Ben geldiiiiim😄********************************
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Sahi nedir sevmek, bir muma ateş olmak mı? Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?Dila aşağıda yaşadığı rezillikten sonra çok durmamış, Ahmet' in peşinden odaya çıkmıştı. Yoksa Zümrüt' ün ağzını bantlaması gerekecekti. Eğer Zümrüt öyle sorular sormasaydı o da suyu attığı yöne dönüp bir bakardı. Hayır yani kimse değilde Ahmet olmak zorunda mıydı? İşi yok muydu bu adamın, ne işi vardı bu saatte konakta.
Temkinli bir şekilde Ahmet' in odasına girdiğinde onu etrafta göremedi. Kapıyı ardından kapatıp odanın içine ilerlediğinde banyodan gelen su seslerini işitti. Bir an ne yapacağını bilemedi, ya kıyafetlerini almadan girmişse banyoya, neden bu kadar erken çıkmıştı ki odaya. Sonuçta üzerine deterjanlı su dökülmüştü, banyo yapması çok normaldi, keşke bunu odaya girmeden önce düşünseydim diye geçirdi aklından. Ahmet' in o banyodan nasıl çıkacağını bilemediğinden en iyi yolun kapının dışında onun çıkmasını beklemek olacağını düşündü ve arkasını dönerek kapıya ilerledi. Düşüncelere o kadar çok dalmıştı ki ne kesilen suyun sesini ne de açılan banyonun kapı sesini duymuştu.
" Dila" Ahmet banyodan çıktığında bir eli kapıda, kendisine arkası dönük Dila' yı gördüğünde hem erken geldiği için biraz şaşırdı hem de onun bu odadaki varlığı biraz garip hissettirmişti. Zümrüt dışında ilk defa başka bir kız odasına girmişti.
Dila kapı kolunu tam indirecekken arkasında işittiği sesle yakalanmış suçlular gibi hissetti. Gerçi böyle hissetmesi çok normaldi çünkü hem suçluydu hem de şu an yakalanmıştı. Arkasında nasıl bir görüntünün onu beklediğini bilmediği için yavaşça arkasını döndü, bir yandan da hızlanan kalbini ve sıklaşan nefeslerini kontrol altına almaya çalışıyordu. Arkasını dönüp Ahmet tamamıyla görüş açısına girdiğinde çok olmasa da rahat bir nefes aldı. Neyse ki Ahmet filmler ya da kitaplardaki gibi belinde sadece havluyla çıkmamıştı. Altında koyu bir kot, üzerinde ise büyük ihtimal kendisi ona dönmeden acele ile üzerine geçirdiğinden hâlâ düğmelerini kapatmaya çalıştığı bir gömlek vardı. Aşağıda yaşananlar aklına geldiğinde gözlerini hemen Ahmet' in yüzüne çıkardı.
" Ben özür dilerim, yani aşağıdaki olay için. Gerçekten bilerek yapmadım, dalmıştım."
Ahmet Dila' nın telaşlı çıkan sesine ve sürekli hareket halindeki ellerine bakıp gülümsedi. Suçlu olunca hâlâ eskisi gibi tatlı oluyordu. " Tamam Dila sakin ol, dalgın olduğunu fark ettim zaten." Konuşmak istediklerini ayakta konuşamayacakları ve odasındaki koltukları kaldırttığı için odanın tam ortasında duran yatağı işaret etti. " Gel otur, konuşalım biraz."
" Ne konuşacağız?" Dila bir türlü sakinleştiremediği kalp atışlarını düşünmemeye çalıştı. Ortada bir şey yoktu ama nedensizce heyecanlanmıştı.
Ahmet Dila' dan önce, bir dizini altına alarak yatağa oturdu. " Farkındaysan 2 gün sonra nişanımız var Dila, sence konuşmak birşeylerimiz yok mu?"
" Haklısın" Dila da daha fazla ayakta dikilmeyip, aralarında belli bir mesafe bırakarak yatağın ucuna oturdu. Ellerini önünde birleştirip bakışlarını odanın içinde amaçsızca gezindirdi. Ahmet dışında her yere bakabilirdi şu an.
" Dila"
" Efendim"
" Bu işin ikimiz için de zor olduğunun farkındayım ancak bu durumda elimizden bir şey gelmiyor." Derin bir nefes alma ihtiyacı duydu, bu kadar zor olacağını düşünememişti.
" Adetlerimizi az çok biliyorsun Dila, bizde boşanma yoktur. Benimle evlendikten sonra ayrılmamız çok zor, o yüzden senden bir şey isreyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (Tamamlandı)
General FictionHayatın ondan çaldıkları kadar verdikleri ile de yetinmeyi öğrenen, biraz deli, çokça zeki, yeri geldi mi çatlağın teki...Küçük bir şeytan işte.