İyi okumalar..
*******************"**************
Mirhan dün gece yaşadığı ve belkide ömrü hayatı boyunca unutamayacağı geceden sonra bir daha uyuyamamıştı. Ne güzel şeydi aşkına karşılık bulmak, severken aynı anda sevilmek. Şimdi kollarında bir bebek gibi uyuyan karısını izliyordu o uyuduğundan beri. Sözde uyumayıp uzun uzun konuşacaklardı ama küçük şeytanı kaşla göz arasında uyuya kalmış onun kollarına sığınmış ve adeta bir kedi gibi üzerine tırmanmıştı. Mirhan tüm gece Zümrüt' ü izlemenin yanında birde alçılı koluna zarar vermemek için sürekli üzerine çıkmaya çalışan karısını düzeltmişti. Ah o alçı olmayacaktı şimdi huzurla uyuyan karısının hafif aralık ve büzüşmüş dudaklarına kapanırdı. Kapanırdı da durabilir miydi işte orası muamma. Baktıkça bakası, sevdikçe daha çok sevesi geliyordu.
Mirhan yatak odalarının iyice aydınlanması ile gözlerini kollarında uyuyan karısının güzel yüzünden çekip fazla hareket etmeden kolunu arkasına atarak telefonunu aldı ve saate baktı. Artık yataktan çıkması gerektiğini anladığında Zümrüt' ün ince belinde duran elini kaldırıp çıplak omuzuna yerleştirdi ve hafifçe elinin altındaki yumuşak teni okşadı. Zümrüt' ün üzerindeki bacağını yavaşça yan tarafa bırakıp hafif doğruldu ve okşadığı omuza bir öpücük bıraktı.
" Zümrüt."
" Güzelim hadi uyan." Ne kadar Zümrüt' ün bu seslenmelere karşılık vermeyeceğini bilse de denemek istemişti.
Önce alçılı olmayan kolundan dürtmeye çalıştı ama bir karşılık alamadı. Elini kaldırıp yüzüne götürdü ve yanaklarını okşayarak seslendi ama nafile.Onu güzel bir şekilde uyandırmak istemişti ama küçük şeytanının uykusunun kış uykusuna yatan bir ayı kadar ağır olduğunu unutmuştu.
" Zümrüüüt." Bu sefer daha yüksek ve sert bir sesle tam kulağının dibinde seslendi ama aldığı karşılık sinirlerinin gerilmesine sebep oldu. Hayal ettiği sabah bu değildi. Kesinlikle değildi.
" Anne nolur biraz daha." Zavallı Zümrüt günlerdir Mirhan yüzünden öğlenlere kadar uyuyordu ve bir süre sonra bünye alışıyordu haliyle. Dün gece yaşadıkları aklının ucundan kıyısından geçmediği için yine günlerdir olduğu gibi annesinin onu uyandırmaya geldiğini düşünüyordu. Tabi Mirhan' ın üzerinden çektiği bacağını eski yerine fazlaca tehlikeli bir bölgeye geri yerleştirmeyi de unutmamıştı.
Mirhan zaten içten yaşadığı hayal kırıklığı ve çabalarının boşa çıkması nedeniyle yükselen sinirini kontrol etmeye çalışırken üstüne Zümrüt' ün onu annesi sanması ve o bacağın olmayacak yerlerde gezinmesi onda kayışın kopmasına neden oldu ve hiç beklemeden zaten saatlerdir gözünün önünde olan dudaklara kapandı.
Zümrüt hâlâ ayılmamış üstelik dudaklarının üzerinde hareket eden sıcaklıkla kendini rüya aleminde sanıyordu. Rüya görüyorya hani, hiç beklemeden karşılık verdi Mirhan' a. Mirhan üzerinde hafifçe hareket ettiği bal dudakların kısa sürede kendisine karşılık vermesine şaşırsa da bozuntuya vermedi ve aldığı karşılığın keyfini çıkardı.
Zümrüt normalden uzun süren rüyası ile önce kaşlarını çatarak ayılmaya çalıştı, gözlerini yavaşça araladı, önce yüzüne eğilen suratı sonrada hareketsiz duran dudaklarını hâlâ öpen dudakları fark etti. Henüz tam ayılamadığı için ne gördüğü yüzü çıkarabiliyordu ne de nerede olduğunu. Hemen devreye giren savunma mekanizması ile onu öpen dudakları sertçe ısırdı.
Mirhan Zümrüt' ün uyanıp artık kendisine karşılık vermediğini anladıysada kopamıyordu küçük şeytanından. Kısa süre sonra dudaklarına hissettiği keskin acı ve kan tadıyla hızla çekildi doyamadığı dudaklardan. " Ne yapıyorsun Zümrüt!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (Tamamlandı)
Aktuelle LiteraturHayatın ondan çaldıkları kadar verdikleri ile de yetinmeyi öğrenen, biraz deli, çokça zeki, yeri geldi mi çatlağın teki...Küçük bir şeytan işte.