Küçük Şeytan (Tamamlandı)

34. Bölüm

Bölümü yayımlamayacaktım ama beni destekleyip oy veren okuyucularım için vazgeçtim o kararımdan. Bu bölümden de anlayacağınız üzere finale az kaldı, bu hafta içinde kalan bölümleri tamamlamayı düşünüyorum.
Keyifli okumalar..

*******************************

" Gizem"

Gizem kendisine seslenen arkadaşını ne kulakları duyuyor ne de gözleri görüyordu, onun tek gördüğü şey ilk defa adam sanıp gönlünü kaptırdığı şu herif ve büyük ihtimalle arkasında kendisine şaşkınca bakan nişanlanacağı kızdı. Kızın bir suçu yoktu, sonuçta Mehmet ilişkilerinden hiç bahsetmemiş ki haberi olsun. Onun bütün siniri karşısında ona endişeli gözlerle bakan adamaydı.

Zümrüt Gizem' in Mehmet' e attığı bakışlardan bir an korkup geri adım atmayı düşünse de vazgeçti. Sonuçta arkalarından iş çeviren onlardı ve kendisinin söylediği pembe bir yalan onların yaptığının yanında hiç kalıyordu. İzmir' deki yazlıkta aşağıda sızan kızları uyandırmaya indiğinde eğer Gizem ' in telefonuna gelen mesajı görmemiş olsaydı kim bilir bunu daha ne kadar gizlemeye devam ederlerdi.

Yanına gelen kocası ve Ahmet' i fark etse de dönüp bakmadı. Kocasına zaten bakamazdı şu an, yukarıda yaşadıkları aklına geldikçe utancı giderek artıyordu. Ahmet' e zaten neden baksındı ki. Mirhan en güzel anlarının bozulmasına hâlâ sinirliydi ve bunun önemli bir nedeni olmasını umuyordu. Yoksa...

" Niye gelmiş ve neden Mehmet' in üstüne atlayacakmış gibi duruyor. "

Zümrüt kulağına eğilip fısıldayan kocasına aynı şekilde davrandı ancak o parmaklarının ucuna kalkarak kulağına eğildi.
" Birazdan atlayacakta o yüzden."

Mirhan daha Zümrüt' e nedenini soramadan Gizem elindeki çantasını kaldırıp Mehmet' in kafasına geçiriverdi. Mehmet Gizem' in gelişine şaşırmış, sinirli yüzüne o kadar dalmıştı ki darbenin nerden ne ara geldiğini fark etmedi bile. Taş mı taşıyorlardı bu çantaların içinde. Başına yediği çanta ile bir iki adım geriledi ve hemen arkasında duran Dila' ya çarptı. Dila sendeleyen Mehmet' e yardımcı olmak için kolunu tuttuğunda Gizem' in karşısındaki manzara ile kayışları çoktan kopmuştu bile.

Mehmet yediği darbeye rağmen Gizem' deki değişimi görmüş ancak ona engel olamamıştı. Gizem herkesin şaşkın bakışları altında Mehmet' i kolundan tutan Dila' yı bir kenara itmiş, ki o kenar müstakbel nişanlısının kolları oluyordu, Mehmet kolundan çıkan Dila' ya bakamadan dizine yediği darbe ile Gizem' in önünde diz çökmüştü.

Mehmet elleriyle sızlayan dizini ovalarken acıdan kasılan yüzünü Gizem' e bakmak için kaldırdı. " Ya kızım ne yapıyorsun, ne oldu Allah aşkına yaa"

Gizem iki elini yanlarına dayamış tam bir hesap sorma pozisyonu almıştı. " Konuşma Mehmet, konuşma. Ben orada senden gelecek bir mesajın bir aramanın yolunu gözleyeyim sende burada elin kızına nişan tak, sonrada kapat telefonlarını. Gizem kim ki zaten, sen telefonlarını açmayınca sineye çekip unutacağımımı sandın. Bana bak Mehmet, seni parçalarım. Hatta elimi kirletmem her bir abime tek tek parçalatır parçalarını da Mardin' e dağıtırım."

Mehmet Gizem' in hızlı hızlı konuşmasından ve de çektiği acıdan pek birşey anlamamış onun bu haline hâlâ şaşkınca bakmakla yetiniyordu. Zümrüt kahkahasını içinde tutarken, Mirhan anlamadığı olayın çözüme kavuşmasını bekliyordu. Ahmet ise olaydan kopalı çok olmuştu, karşısındaki olayı şaşkınlıkla izleyen Dila ne Ahmet' in kolları arasında olduğunun ne de Ahmet' in gülerek başını ona yasladığının farkındaydı. Tabi bu durum bir tek Ahmet' in işine geliyordu, yerinden fazlasıyla memnundu.