Multimedya' yı dinleyin lütfen, ben çok beğendim.
******************************
Güneşin aydınlığı yerini karanlığa bırakırken Mihran yavaşça odasının kapısını açıp içeri girdi. Zümrüt' ü pencere kenarındaki koltukta bir ayağını altına almış, Mardin' in eşsiz manzarasını izlerken buldu. Ne yaşarsa yaşasın ona aşkın en güzel halini yaşatan küçük karısını gördüğü her an hızlanan kalbi yüzünde eşsiz bir gülümsemeye neden oluyordu. Bu gülümsemesi ve Zümrüt' e olan bakışları onda tam anlamıyla aşık bir adamın aşkını yansıtıyordu.
Yavaş adımlarla pencere kenarındaki sevdasına yürüdüğünde her adımda burnuna dolan tanıdık koku yüzündeki hafif gülümsemenin artık dişlerini gösterdiği bir gülüşe geçmesine neden oldu. Kokusuna bile ayrı aşıktı. Hâlâ onun odadaki varlığını hissetmeyen Zümrüt' ü korkutmamak için oldukça kısık bir sesle seslense de, fazlasıyla dalgın olan Zümrüt' ün irkilmesine engel olamadı.
"Zümrüt' üm"
" Hiihh!" Başını çevirdiğinde yanında Mihran' ı gören Zümrüt rahat bir nefes verdi. " Kusura bakma dalmışım."
Yüzünü ona çevirdiğinde gördüğü kızarmış gözler Mirhan' ın kaşlarını çatmasına neden oldu. Daha fazla ayakta beklemeyip Zümrüt ile yüz yüze olacak şekilde, oda bir ayağını altına alarak tam karşısına aralarında neredeyse hiç mesafe bırakmayarak oturdu. Oturma şeklinden kaynaklı arada oluşan boşluk bile fazlaydı ona göre.
Zümrüt' ün kucağında olan elini tutup hafifçe yumuşacık tenini okşadı. " Neden ağladın güzelim, benim yeşillerine doyamadığım gözlerinde neden başka renklere yer verdin."
Mirhan' dan böyle sözler duymak Zümrüt' ü hem çok mutlu ediyor hem de fazlasıyla utandırıyor. O hiçbir zaman aşkını böyle açıkça Mirhan' ın yüzüne söyleyemezdi. Fazlasıyla üzgün olsa da hafifçe gülümsedi ve başını önüne eğdi. Mirhan zaten aradaki boşluktan rahatsız olduğundan başını eğen karısını tek hamlede tutup kucağına oturttu. Neye uğradığını şaşıran Zümrüt şaşkınlıktan açılan hafif kızarmış gözleriyle, ona aşkını gözlerinde bile taşıyan kocasına baktı. Zümrüt' ün bu şaşkın ve fazlasıyla tatlı haline daha fazla dayanamayan Mirhan bir eli Zümrüt' ün ince belini tutarken diğer eli ile onu ensesinden tutarak sevdiğinin dudaklarına kısa ama kesinlikle küçük karısının aklını başından alan bir öpücük bıraktı. Daha fazlası için henüz uygun bir zaman değildi.
" Şimdi söyle bakalım, neden ağladın?"
Hem öpücüğün etkisi hem de Mirhan' ın nefesini yüzünde hissedecek kadar kendisine yakın olması Zümrüt' ün bir süreliğine algılarını kapatsada yutkunup kendine gelmeye çalıştı. Tekrar aklına gelen Dila gözlerinin dalgalanmasına sebep oldu.
" Dila" derin bir nefes alıp verdikten sonra devam etti," ona üzüldüm, o kız tıpkı benim gibi Mirhan. Yaşlarımız belki aynı değil ancak acımız aynı."
Zümrüt' ün gözünden düşen iki damla Mirhan' ın yüreğine ok olup saplandı. Kucağındaki karısının önce gözyaşlarını sildi, sonra sildiği yerleri yavaşça öptü. Dudakları yanağından kulağına doğru yaklaştığında sessizce fısıldadı karısına.
" Sakın Zümrüt, sakın bir daha benim karşımda sulanmasın o yeşillerin. Dayanamıyorum senin üzülmene." Yüzünü biraz geriye çekip aşık olduğu yüz ile karşı karşıya geldi. İki büyük eli Zümrüt' ün küçük yüzünü yanaklarından kavradı." Hem bak oda yalnız değil artık, onun acılarını hafifletmek bizim elimizde." Parmakları yavaşça elinin altındaki yumuşak teni okşarken yalancı bir kaş çatmasıyla baktı Zümrüt' e. " Sen böyle sulu gözlü olursan kim yanında olup destek olacak ona? Şimdi güzel karım bir daha asla bu gözlerde başka bir rengin yer edinmesine izin vermiyoruz, unutmaki Dila' nın desteğe en çok ihtiyacı olan zamanlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (Tamamlandı)
General FictionHayatın ondan çaldıkları kadar verdikleri ile de yetinmeyi öğrenen, biraz deli, çokça zeki, yeri geldi mi çatlağın teki...Küçük bir şeytan işte.