...10...

9.4K 608 12
                                    

                                                  

Aynanın karşısında küpelerini takarken o gece olanları düşünüyordu. Parmakları usulca dudaklarında dolaştığında gözlerini kapatıp içini çekmişti yine. Bunu sık sık yapmaya başladığını düşündüğünde içinde hissettiği ağırlıkla nefesi kesildi. Yüreğinin orta yerine sanki biri gelip kocaman bir taş bırakmıştı. İki haftadır evli olduğu, tanımadığı ama tanımak istediği bir adamın varlığı bütün hayatını, duygularını altüst ediyordu. Ona sarılmak istemişti, ona dokunmak ve orada kalmak istemişti o kısacık an boyunca. Öfkesinin altında yatan acıyı bütün ruhunda hissetmiş, ürkmüş ama uzaklaşmak yerine ona bir adım daha gitmişti. Kocası, Kuzey Dağhan hayatına pimi çekilmiş bir el bombası gibi girdiği o ilk andan itibaren kendi içinde, benliğinde uzun yolculuklar yapmaya başlamıştı. Ondan uzaklaştığında Kuzey'in gözlerine yerleşen bakış ve dudaklarından dökülen zehir gibi cümleler çok acıtmıştı canını. O konuşmayı hatırlayarak ürperdi.
"Sen saf, aptalca hayalleri olan bir çocuksun." demişti Kuzey fısıldayarak dişlerinin arasından.
"Neden?" diye fısıldamıştı aynı şekilde.
Mutfaktaki gerilimi şimdi bile anımsıyordu.
"Biz iki yabancıyız, tesadüfen karşılaştık ve ortak bir amaç için bir aradayız. Bu tür oyunlarla kaybedecek zamanımız yok anlıyor musun Asya? Ben canını acıtmak istememiştim. Öyle bakarak beni tahrik ediyorsun."
"Nasıl bakıyorum? Arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm."
"Arkadaşlar böyle şeyler yapmazlar küçük kız ama bunları bilmediğin ne kadar belli."
"Öğrenebilirim, bana öğretebilirsin."
"Benim kendime hayrım yok Asya, sana hiçbir şey öğretemem. Unut bu olanları. Bu akşam olanlar öfkeyle yaşandı. Odana çık."
Gözlerine dolan yaşlarla odasına koşarken incinmiş, reddedilmiş ve darmadağın olmuştu. O gece mutfakta olanlardan sonra çok az karşılaşmışlar, kısa cümleler kurmuşlardı karşılaştıklarında. Kısa telefon konuşmaları ise Kuzey'in yeni talimatları içindi. Sonra bu işi Yalçın Bey üstlenmişti. Üç gündür ayak sesleri dışında ona ait bir şey görmüyor,duymuyordu evin içinde. Kader Hanım onun kederli gözlerine bakıp ne olup bittiğini sorduğunda o ana kadar tuttuğu tüm gözyaşlarını döküvermişti ansızın. Kendine yakın bulduğu bu kadına o gece mutfakta olanlar dahil herşeyi anlatıp içini dökmüştü.
"Onu sürekli kızdırıyorum, sürekli yanlış davranıyorum. Sürekli benden daha çok uzaklaşmasına neden oluyorum Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım bilmiyorum." diye hıçkırıklara boğulmuştu.
Kader Hanım ona şefkatle sarılmış, saçlarını okşamıştı. Özlemini duyduğu anne sevgisini arar gibi sokulmuştu kadına.
"Sen başından beri ne olduğunu bildiğin bir oyun oynuyorsun küçüğüm ama kocan oyun oynamayacak kadar olgun bir adam. Aslında kızdığı sen değilsin bana göre. Bu kadar üzülme. O da kendi yolunu bulmaya, karanlıklarından arınmaya çalışıyor."
"Ben ona inanıyorum.Ona bunu anlatmaya çalışıyırum.Bu onu kızdırıyor."
"O başka bir dünyaya ait Asya. Tuzakların ve entrikaların cirit attığı, güvenin olmadığı, tek ve mutlak gücün para olduğu bir dünyaya ait. Yaraları var, inancını kaybetmiş. Ondan fazla bir şey beklememelisin. Sana daha fazlasını veremez canım, o da bunu biliyor. Aslında seni kendinden ve senin körpe duygularından korumaya çalışıyor. Bu çok asil bir davranış bence. Onu anlamaya çalış."
"Ya o...onu kendinden kim koruyacak.Birbirimize iyi gelemezmiyiz sence?Belki ben..."
"Yapma Asya...yapma çocuğum.Onun yükünü kaldıramayacak kadar narinsin ve oda bunu biliyor.Yapma..."
"Hiç bir zaman ona ulaşmama izin vermeyecek değil mi?"
Yaşlı kadın saçlarını okşayarak tebessüm etti.
"Belkide ona çoktan ulaştın Ve belki de o senden daha çok korkuyor bu durumdan"
Derin bir nefes alarak gözlerini kapadı Asya.Son günlerde hep olduğu gibi teselliyi yine Kader Hanım da bulmuştu. Kuzey'i görmediği o birkaç gün boyunca onunla zaman geçirmiş, deli gibi ders çalışmış, sınavlara girip çıkmıştı. Eve yorgun gelip yemeğini yer yemez odasına çekilmişti her gün ve gece onun ayak seslerinin odasının önünden uzaklaşmasını dinledikten sonra uykuya dalmıştı. O kapının çalmasını beklemişti. Onunla konuşmasını istemişti. O gülümsemeyi yeniden yüzünde görmek istemişti. O kısacık anlarda aralarında oluşan arkadaşlığı geri istediğini söylemek için çırpınmıştı yüreği. Şimdi beklenen gece gelip çatmıştı işte. Sabah kendisi için bırakılan notu Kader Hanım'dan aldığında korkuyla sararmıştı. Ne yapacağını bilemez şekilde salondaki koltuğa yığılıp kalmıştı elindeki kâğıtla.

Sen Giderken... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin