o dışarıdaki kız için mi geldiler?"
Sorduğu soru ile eş zamanlı olarak annesinin bakışlarındaki bulutlanma ve başını önüne eğmesi Zümrüt için yeterliydi. Korktuğu başına geliyordu işte, annesinin böyle üzgün olması elinden bir şey gelmediğini gösterirdi. Peki ya babası, abileri ve en önemlisi kocası buna karşı gelemez miydi? Ya karşı gelemezlerse, ya o kız gerçekten bu konağa üzerine kuma olarak gelirse, ya Mirhan zamanla onu da severse. Gözünün önüne gelen sahneler her an Zümrüt' e ikinci bir baygınlık geçirtebilirdi. Ne olursa olsun asla bu kızın konağa gelmesine izin veremezdi. Asla.
" Anne olmaz, gönderin o kızı ne olur. Konuş babamla, göndersin o kızı istemiyorum. Ben Mirhan' ı çok seviyorum paylaşamam, böyle bir şeyi kaldıramam ne olur konuş babamla karşı çıksın, geri göndersinler kızı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (Tamamlandı)
General FictionHayatın ondan çaldıkları kadar verdikleri ile de yetinmeyi öğrenen, biraz deli, çokça zeki, yeri geldi mi çatlağın teki...Küçük bir şeytan işte.